ERDOĞAN: Manastırda ayin yaptılar; ne kaybettik?

16 Ağustos 2010 Pazartesi  01:00

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) Gaziantep'teki iftar yemeğinde konuşan Başbakan Erdoğan, Trabzon'da 88 yıl sonra Sümela Manastırı'nda yapılan ayine dikkat çekti.
Tüm komşularla; hangi dil, din veya ırktan olursa olsun hepsiyle münasebetleri en iyi hale getirmenin çabası içerisinde olduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bugün Trabzon'da Sürmene'de Hıristiyanlar geldiler ve kendilerine göre ayin yaptılar. Bir iki grup -malum biliyorsunuz kim olduklarını- kalkıp 'Bak yeniden Pontus'u hortlattılar' diyorlar. Milliyetçiyiz diyorlar. Aç Osmanlı tarihini oku bak. Osmanlı bunlardan korkmuş mu? Osmanlı bunlarla da hiçbir zaman en ufak sıkıntıya düşmeden bunları uluslararası camiada da otoritesi için en iyi şekilde kullanmış. Ama şimdi nedir? Aman Ya Rabbim, ülkeyi kurcalamak, karıştırmak için bir korku havası oluşturuyorlar. Necip Fazıl'ın dediği gibi, 'Başarı, korkuyu korkutmaktadır' işte bu çok önemli."
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugün eğer kalkıp, Yunanistan Başbakanı'nı, 'Atina'daki camiyi ne zaman açıyoruz?' diye arıyorsam, bu adımlar sayesindedir. Yunanlı Başbakan da 'Er geç açarız' diyorsa, bu da benim dürüstlüğüme inandığı için söylediği sözdür. Bakın işte Kıbrıs'ta Rumlara göre bir adım önde olduk, ne kaybettik? Bizden öncekiler doğru dürüst hareket etmedi diye hep kaybettik. Dünya şimdi bizim karşımızda konuşamıyor. Referandumda da yaptık. Siz ne yaptınız? Aldattınız! 'Bundan sonra fazlasını isteyemezsiniz' dedik. 'İşte sona doğru yaklaşıyorsunuz, atacağımız adımlar nihai adımlardır. Ondan sonra bizimle masaya oturamazsınız' dedik bunu söyledik."
Geçmişte Türkiye'nin savaş eşiğine geldiği Suriye ile bugün ikili ilişkilerin önemli kazanımları da beraberinde getirdiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, Sümela Manastırı'nda yapılan ayinin de çok doğru bir karar olduğunu vurguladı.
"KIBRIS KONUSUNDA DÜNYA KARŞIMIZDA KONUŞAMIYOR"
Başbakan Erdoğan, Kıbrıs konusunda da sergiledikleri tavırda haklı olduklarını ve artık dünyanın Türkiye karşısında söyleyecek sözünün bulunmadığını kaydetti.
Kıbrıs konusunda Türk tarafının Rumlara göre bir adım önde olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, muhalefetin bu konulara yaklaşımını eleştirdiği sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakın biz iktidara gelmeden önce az kalsın Suriye ile savaşıyorduk. Hatta hatırlayın topları o tarafa doğrultmadık mı? Bak şimdi buyur gidiyoruz, geliyoruz kim kazanıyor. Gaziantep kazanıyor, buradaki esnaf, tüccar, sanayicim kazanıyor. Evvel Allah daha iyi olacak. Bu tuzakları, bu tezgâhları bozuyoruz."
"YARSAV'IN KENDİSİNE GELMESİ LAZIM"
12 Eylül'de yapılacak referanduma da değinen Başbakan Erdoğan, verilecek 'evet' oylarının darbe anayasasına karşı verilmiş olacağını vurguladı.
Başbakan Erdoğan, kendilerine yönelik çıkışı ile tepki gösterdiği YARSAV'ın kendisine gelmesi gerektiğini ifade etti.
