Reşit Kesim-'Müzakere prosedürüne doğrudan veya dolaylı müdahil kişileri'' kaynak gösteren gazete, kasım ayına kadar müzakerelerde önemli ilerleme kaydedebileceğine inananların sayısının önemli ölçüde azaldığını öne sürdü.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un, Kıbrıs sorununa ilişkin rapor yayımlayacağı kasım ayının belirleyici olacağına dikkati çeken gazete, ''çıkmazın devamı halinde Genel Sekreter Ban'ın ne önereceğine dair senaryoların havada uçuştuğu'' yorumunu yaparak, özetle şunları kaydetti:
''Senaryolar havada uçuşuyor, ancak bunlardan sadece iki versiyonu baskın... Ya Kıbrıs sorunu bu aşamada çözümsüz bir sorun ilan edilip bu çözüm çabasına son verilecek veya mevcut çabaların arzu edilen sonuca götürmemesi nedeniyle yeni bir müzakere çerçevesi aranacak.
İlk versiyon 'katı' bir tercih ve daha az olası görülüyor. Ancak ikincisi, gerek çok taraflı uluslararası konferansın gerçekleştirilmesine gerekse bugüne kadar müzakere ettiğimiz kapsamlı çözüm yerine taksim müzakeresine göndermede bulunabilecek alternatif düzenlemelerin aranması yolunu açacak. Ancak bütün bunlardan önce BM ve uluslararası camia, Adadaki iki lider arasında yürütülmekte olan mülkiyet müzakerelerinin sonucunu bekleyecek. Sorunun bu yönü, çözüm arayışlarının başarı veya başarısızlığı açısından anahtar olarak görülüyor.''
''BAN VE DOWNER'İN ÖNÜNDEKİ İKİ SENARYO''
Doğrudan müzakerelerde çıkmaza girilmesi durumunda BM Genel Sekreteri Ban ile Ban'ın Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer'in iki senaryo ile karşı karşıya geleceğini savunan gazete, bu konuda özetle şu iddialara yer verdi:
''1- Ban Ki-mun'un raporunda, Kıbrıs sorununun bu konjonktürde ve iki bölgeli iki kesimli federasyon modelinde çözülemeyeceği saptaması yapılacak. Bu aşırı bir tespittir ve benimsenmesi halinde Genel Sekreter'in Kıbrıs'taki iyi niyet misyon bürosunun kapanmasını, Aleksander Downer'ın gitmesini ve Kıbrıs sorununun hallinin çok da yakın olmayacağı kesin olan gelecek bir tarihe havale edilmesini gündeme getirmesi muhtemeldir.
Rum tarafı, Downer'ın ve Genel Sekreter'in bu tür bir öneride bulunacağına inanmıyor. Çünkü prosedürün tamamıyla çökmesi, sorunun ana oyuncularının hiçbirinin işine gelmez. Kıbrıs sorununu ve sorunun uzun yıllar işleyişine getireceği engelleri yönetmek zorunda kalacak olan AB'nin de işine gelmez. Ancak diplomatlar her iki topluma da baskı yapabilmek için bu senaryoyu gözardı etmiyor.
2- BM'nin ve arabulucuların önünde duran diğer bir versiyon ise, Ban Ki-mun'un raporunun, çözüm prosedürünün değiştirilmesi amacıyla kullanılmasını öngörüyor.
Buradaki olasılıklar ise şunlar: Ya sorunun bütün yönlerinde çetin pazarlıkların ele alınacağı çok taraflı bir uluslararası konferans çağrısı yapılacak veya alternatif düzenlemelerin görüşülmesi önerilecek. Mesela, Kıbrıslı Türklerin doğrudan ticareti ile Maraş'ın iade edilmesi ve Türkiye'nin AB müzakere başlıklarının açılmasının kombine edileceği paket gibi... Böyle bir durumda Türk tarafının pakete, Ercan Havalimanının uluslararası uçuşlara açılmasını da eklemek isteyeceği açıktır. Yukarıda anlatılan her iki versiyon da Kıbrıs Rum tarafını tatmin etmiyor.''