Dünyanın hiçbir yerinde terörle mücadelenin iktidar mücadelesi olarak gerçekleşmediğini anlatan Erdoğan, "AK Parti yıkılsın da ne olursa olsun mantığı var. Eğer bu ülkede, benim vatanımda terör bizim iktidardan çekilmemizle bitiyorsa biz çekiliriz. Terör bu ülkede 84'ten beri var" diye konuştu. Kılıçdaroğlunu dürüst olmamakla suçlayan Başbakan Erdoğan, TBMM'de başörtüsü sorunu için 411 oy çıktığında o oyları Anayasa Mahkemesi'ne CHP'nin götürdüğünü hatırlattı.
"MİLLETİ AŞAĞILAMAYA DEVAM EDİYORLAR"
Balıkesir Kuvayi Milliye Meydanı'nda referandum için 'Evet' oyu isteyen Başbakan Erdoğan, CHP'ye yüklendi, Anayasa değişikliğinin detaylarını anlattı. Erdoğan, CHP'nin "AK Parti Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile işbirliği yaptı" iddialarına tepki göstererek, "CHP'nin demokrasiye bakışı budur. İşte millete bakışı budur. Milletin tercihine, taktirine bakışı tam budur. '7,5 yıldır AK Parti nasıl iktidara geldi' diye düşünüyorlar. Ben buradan AK Parti'nin nasıl iktidara geldiğini, onlara söyleyeyim. AK Parti'yi millet iktidara getirdi, millet. Onlar statükocularla işbirliği yaparken, onlar çetelere avukatlık yaparken, onlar darbecilere çanak tutarken, onlar mafya ile elele dolaşırken, AK Parti gücünü milletten aldı. Onlar bildirileri alkışlarken, onlar statüko mitingleri yaparken, vesayetçi anlayışlardan medet umarken AK Parti dik durdu. Milletin yanında durdu. Canı pahasına milli iradeyi korumanın mücadelesini verdi. AK Parti sadece ve sadece milletle işbirliği yapar. Bunlar millete her zaman tepeden baktılar. Bugün de tepeden bakıyorlar. Bunlar millete karşı her zaman seçkinci davrandılar. Bugün de seçkinci davranıyorlar. Arayın bakın bunları kaymak takımının arasında bulursunuz, milletin arasında değil. Bunlar aziz millete ne dediler; bidon kafalı dediler. 'Göbeğini kaşıyan adam' dediler. Bunlar 'çiftçinin oyuyla profesörün oyu aynı olamaz' dediler. Bunların demokrasi mantığı bu. Bugün de millete aynı gözle bakıyor, milleti aşağılamaya devam ediyorlar. 'AK Parti birileriyle iş yaptı' demek, alenen
milleti aşağılamaktır, milletin tercihini aşağılamaktır. Milletin taktirini aşağılamaktır. Bu kafa tam 40 yıldır değişmedi. Değişmediği için de benim milletim bu CHP'yi tek başına iktidar yapmadı ve ben inanıyorum yine yapmayacak. Bu milletin neden AK Parti'yi tercih ettiğini anlamak istiyorsa, CHP başka yerlerde işbirlikçiler aramasın kendisine baksın, kendisine" dedi.
"ORDU GÖREVE PANKARTININ ALTINDA KİM VARDI?"
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu dürüst davranmamakla suçlayan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP Genel Başkanı sağda solda dolaşıp başörtü sorununu ancak biz hallederiz diyor. Dürüst ol, dürüst. 411 oy parlamentodan çıktığı zaman o parlamentonun tercihini, o başörtülü yavrularımızın üniversitede rahatlıkla okuyabilmesi için engelleri kaldıran o 411 oyu Anayasa Mahkemesi'ne kim götürdü? CHP götürdü. Onun altında senin de imzan vardı. Şimdi hangi yüzle gelip millete bunu biz hallederiz diyorsun. Bunların milletle ayarı tutmaz. Bunlar özgürlükçü değil, bunlar demokrat değil. Bunlar eğitim
özgürlüğüne karşı maalesef. 367 saçmalığına kim çanak tuttu. Yine bunlar çanak tuttu. Ordu göreve pankartının altında kim vardı. Yine CHP vardı. 27 Nisan açıklamasına kim oh dedi. Çetelere avukatlık yapacaksın, Tam Gün Yasası'nı iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesi'ne gidip milleti mağdur edeceksin, vesayete göz yumup statükoya sırtını dayayıp sonra 'AK Parti nasıl iktidar oldu' diyorsun. Ben söylüyorum. Böyle muhalefete can kurban. Aman bunlarla yola devam edelim. Böyle muhalefet dostlar başına. Bunlar böyle kafayla devam ettiği sürece asla tek başına iktidar olamazlar."
