|
|
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, Dadaloğlu'nun bir destan, bir direniş anlamına geldiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti. "Dadaloğlu, sorunları çözemedi ve isyan etti. Bizim isyanımız, dağlara çıkmak olmayacaktır. 21. yüzyılda sorunların altında eziliyorsak, sorunlara başkaldıracağız. Sandıklara gideceğiz. Dadaloğlu'nun istediği yanıtı sandıklarda demokratik yollarla vereceğiz" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Dadaloğlu bir koşmadır, biz de koşacağız. Elimizde kılıç olmasa da aydınlık Türkiye'ye yüreğimizle gideceğiz" diyen CHP lideri, Dadaloğlu'nun zulme karşı durduğunu "Ferman padişahınsa dağlar bizimdir" dediğini anlattı.
Türkçe ile barışık bir Türkiye yaratılmasına katkıda bulunan, zulme isyan eden Dadaloğlu'nun sevilmeyi ve anılmayı hak ettiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Dadaloğlu birliktir, beraberliktir. Birliğimizin bozulmaması gerekiyor. Eğer birliğimizi bozarsak, birilerinin tuzağına düşeriz. 21. yüzyılda hukuk devletinde birliğin temeli anayasadır. Her yurttaş eline aldığında 'Bu benim anayasamdır' demelidir. Şimdi geldiğimiz nokta böyle mi? Eğer birliğimizi referanduma koyarsak, işte orada en büyük hatayı yapıyoruz demektir."
Dadaloğlu'nun dayatmaya karşı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, topluma dayatıldığını ileri sürdüğü Anayasa değişikliğine 'hayır' denmesini istedi.
Siyasetin halka hükmetmek değil, hizmet etmek olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, halktan toplanan her kuruş verginin hesabının verilmesinin namuslu siyasetçinin boynunun borcu olduğunu kaydetti.
Alanda bir kişinin taşıdığı "Bir düş gördüm. Düşümü 'hayır'a yordum. Recep'i düşerken Kemal'i uçarken gördüm" pankartını işaret eden Kılıçdaroğlu, "Dadaloğlu'nun memleketinde bu yazılıyorsa gerçekleşecektir" dedi.
Birliğe ve halkın gücüne güvendiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Dadaloğlu yola çıkarken sorunların altında başkaldırdı. Sorunları çözemedi ve isyan etti.
Bizim isyanımız dağlara çıkmak olmayacaktır. 21. yüzyılda sorunların altında eziliyorsak, sorunlara başkaldıracağız. Sandıklara gideceğiz. Dadaloğlu'nun istediği yanıtı sandıklarda demokratik yollarla vereceğiz. Dadaloğlu'nun ruhu şad olacaktır. Bütün arzumuz bu" diye konuştu.
CHP liderine konuşmasının ardından plaket ve el dokuması kilim hediye edildi. Kılıçdaroğlu, daha sonra halk oyunları gösterilerini izledi ve türküleri dinledi.
Gazi ile sohbet etti
Bu arada, Kemal Kılıçdaroğlu'nu taşıyan parti otobüsünün yolu Kayseri'den Tomarza ilçesine gelirken Kanber köyünün yakınlarında vatandaşlarca kesildi.
Kılıçdaroğlu burada aralarında 1997'de gazi olan Soner Çankaya'nın da bulunduğu vatandaşlarla sohbet etti. Çankaya, Kılıçdaroğlu'na "Terörü nasıl bitireceksiniz?" diye sordu. Terörle mücadelede içte ve dışta kararlı, tutarlı bir politika izlenmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bize dost görünüp terör örgütüne destek verenleri afişe etmek lazım" dedi. Terörle mücadelede kararlılık konusunda eski başbakanlardan Bülent Ecevit'i örnek gösteren Kılıçdaroğlu, terör örgütü elebaşının Suriye'den çıkarılması ve Kıbrıs Barış Harekatı'nın kararlı dış politika konusunda başarılı örnekler olduğunu söyledi.
Gazi Çankaya ise terör örgütü elebaşının "Konforlu bir hapishane hayatı" yaşadığını, bunun kendilerini üzdüğünü ve rahatsız ettiğini kaydetti.
"Biz referandum için yola çıktık"
Öte yandan; Kılıçdaroğlu, yurt gezileri kapsamında Malatya'dan Kayseri'ye geçerken özel uçakta beraberindeki gazetecilerle sohbet etti.
Gazetecilerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın devlet imkanlarını kullanarak referanduma yönelik çalışmalar yaptığına ilişkin iddiaları hatırlatarak değerlendirmesini sormaları üzerine CHP lideri şunları kaydetti:
"Biz referandum için yola çıktık. Devletin uçağını, helikopterini, kaymakamını, valisini kullanmıyorum. Son zamanlarda bazı kaymakamlar AKP'nin bir neferi gibi çalışıyor. Bunu yurt gezilerinde görüyorum. Sayın Başbakan kendine güveniyorsa, partisinin kaynaklarıyla yola çıksın, bizim gibi. Ama Sayın Başbakan'ın bu önerimi dikkate alacağını düşünmüyorum."
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın CHP'lilere yönelik "seçkinciler" eleştirisini hatırlatılması üzerine ise, "Ben hiçbir zaman seçkinci olmadım ama Sayın Başbakan yaşantısıyla seçkinciliğe bir örnek oluşturuyor. Gerek konutu, gerek 30 korumasıyla halktan koptu" dedi.
"Başbakan Erdoğan'ın TBMM'ye çok sayıda korumayla gelmesini nasıl buluyorsunuz?" sorusunu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Yadırgıyorum. Demek ki Başbakan böyle bir hayatı özlüyormuş da bizim haberimiz yokmuş" diye konuştu.