Bugatti Veyron 16.4 Super Sport, Veyron’un çıkacak son modeli olmanın yanı sıra Haziran ayında Volkswagen’in Ehra-Lessein test pistinde rekor kırarak “dünyanın en hızlı üretim otomobili” unvanını ele geçiren otomobilin de yol versiyonu.
Koyu mavi karbon fiber gövde etkileyici
|
Otomobil 431,072 km/s azami hıza çıkmayı başardı, fakat üretim versiyonunda “lastikleri korumak" amacıyla hız 415km/s ile sınırlanacak. Bugatti bu azami hız sınırlaması haricinde Super Sport’un geri kalanının dünya rekoru kıran otomobille aynı olacağını söylüyor.
Bugatti, Super Sport’un ilk olarak 2005’te piyasaya sürülen 1001 beygir gücündeki klasik Veyron’un sürekli geliştirilmesinin sonucu olduğunu belirtiyor.
Hız rekoru kıran modelin renk kombinasyonu. Sadece 5 adet üretilmiş...
|
Super Sport’un 8.0 litrelik 16 silindirli motorunun gücü daha büyük turbo beslemeler ve ara soğutucular sayesinde 1200 bg’ye, torku da 1500 Nm’ye çıkmış; şasinin ekstra güç ve hızla baş edebilmesi için kapsamlı bir şekilde modifiye edilmesi gerekmiş.
Modelin üretimi sonbaharda başlayacak ve yalnızca 40 adetle sınırlı olacak. Bugatti Veyron’un 300 adetlik üretiminin 260’ı için sipariş aldı; Super Sport modelleri de üretimin geri kalanı olacak.
Türünün tek örneğini isteyenlere…
Modifiye firması Mansory, rakiplerinden farklı olarak motor gücü yerine estetiğe odaklanmış bir şirket; çok kaliteli olan otomobilleri türünün tek örneği haline getirmesi ile ünlü. İşte Bugatti’ye Mansory yorumu.
Mansory Bugatti Veyron Linea Vincero d'Oro
|
“Standart”! Bugatti Veyron’a göre ön tarafında farklı bir tarz, yanlarda daha geniş hava girişleri, altın renginde parçalar ve LED aydınlatma dikkat çekiyor. Kabin ise, egzotik malzemeler ile kaplanmış altın rengi ile öne çıkıyor. İsteğe göre değişen renklere sahip “mood lighting – mod ışıklandırması” , altın renginin etkisi artırmak için kullanılabiliyor…
Mansory'nin kabin yorumu...
|
Kısaca Bugatti…
İsim hakkı 1998 yılında bugünkü sahibi Volkswagen’e geçene kadar Bugatti markası çok fırtınalı dönemler geçirdi. Kaynaklarda “eksantrik dahi” olarak tanımlanan İtalyan göçmen Ettore Bugatti, 1909 yılında, o zamanlar Almanya topraklarında olan, Fransanın Molsheim şehrinde efsane markanın fabrikasını kurar. Kısa sürede otomobil mühendisliğindeki dehası sayesinde, otomobil yarışlarında zaferden zafere koşar. Başarılı yarış otomobilleri ve yüksek kalitede yol otomobilleri ile ün yapar. Ancak zor geçen savaş yılları ve Ettore’nin büyük oğlunun bir test sırasında kendisinin de 1947 yılında vefat etmesinden sonra, marka 1987 yılında İtalyan bir girişimci tarafından satın alınıncaya kadar farklı ellerde çok varlık gösteremez.
Yeni sahibi ile 1991 yılında, EB110 modeli etkileyici ve markaya yakışır bir geri dönüşü gerçekleştirir. Ancak parlak yıllar kısa sürer; 1995 yılında şirket yanlış stratejileri nedeniyle batar. Markanın yıldızının tekrar parlaması için Volkswagen tarafından satın alınması gerekmektedir.
Bugatti ve bazı “bilim-kurgu” özellikleri…