KILIÇDAROĞLU'NA HODRİ MEYDAN
Kılıçdaroğlu'nun "oylarımda anlamlı artış olmazsa genel başkanlıktan çekilirim" sözlerini hatırlatan Erdoğan, "Peki anlamlı ne demek, ölçüsü, birimi ne? Bunun cevabı yok. Tek başına iktidar olmak gibi bir hedef ortaya koyamıyorsun. Birinci parti hedefini önüne koyamıyorsun. Balıkesirli hanım kardeşime soruyorum? Sade suya tirit olur mu? İşte bunlar sade suya tirit doğramaya çalışıyorlar. Bakın ben bugüne kadar çok kesin konuştum. Eğer partim genel seçimlerde ikinci olursa genel başkanlığı bırakırım dedim. Yüreğiniz yetiyorsa, cesaretiniz varsa, siz de açıklayın dedim. Hiçbirisi açıklayamadı. Çünkü bunlara koltuk rahat geliyor rahat. Bırakamazlar. Siyaset samimiyet, ciddiyet, dürüstlük gerektirir. Önceki genel başkan aynen öyle yaptı. Koltuğu bırakamadı. Ondan sonra ne oldu gördünüz. Şimdiki ne yapıyor. 'Ben aday değilim' dedi. Aday olmayacağım dedi. Bir gün sonra adaylığını açıkladı. Bu millet dürüstü sever. CHP'nin şu andaki genel başkanı geliyor, her gün kuyuya bir taş atıyor. Öyle iddialar ortaya atıyor ki, böyle sorumsuz, lafının ağırlığı yok. Sadece popülizm yaparak siyaset yaptığını zanneden bir muhalefet olabilir mi" diye konuştu.
"İKTİDARDAN ÇEKİLMEMİZLE TERÖR BİTİYORSA BİZ ÇEKİLİRİZ"
Başbakan Erdğoan, provokasyonların, sinsi planların devreye sokulduğunu belirterek, vatandaşlara sağduyu çağrısı yaptı. "MHP Genel Başkanının ağzından dökülen hakaretler, benim MHP'ye oy vermiş kardeşlerimin ruh halini yansıtabilir mi? Bu üslup, bu hakaretler bu ülkenin güzel insanlarına apaçık bir haksızlık değil mi?" diyen Başbakan Erdoğan, "Bursa İnegöl'de küçük bir kıvılcım sokak olaylarına sebep oldu. Hatay'da 4 polisimizi şehit eden saldırı, Dörtyol'da tatsız olaylar çıkmasına zemin hazırladı. Bu olayları benim Balıkesirli kardeşlerim lütfen iyi değerlendirsin. Bu provokasyonlar sinsi bir planı devreye konulduğunu ortaya çıkarıyor. Taşeron örgüt Şemdinli, Çukurca, Reşadiye, Samsun, Hatay'da güvenlik güçlerine saldırırken, muhalefet partileri maalesef bunu bir fırsat gibi değerlendirdiler. Onlar da eş zamanla hükümete saldırmaya başladılar. Terörle mücadele sadece AK Parti'nin işi mi? Bunu hep beraber yapacağız. İktidarıyla muhalefetiyle, medyasıyla, sivil toplum örgütleriyle hep beraber yapacağız.
Dünyanın hiçbir yerinde bu tür mücadeleler iktidar mücadelesi olarak gerçekleşmedi. Ama biz de bu iş çirkin gidiyor. AK Parti yıkılsın da ne olursa olsun. Her zaman benim sözüm var. Yine aynısını söylüyorum. Eğer bu ülkede benim vatanımda, eğer terör bizim iktidardan çekilmemizle bitiyorsa biz çekiliriz. Ama biz bunları gördük. Terör bu ülkede 84'de başladı. 84'den bu yana her yıl teröre verdiğimiz şehidimizin sayısı belli. Şu ana kadar terörü verdiğimiz sayı 7 bin" diye konuştu.
