|
|
Güney Kıbrıs’ın etkin gazetelerinden Politis haberi “Kıbrıslı Türkler Vesayet Altında... Ombudsman, Kökenleri Nedeniyle Ayrımcılığa Uğradıklarını Saptıyor... Devlet Özgür Bölgelerde Daimi İkamet Eden ve Mal Alıp Satmak İsteyen Her Kıbrıslı Türkü Kamu Güvenliğine Tehdit Olarak Görüyor” başlık ve spotlarıyla aktardı.
Gazeteye göre iki Kıbrıslı Türk’ün mal alım satımıyla ilgili şikayetini değerlendiren Ombudsman Nikolau; Rum yönetiminin kökenlerinden dolayı Kıbrıslı Türklere uyguladığı bu ayrımcılığa son vermesini ve 1963’ten sonra ihdas ettiği; Kıbrıslı Türklerin mülkiyet haklarını kullanmalarına kamu güvenliği gerekçesiyle kısıtlama getiren yasayı kaldırmasını istedi.
Habere göre daimi olarak İngiltere’de ikamet eden ve isminin yalnızca baş harfleri “A.M.A” olarak verilen Kıbrıslı Türk (bayan), Rum tarafındaki bir gayrı menkulünün bir Rum’dan alınıp kendisine devredilmesi beyanında bulunmak istedi, ancak Rum Tapu Dairesi bu kişiye; “Kıbrıslı Türk olması dolayısıyla gayrı menkul alım-satım işleminin Rum İçişleri Bakanlığı’nın onayını gerektirdiğini” söyledi, bu nedenle de devir işleminde 8 aylık bir gecikme yaşandı.Bir başka olayda ise Dali’den T.H. isimli bir Kıbrıslı Türk, Ombudsman’a; babasının üzerinde olan bir gayrı menkulün kendi adına devredilmesi talebinin Tapu Dairesi tarafından reddedildiği ve kendisine, bu işleminin İçişleri Bakanlığı’nın onayını gerektirdiğinin söylendiği; bahse konu malın babası tarafından bir Rum şirketine devredilmek istendiğinde de aynı şeyin söylendiği şikayetinde bulundu. Gazete söz konusu Kıbrıslı Türk’ün ve ailesinin 1974 öncesinden itibaren Dali’de kaldığının, bugüne kadar orayı hiç terk etmediklerinin altını çizdi ve Ombudsman’ın “1974’ten sonra Kıbrıslı Türk sahipleri tarafından terk edilmeyen malların, Kıbrıs Türk Malları Vasisi sıfatı ile İçişleri Bakanı’nın vesayeti altındaki mallar kategorisine girmediğine dikkat edilmelidir” ifadesine yer verdi.
Habere göre Tapu Dairesi; Kıbrıslı Türklerin Ombudsman’a gönderdikleri şikayetlerini yorumlarken; izlenen prosedürün “yasal, Kıbrıslı Türklerin bulgularının teyit edilmesi, birinci dereceden mal sahibinin mi yoksa etkilenen yerinden edilmişlerin mi ikamet ettiği açısından denetlenmesi amacını güttüğünü” iddia etti.
Rum Tapu Dairesi Lefkoşa Kaza amiri ise Rum tarafını hiç terk etmeyen ve Kıbrıslı Türklerle ilgili hibe işlemlerinin denetimine öncelik verdiklerini söylerken, Rum İçişleri Bakanlığı, Ombudsman’a; “alıcısı veya satıcısı özgür bölgelerde daimi ikamet eden Kıbrıslı Türk olan bütün gayrı menkul alım satımlarının bakanın onayını gerektirdiği yanıtını” verdi.
Gazete İçişleri Bakanlığı Genel Müdürü’nün imzasını taşıyan ve bütün kaza tapu müdürlerine gönderilen 31 Mart 2010 tarihli genelgede yeni prosedürün; daimi olarak Rum tarafında ikamet eden Kıbrıslı Türklerin her türlü gayrı menkul devir işlemlerinin İçişleri Bakanı’nın onayını gerektirdiğini öngördüğüne işaret ettiğini yazdı.
Habere göre Ombudsman konuyla ilgili raporunda; “Anayasa”nın 23’üncü maddesinin mülkiyet hakkının ancak kamu sağlığı, etik, şehircilik veya bayındırlık veya kamu yararına kullanılması veya üçüncü tarafların menfaatlerinin korunması amacıyla yasayla kısıtlanabileceğine dikkat çekti.