1997-2007 yılları arasında İngiltere Başbakanı olduğu dönemle ilgili anılarını kaleme alan Blair'in kitabında, Türkiye ile ilgili düşünceleri de bulunuyor. Avrupa Parlamentosu ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'le ilişkilerine değindiği ve Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakerelerinin başladığı 2005 yılıyla ilgili bölümde Blair, şu ifadelere yer veriyor: Türkiye'nin AB üyeliğinin zaman alacağını, çünkü AB'nin yeni genişlediğini ve bu genişlemeyi hazmetmek için süreye ihtiyacı olduğunu kaydeden Blair, "Konu, AB liderlerinin Müslüman karşıtı olmaları değil, ancak bu Avrupa'nın doğası için büyük bir değişiklik olacaktır" dedi. Blair, Türkiye'nin AB'ye üye olmasından yana olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin üyeliğinin herkes için iyi olacağını belirtti. Türkiye'yi itmenin tehlikeli olacağını kaydeden Blair, "Çünkü itmek, Yahudi-Hristiyan ve Müslüman medeniyetlerinin birlikte var olamayacaklarına işaret edecektir" ifadesini kullandı. Başbakanlık görevinden ayrıldıktan sonra Türkiye'nin AB'ye tam üyelikten farklı bir yöne gittiğini kaydeden Blair, "Bu, her iki taraf için de riskli bir hata" dedi. Blair Irak savaşına da değindiği kitabında, özellikle Türkiye gibi geleneksel olarak Irak'ı destekleyen ülkelerin 2003 yılında Irak savaşına karşı olduğuna dikkati çekti. Tony Blair kitabının sonundaki "dipnot" bölümünde ise günümüzü değerlendirerek, dünyada artık gücün doğuya doğru kaydığını belirtti. Türkiye ve Brezilya gibi ülkelerin önemli roller üstlendiğini kaydeden Blair, bunu yaparken de bu ülkelerin kimseden izin istemediklerini kaydetti. Bu arada, Blair'in bugün İngiltere'de piyasaya çıkan 691 sayfalık kitabı İngiltere'nin başkenti Londra'daki birçok kitapçının vitrinlerinde yer alıyor ve çok satılıyor.
"Yeni hükümetiyle Türkiye, Avrupa'ya doğru önemli adımlar atıyordu. Başbakan Tayyip Erdoğan ve zamanın Dışişleri Bakanı Abdullah Gül duyarlı, ileri görüşlü kişilerdi, en azından o zamanlar tanıdığım anlaşması en kolay Türk politikacılarıydı. Akıllılardı, ne istediklerini biliyorlardı ve Avrupa'ya gelmek istiyorlardı, üstelik Kıbrıs konusunda mantıklılardı."