CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisince Yozgat Cumhuriyet Meydanında düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Yozgatlılara verdiği sözlerin üzerinden 8 sene geçtiğini hatırlatan, ''İşiniz ve aşınız var mı?'' diye sorduğu vatandaşlardan ''Hayır'' yanıtını alması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
'Kim yalan söyledi o zaman? Bu milleti kim kandırdı. Recep Bey şunu söylüyor, 'Efendim diyor, milletin halinden anlamak için damdan düşeni getirin...' Sen damdan düştün, ama havuzlu villaya düştün. Millet yere çakıldı. Sen köşeyi dönünce han, hamam sahibi olmuşsun. Nasıl din, iman bu? Nasıl fakir, fukaralık bu?''
‘ADALETTEN KAÇANLAR PARTİSİ’
Vatandaşlardan 12 Eylülde yapılacak referandumda AK Parti'ye ders vermelerini isteyen Kılıçdaroğlu, ''Ben onlara adaletten kaçanlar partisi diyorum. Hiç ses çıkarmıyorlar, çünkü adaletten kaçıyorlar'' dedi.
‘SANA KEFEN GİYDİRİRLERSE...’
Başbakan Erdoğan'ın Aydın'da yaptığı konuşmada, ''Biz kefenimizi giydik de yola çıktık'' dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Bozok Ovası'ndan söylüyorum, Yozgat'tan söylüyorum. Sayın Başbakan, kimse sana kefen giydiremez. Sana birisi kefen giydirirse, gel kardeşini bul. Önce mücadeleyi ben vereceğim. Ama sana bir şey söyleyeyim, kul hakkı yediysen hesabını soracağım.
‘O ZAMAN DEMOKRAT DEĞİL MİYDİ?’
O hesap soracakların başında da bu kardeşin gelecek. Başbakan diyor ki 'Yüce Divan'dan bahsediyorlar' diyor. Bir de 'demokrat olduklarını' söylüyorlar diyor. Ya kulakları duymuyor, ya da ne söylediğini bilmiyor. Gerçekten anlamak mümkün değil. Bu iktidar döneminde bir Başbakan ve 7 tane eski Bakan Yüce Divan'a gönderildi mi? Bunlardan birisi de Mesut Yılmaz değil miydi? O zaman demokrat değil miydi bu adam?
‘CAMDAN KONUŞMA’
Sağında ve solunda iki tane cam var. Onlardan metin geçer, o da konuşur, yani camdan konuşur. Bizim gibi yüreğinden değil, candan değil, candan konuşamaz o. Başbakanlık yapıyorsan, çık milletin önüne, kağıda, cama falan bakma, içinden ne geliyorsa öyle söyle. Öyle konuş, yiğitçe konuş. Cama bakacaksın, eline bir metin sıkıştıracaklar, bu metinden konuşacaksın, ne söylediğini bilmeyeceksin.''
‘YİYE YİYE GÖZÜN DOYMADI MI?’
Kılıçdaroğlu, gittiği kentlerde üreticilerin sıkıntılarını dile getirdiğini, ancak Başbakan Erdoğan'ın bunu farklı algıladığını ifade ederek, ''Ben 'Anayasa değişikliği fındık üreticisinin sorununu çözüyor mu?' diyorum, Sayın Başbakan bunu fındık anlıyor. 'Kayısı üreticisinin sorununu çözüyor mu?' diyorum Sayın Başbakan kayısı anlıyor. Gitmiş Hatay'a, orada da künefe anlamış. Aydın'a gelmiş, incir anlamış. Çünkü onların görevi ne? Yemek. Yahu Recep Bey, yiye yiye daha gözün doymadı mı? Fındık ve kayısı üreticisinin alın terini sömürdün, daha yetmedi mi? Bunlar sırtlarını halka döndüler'' diye konuştu.
'YİĞİTSEN MAHKEMEYE VER'
Kılıçdaroğlu, “Bakın burada söylüyorum, 'Sayın Başbakan 1 milyar dolara kendi ülkesini pazarlamıştır' diyorum. Yiğitse mahkemeye versin bakalım” dedi.
'DARBELERE KARŞIYIZ'
CHP'nin her zaman halka güvendiğini ve gücünü halktan aldığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Darbelere de karşıyız, ister askeri, ister sivil, kim yaparsa. Biz şunu söylüyoruz, tek gücümüz var, halk. Biz uzaktan kumandalı hükümet olmayacağız, tek komutanımız olacak o da halktır'' dedi.