12 Eylülde yapılacak halk oylamasına değinen Çavuşoğlu, yaptığı ziyaretlerde bu oylamanın Türkiye için ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalıştıklarını belirtti. Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
''Hem bir vatandaş olarak, hem bir Türk milletvekili olarak, halkımızı temsil eden bir vekil olarak, hem de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclis Başkanı olarak Avrupa açısından baktığımız zaman ortak değerlerimiz ve demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü açısından baktığımız zaman, Türkiye'nin gerçekleştireceği anayasa halk oylamasını, anayasa paketinin içeriğinin ne kadar önemli olduğunu, Türkiye'nin geleceği için, demokrasileşmesi, sivilleşmesi, ortak değerleri ve Avrupa değerlerine bir adım daha ulaşması için vatandaşlarımıza anlatıyoruz. Avrupa Konseyi olarak da anayasa paketini destekliyoruz. Bu paketin Türkiye'de bulunan her vatandaşımıza ne kadar özgürlükler getirdiğini anlatmaya çalışıyoruz ve Türkiye'nin itibarını ne kadar arttıracağını vatandaşımıza anlatıyoruz. Bu halk oylamasında vatandaşlarımızın siyasi saplantılara girmeden sadece bu anayasa paketinin Türkiye'ye neler getireceğini düşünerek, (evet) oyu vermesini istiyoruz.''
Halk oylamasında hayır oyu verilmesi için kampanya yürütenlere çağrıda bulunan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Özellikle 'hayır' kampanyası yapan siyasi ve muhalefet parti başkanlarına bir çağrıda bulunuyorum: Gereksiz, ideolojik, slogan, söylem, iftira, yalan dolu söylemlerini bir kenara bırakıp, bu paketin içinde ne var, belki karşıdırlar, onu da söylesinler. (Evet bu var, ama biz buna karşıyız) desinler. Buna da saygımız var. Ne olur vatandaşları yanlış söylemlerle aldatmaya çalışmasınlar. Karşı çıkıyorlarsa da açıkça (karşı çıkıyoruz) desinler. Ama maalesef bu anayasa paketine 'hayır' denince, üzülüyoruz.''
''Irkçılık, hatta daha ileri düzeyde, ırkçılığın da ilerisine gidilerek din düşmanlığı, insan düşmanlığı, bazı etnik gruplara karşı Avrupa'da düşmanca tutumların olduğunu görüyoruz. Milliyetçiliğin arttığı dönemlerde siyasi parti ve iktidarların maalesef popülizm yaptığını görüyoruz. Bu Avrupa için tehlikeli. Avrupa'nın savunduğumuz demokrasi ve insan hakları, hukukun üstünlüğü ortak değerleri ile tamamen çelişen bir yaklaşım. Bu sadece Roman kardeşlerimiz için geçerli değil. Şu an Romanlar gündemde. Diğer milletlere de ayrımcılığın yapıldığını görüyoruz. Avrupa Konseyi olarak bu konularda çok hassas ve duyarlıyız. Son zamanlarda Fransa'nın Roman vatandaşlara yaptıklarını kınıyoruz.
Bu tür insanlık dışı ortak değerlerimize karşı olan bu akımlar bundan sonra yükselmez. Hatta durur diye düşünüyorum. Biz de Avrupa Konseyi olarak elimizden gelen ne varsa yapıyoruz.''