"HİÇBİR PROVOKASYON BİZİ BİRBİRİMİZDEN AYIRAMAZ"
Halk oylamasında hayır dedirtmek için sokakların tahrik edildiğini, huzura kast edildiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Halk oylamasında hayır dedirtebilmek için sokağı tahrik edenleri, gençleri tahrik edenleri, ülkenin huzuruna kast edenleri ben aziz milletimin basiretine, ferasetine havale ediyorum. Polisime saldıran, polisimi şehit eden anlayış ne kadar tehlikeliyse, polis araçlarını ateşe veren, polislerimize karşı koyan anlayış da o kadar tehlikelidir. Polise taş atan anlayış ne kadar kötüyse, esnafa zarar veren, cam çerçeve indiren anlayış da o kadar kötüdür. Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Arnavudu, Boşnağı ile biz beraberiz. Yaratılanı severiz Yaratan'dan ötürü diyerek biz bu yola çıktı. Bizim farkımız bu. Hiç kimse kanun, kural tanımadan, sokakları çatışma yere çeviremeze. Bu infialleri, gösterileri haklı gibi göstermek, meşru gibi göstermek sorumsuzluk örneğidir. Siyasetçilere düşen, toplumu gerecek, toplumu bir birine düşürecek açıklamalar yapmak değil, birlik ve kardeşlik mesajları vermektir. 1914-17 arasında Balıkesir Lisesi hiç mezun vermedi. Neden? Çünkü bütün vatan evlatları gibi Balıkesir Lisesi'nin kahraman öğrencileri de genç yaşta Çanakkale cephesine koştu. 100 öğrenci gitti cepheye, sadece üçü dönebildi. Gidin Çanakkale'yi ziyaret edip, orada bir fatiha okuyun. Orada yatanların nereden geldiğini görün. Sarıkamış şehitliğinde Balıkesirli ile Batmanlı'nın, Siirtli'nin yan yana yattığını göreceksiniz. Biz birbirimizle öyle kardeş olduk ki, hiçbir terör öylemi, hiçbir provokasyon
bizi birbirimizden ayıramaz, bizi birbirimize hasım edemez. Biz bir elin parmakları gibiyiz, bir kardeşiz, akrabayız. Onun için sağduyu diyorum. Onun için sabır diyorum. Sokağa dökülenler, camı çerçeveyi indirenler, terör örgütünün tuzağına düşenlerdir. Komşusuna kem gözle bakanlar terör örgütünün oyununa alet olurlar. Öfkeyle hareket edenler birilerinin oyununa gelirler. Lütfen bu tuzağa düşmeyin, bu oyunlara aldanmayın. Terör örgütü sizin öfkelenmenizi istiyor, sokağa düşüp kardeşlerinize kem gözle
bakmanızı istiyor. Tahrik olup kardeşliğimizi zedeleyecek olaylara alet olmayın" şeklinde konuştu.
"TERÖR ÖRGÜTÜ PKK DA HAYIR DİYOR"
"12 Eylül'de sandığa gidiyoruz. Türkiye için yeni bir dönemin kapılarını aralıyoruz. Türkiye için yeni bir dönüm noktası olacak. Tabii ki 12 Eylül aynı zamanda bir milat" diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kimlerin bu değişikliğin karşısında durduğunu bakarsak, kim hayır diyor? CHP yönetimi, MHP yönetimi, BDP yönetimi hayır diyor. Başka kim diyor? Bir kısım medya. YARSAV hayır diyor. Millete tepeden bakanlar, seçkinciler, tuzu kuru olanlar hayır diyor. Bu anayasa değişikliğine terör örgütü PKK da hayır diyor. Bunlar daha evvel hiç bir araya geldiler mi? Bak şimdi CHP, MHP, BDP, YARSAV, bir kısım medya hepsi bir araya geldiler. Şerde hayır olmaz, kötülükte hayır olmaz. Bu tablodan, bu manzaradan,
ittifaktan Türkiye'ye bir hayır gelir mi? Bu anayasa ne getirecek, ne kazandıracak? Bu 27 maddenin içinde ne var, biliyor musunuz? Çünkü bu anaya değişikliğiyle hanım kardeşlerimin hakları anayasal güvence altına alınıyor. Fiziki anlamda kadın-erkek eşit değildir. Haklar konusunda kadın-erkek eşittir. Biz kadın-erkek fırsat eşitliği diyoruz. Kadın da, erkek de insandır, kutsaldır. Eşref-i mahlukattır. Kadının öyle bir özelliği var ki, aynı zamanda annedir, cennet, bizim değerlerimizde babanın ayağının altına konulmadı, ananın ayağının altına konuldu. Biz annelerimiz ayağının altını öperiz. Ama bunlarda annelik kutsal değil, kadınlık kutsal. Siz kadınla erkeğe eşit fırsat sunmayacak, eşit muamele yapmayacaksınız, ondan sonra kadın erkek-eşitliğinden dem vuracaksınız. Kadın-erkek eşitliği ilk defa anayasaya girdi. İş Kanunu'nda eşit işe eşit ücret getirdik. Meclis'te Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu'nu ilk defa biz kurduk. Aynı zamanda aile kurumuna güçlendirdik. Şiddete maruz kalan kadınlarımızın korunması için tedbirler aldık. Emniyet personelini kadına yönelik şiddet konusunda eğittik. Siyasette kadının yeri her zaman erkeğin yanında oldu. 2007 seçimlerinde biz parlamentoya 30 kadın milletvekili soktuk. Cumhuriyet tarihimizin en yüksek rakamı. CHP'nin kadın vekil sayısı dokuz, MHP'nin 2. Yerel seçimlerde 4 belediye başkanımız, 667 belediye meclis üyemiz hanım kardeşlerimizden seçildi. Biz işin edebiyatını yapmıyoruz, laf değil, iş üretiyoruz. Bunlar yerel seçimlerde önce çarşaf açılımı yaptılar. 3 gün sonra bir çarşaflı hanım kardeşimizi seçim otobüsünde tartakladılar. Bunlar emekli kardeşlerimizin duygularını istismar ederler, arkasından hemen emeklilere akıl tutulması yaşıyor derler. Bunlar yoksul derler, yoksulluk derler, ama yoksulun kapısını çalmazlar. Hem kadın-erkek eşitliği diyecek, hem 12 Eylül'deki halk oylamasında hayır diyeceksin; bu nasıl kadın haklarına saygıdır?"