12 Eylül'de, Anayasa Mahkemesi'nin yapısının değiştiğini, mahkemenin 17 kişiden oluşacağını kaydeden Erdoğan, "Kalkıp yalan söylüyorlar, 'Anayasa Mahkemesi'ne hükümet atama yapacak' diyorlar. Böyle bir şey yok yalan, yeni mekanizma tamamen seçimle üye seçimine yol açıyor. Yine HSYK'ya bizden atama kesinlikle yok. Bunlar istemiyorlar ve diyorlar ki; 'Hazırlanan tezgâh bozulacak'. İşte bundan çok çekiniyorlar. Hangi ülkede kamerayla mülakat yapılan yer var. Bunlar böyle bir adet getirdiler. Niye? Çünkü kendi iktidarlarında yaklaşık 5 bin yargı mensubunu tamamen böyle fişleyerek kendi elemanlarından aldılar. Sonra da, 'Partilimi almayacağım da MHP faşistlerine mi alacağım' dedi ve bu sözler kayıtlarda var. Onlar söyledi bunu. Şimdi bunlar bakıyorlar ki arka bahçeleri elden gidiyor. İşte bundan korkuyorlar, endişeleri bu. MHP tabanına özellikle söylüyorum, bugünü hatırlayın. Gelin bu tezgâhı bozalım.
Bakın YARSAV bana bağırıp çağırıyor. Niye bağırıp çağırıyorsun bana. Sen tavrını ortaya koyarsan ben üyelerine nasıl güveneceğim? YARSAV'ın da kendisine gelmesi lazım. Onlar, sorunları ortaya koyma anlamında mücadele ederlerse biz bunu takdir ederiz. Ana muhalefet 'Ergenekon'un avukatıyız' diyor. O avukatlığa soyunmuş; ama biz milletin avukatıyız." diye kaydetti.
Kendisini "çalışan fabrikaları açmakla" suçlayan CHP'li milletvekillerine tepki gösteren Erdoğan, "Bunların ayağı yere değmiyor. İşi gücü dedikodu üretmek." dedi.
7 buçuk yıllık iktidarları süresince çok önemli işlere imza attıklarını belirten Erdoğan, verdiği rakamlar ile önceki ve kendi dönemlerinden örnekler sundu.
Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: "Biz göreve geldiğimizde Merkez Bankası'nın kasasında 26 buçuk milyar dolar para vardı. Şu anda kasamızda 75 milyar dolar para var. Ben resmi rakamları veriyorum, havadan afaki değil olanı konuşuyorum. Bakın bizden önce ANAP, MHP ve DSP iktidardaydı. Ana muhalefetin iktidarını karıştırma geç onu, zaten onlardan bir şey kalmadı Türkiye'yi ne hale düşürdüklerini biliyorsunuz. Yatırım, şu, bu filan hak getire. Türkiye şimdi sıçramayı yakaladı. Ana muhalefetin iki vekili bugün açılışını yaptığımız yerler için 'bunlar açılışı yapılmış tesislerdi' demişler.
Ben de Sanko Holding sahibi Abdülkadir Bey'e 'Daha önce açılışı yapılmış mı' diye sordum. O da 'olur mu öyle şey' dedi. Bir tesis çalışmaya başlar ama ondan sonra kalkar resmi törenle açılış yaparsınız. Benim doğduğum yerin tabiriyle bu işin raconu budur. Ama bunların ayağı yere değmiyor, işleri güçleri dedikodu üretmek. Hani tilki yetişemediği üzüme koruk dermiş ya, bunların da işi gücü bu. Parlamentoyu çalıştırmamak için ne gerekiyorsa yaparlar."
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından MÜSİAD'ın yeni üyelerine rozetlerini taktıktan sonra kentten ayrılmak üzere havaalanına hareket etti.
 



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/ERDOGAN-Manastirda-ayin-yaptilar-ne-kaybettik/342845