Ombudsmanın, aynı zamanda demokrasinin gelişmesinde, sivil toplumun oluşmasında önemli katkılar sağladığını belirten avukat Mücahit Gündoğdu, kamu denetçiliğinin, İsveç dilinde delege ve avukat temsil etme yetkisi verilen kişi anlamına geldiğini söyledi.
Ombudsmanlığın, geçmişin Osmanlı dönemine kadar dayandığının altını çizen Gündoğdu, İspanya'da halkın savunucu, Avusturya'da halk avukatı, Fransa'da arabulucu ve 12 Eylül'de anayasa değişikliği paketi halktan evet yetkisi alırsa Türkiye'de ise halk gözlemcisi, kamu hakemi ve kamu denetçisi ünvanıyla hizmet vereceğini kaydetti. TOYÖKÜD, Antalya'nın Manavgat, İbradı, Akseki ve Gündoğmuş ilçelerinde referandumda niçin evet denilmesi gerektiğiyle ilgili köy ziyaretlerini sürdürüyor.
Gündoğdu, TOYÖKÜD Yönetim Kurulu üyeleriyle Manavgat Beşkonak Çay Mahallesi sakinlerine referanduma sunulan anayasa değişikliği paketi maddeleriyle ilgili bilgilendirme yaptı. Gündoğdu, "Ombudsmanlık Kurumu Osmanlı'daki Ahilik Kurumu'ndan esinlenerek hayata geçirilmiştir. Ahilik Kurumu'nun liderinin seçimi demokratik usulde yapılır, göreve getirilen kişide dürüstlük, liyakat, tarafsız olma özellikleri aranırdı. Bağımsız ve tarafsız bir kurum olarak faaliyet gösteren ve aynı zamanda sivil toplum kuruluşu olan Ahilik, devlet ile vatandaş arasındaki sorunların çözümünde, hakların korunmasında halkın vekilliği görevini yerine getirmiş, halkın gözlemcisi durumuna gelmiştir. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından AB'nin kendi bünyesinde ve üye ülkelerde kurulan ombudsmanlık kurumunun Türkiye'de de kurulması önerilmektedir. Ne yazık ki böyle bir kurum henüz kurulamamıştır.2000 yılında TBMM'de bu konuyla ilgili bir yasa taslağı hazırlanmış, ilgili komisyonlarda görüşülmüş; fakat kanun halini alamamıştır. 12 Eylül'de halkımız referandumda evet derse kamu denetçiliği ülkemizde de hizmete girecektir. Böylece yolsuzluğun, rüşvetin, adam kayırmanın önüne geçilirken, halkın yönetime etkin katılmasını yolu açılmış olacaktır." diye konuştu.
Gündoğdu, İsveç'te ombudsmanlığın 1713 yılında ülkede yolsuzluğun had safhaya ulaştığı bir dönemde kurulduğunu ve başarılı olunca da 1809'da anayasal bir kurum haline geldiğini kaydetti.
Başarılı uygulama ardından, daha sonra İskandinav ülkelerinden Finlandiya 1919, Norveç 1959, Danimarka'nın 1954 yılında ombudsmanlık sistemine geçtiğini belirten Gündoğdu, ombudsmanlığın 1962 yılında bir sıçrama yaparak Avrupa'dan Pasifik'e yayıldığını söyledi. Yeni Zelanda'nın Danimarka'yı örnek alarak kendi ulusal değerlerini koruyan bir ombudsmanlık bürosu kurduğunu belirten Gündoğdu, Parlamento Komiseri adı altında 1962 yılında kurulan büro, birçok hükümet birimini denetim ve gözetim yetkisine sahip kılındığını dile getirdi.
TOYÖKÜD Başkanı Ömer Gürler de yaptığı konuşmasında, 12 Eylül'de yapılacak olan referandumu partiler üstü gördüklerini söyledi. Ömer Gürler, torunların geleceği ve ülkenin demokratikleşmesi ve ileri düzey insan hakları, kişi hak ve hürriyetleri ve hukukun üstünlüğü için referandumu çok önemsediklerini kaydetti. Gürler, "Referandumda biz değil, bizden sonraki nesillerin geleceği onaylanacak. Atanmışların seçilmiler üzerinde vesayet kurmaması için TOYÖKÜD olarak halk oylamasına evet diyoruz." diye konuştu.