Kravchenko, neden Antalya'dan ev satın aldığını anlatırken, Aspendos antik tiyatro binasına vurgu yaptı ve dünyanın değişik ülkelerinde onca salonda verdiği konserlerin hiç birinde, Aspendos'ta 2006 yılında verdiği iki konser kadar etkilenmediğini söyledi.
Antalya'ya daha önceleri de geldiğini belirten Kravchenko, ''Kentin doğal güzelliklerini beğendim. Ama 2006 yılındaki müzik festivalinde Aspendos'ta verdiğim biri kapanış iki konser beni bu tarihi mekana bağladı'' dedi.
Kravchenko, Antalya'nın kendisi için özel bir yer olduğunu, çocukluk çağının geçtiği doğum yeri olan şu anda Ukrayna sınırları içindeki Odesa kentinin denizi ve dağlarını anımsattığı ve her şeyin doğal ortamında seyrettiği için Antalya'yı çok sevdiğini belirtti.
Brezilya çok uzak olduğu için o ülkeye yerleşmeyi düşünmediğini anlatan Kravchenko, Türkiye'yi hem doğal güzellikleri hem de insan ilişkileri ve sanat çalışmaları için yerleşme amacıyla tercih ettiğini ifade ederek şöyle devam etti:
''Esas olarak Moskova'da oturuyor ve yaşıyorum. Çok yoğun bir programım var. Dünyanın her yerinden davetler geliyor. Antalya benim için bir nefes, bir oksijen gibi. Tatil gibi bir lüksüm yok benim. Gittiğim her yerde çalışıyorum. Çalışmasam bile beni bırakmıyorlar. Şimdi Antalya'da ev aldığımı öğrenen değişik uluslardan burada bulunan bazı eski ve yeni öğrencilerim hemen kapıma geldiler. Antalya'da evim var ama dinlenmek için burada fazla zaman ayırabileceğimi sanmıyorum. Ama yine de bir ilham için, bir rahatlık için Antalya'nın atmosferi bana çok faydalı geliyor. Bizim için burası küçük bir ada, bir ev. Burada telefonumu fazla açmayacağım. Arayanlara cevap vermeyeceğim. Mümkün olduğu kadar dinlenmek, hem de çalışmalarıma burada konsantre olmaya çalışacağım. Benim için burası gerçekten güzel bir yer. Belki biraz beni denizi de çekti. Çünkü ben de deniz çocuğuyum. Odesa'da deniz kenarında büyüdüm. Dağlar, deniz orada da vardı burada da var.''
Kravchenko Moskova'daki işlerinin yoğunluğu ve dünyanın değişik yerlerinden aldığı konser davetleri yüzünden Antalya'ya daha çok birer hafta süreyle ailesiyle birlikte gelebileceğini belirtti.
Antalya'nın bugünkü gelişmişlik düzeyi ile dışarıdan aynı zamanda sanatçı çeken bir kent özelliğine de kavuştuğunu söyleyen Sergey Kravchenko, kentin sanat, kültür yaşamına katkıda bulunmak istediğini, bu katkının, istemese bile kendiliğinden oluşacağına işaret etti.
Yaşam temposuna ilişkin bir soruyu İtalyanca müzik terimiyle ''allegro'' olarak nitelendiren Kravchenko, Türk sanatçılardan Ayla Erduran'ı iyi tanıdığını ve takdir ettiğini belirtti. Kravchenko, Fazıl Say'ın da Rusya'da çok iyi bir müzisyen ve bestekar olarak tanındığını, kendisinin de Say'a hayranlık duyduğunu söyledi.
Kravchenko söyleşi sırasında kendisinin bir parçası kabul ettiği tarihi özelliği olan 1698 yılında, ünlü bir İtalyan keman yapımcısı aile olan Josef Guarneri Del Gesu tarafından yapılan kemanı hakkında da bilgi verdi ve kemanının ahşabının oluşturan ağacın Anadolu'dan geldiğini, bu ilişkinin bile kendisinin Türkiye'ye ilgi duymasında rolü olduğunu anlattı.
Kravchenko, söyleşide bir noktayı ısrarla vurgulamadan geçemeyeceğini belirterek, Türkiye'de kendisine çok iyi davranıldığını, gezdiği çok sayıdaki ülke arasında Türk polisinden gördüğü yakın ilgi ve güleryüzü aynı şekilde öteki ülkelerde göremediğini, Türk polisinin hiç bir sorun çıkarmadan pasaportunun Türkiye'deki vize süresini altı ay uzattığını sözlerine ekledi.