Ankara, bazı internet sitelerinde yer alan ve Yargıtay üyelerine ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarıyla çalkalanıyor. "Referandumdan ‘hayır’ oyu çıkması için Abdullah Öcalan’a ihtiyaç olduğu", "BDP’nin ‘KCK operasyonlarıyla canınıza okuyacaklar’ diye ‘hayır’ safına çekildiği" şeklindeki konuşmaların yer aldığı ses kayıtlarına iki ayrı doğrulama geldi. Kayıttaki sesin sahibi olduğu iddia edilen Yargıtay 8. Daire Üyesi Hamdi Yaver Aktan, konuşmaların kendisine ait olduğunu kabul etti ancak değişik zamanlardaki konuşmaların montajlandığını iddia etti. BDP’yi iknaya gönderildiği iddia edilen Avukat Turgut Kazan da "BDP’ye gittim, KCK’yı da konuştuk" dedi.
"KONUŞMA BANA AİT AMA MONTAJ VAR"
'Referandumda hayır çıkması için Abdullah Öcalan'a çok ihtiyaç var' dediği ileri sürülen Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi Hamdi Yaver Aktan, kayıttaki sesin kendisine ait olduğunu kabul etti. "Bunlar Yargıtay’daki ortam dinlemeleri. Değişik zamanlardaki konuşmalar sanki tek bir konuşmaymış gibi montajlanıyor. Yeni de değil. Tahminime göre Mart yada Nisan ayında" dedi. Turgut Kazan’ı BDP’ye gönderdiği iddiası için "Bu da montaj. Böyle birşey asla sözkonusu değil" diyen Aktan şöyle devam etti: "Bölge oylarının önemli olduğunu konuştuk. Oylarda bir bloklaşma olması halinde bunun kötü olacağını."
"DEMİRTAŞ İLE KCK’YI DA KONUŞTUK"
Ergenekon sanığı Başsavcı İlhan Cihaner’in avukatı Turgut Kazan ise, BDP’li Selahattin Demirtaş ile görüştüğünü ve KCK operasyonlarını da konuştuğunu söyledi. Görüşmenin Yargıtay üyesi Aktan’ın yönlendirmesiyle olmadığını söyleyen Avukat Kazan, "Kayıtlarla oynanmıştır. İlhan Cihaner’in durumunu görüşmek için Devlet Bahçeli, Deniz Baykal ve Selehattin Demirtaş’tan randevu alıp görüştüm" dedi. "KCK’yı konuştunuz mu" sorusuna Kazan "Tam hatırlamıyorum. Demirtaş da böyle bir KCK operasyonunu görüşmüş olabileceğimizi söylüyor. Tabi ki görüşmüşüzdür" dedi.
"Bir Yargıtay üyesi, bir hakim, bir insan böyle konuşmaz"
Konuyla ilgili açıklama yapan Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, yargıtay üyelerine ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarının içerik itibariyle hiçbir zaman tasvip edilecek bir şey olmadığını belirterek, "Bir yargıtay üyesinin, hakimin, insanın söyleyebileceği, konuşabileceği şeyler değil. Bunlar hiçbir zaman tasvip edilecek şeyler değil" dedi. Gerçeker, "ses kayıtlarında Öcalan ile ilgili ifadelerin yer almasının" hatırlatılması üzerine de "konuşmaların çok çirkin beyanlardan oluştuğunu" söyledi.
İÇERİK DEĞİL ŞEKİL İNCELEMESİ
Haberlerin medyaya yansımasının ardından gerekli talimatları verdiğini ve araştırma-soruşturma başlatıldığını belirten Gerçeker, öncelikle ses kayıtlarının mahkeme kararıyla yapılıp yapılmadığına bakılacağını söyledi. "Basında çıkan konuşmalar yasal mıdır, hukuki geçerliliği var mıdır, yok mudur, bilmiyoruz. Bunlar araştırılacak. Bize intikal eden duruma göre ne gerekiyorsa yapılacak" diyen Gerçeker, Yargıtay'a yönelik her zaman yasal olmayan dinlemeler olduğunu iddia etti.
"HUKUKİ İSE GEREKEN YAPILACAK"
Konuşmaların hukuki geçerliliği tespit edilmeden kesin bir yargıda bulunmanın da doğru olmayacağını söyleyen Gerçeker, "Hukuk çizgisi içerisinde ne gerekiyorsa yapılacağını" belirtti. Daha önce de Yargıtay üyelerine ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarına ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını anımsatan Gerçeker, konunun sonuçlanmadığını ve kendilerine bu konuda bir bilgi iletilmediğini kaydetti.
"İçeriğini tasvip etmem"
HSYK Başkanvekili Kadir Özbek ise, Yargıtay üylelerinin "Öcalan’a ihtiyaç var" şeklindeki sözlerini "birilerinin kendi aralarında yaptıkları kritik" olarak niteledi. Özbek, gazetecilerin ısrarlı soruları karşısında "Ayrıntılarını bilmiyorum, ancak içeriğini tasvip etmek mümkün değil" dedi. Üzerinde asıl durulması gerekenin konuşulan konular değil, Yargıtay üyelerinin nasıl dinlendiği olduğunu savunan Kadir Özbek "Şimdi iki insan başbaşa konuşurken çok özel şeyleri de konuşabilir. Bunlar tasvip edilir, edilmez ancak bunları gizlice tespit etmek suçtur. Asıl bunun üzerinde durulması gerekir. Bu arkadaşlarımızın ne konumları ne imkanları itibariyle Öcalan ve benzerleriyle pazarlık edebilecek, bundan bir fayda bulabilecek imkanları da yok. Böyle bir şeyi gerçekleştirme şansları da yok. O sebeple bunu birilerinin kendi aralarında yaptıkları kritik olarak değerlendiriyorum. Bu şekilde yansıtılıp yargı aleyhine kullanılması son derece yanlıştır, maksatlıdır" diye konuştu.
MHP Grup Başkan Vekili Mehmet Şandır, söz konusu anlayışın yargının üst kademelerinde bulunmasını Türkiye'nin talihsizliği olarak değerlendirdi. "Adalet pusu kurmaz. Tuz kokmuş demektir. Böyle bir konuşma yapıldıysa bu kişiler, adalet dağıtma konumundan uzaklaştırılmalı." dedi. Konuşmayı nefretle kınayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz ise ses kayıtlarına ilişkin bir yalanlama gelmediğine dikkat çekti: "Bu, hukuk adına bir rezalettir, hukukçu adına bir vahamettir, ülke adına bir ihanettir. 1 Ekim itibarıyla, o güne kadar bir şeyin yapılmaması durumunda konu kesinlikle Meclis'e taşınacaktır."