Çünkü, üç beş kişi kendi aralarında toplanıp, gelin güvey oluyorlar. Körler sağırlar birbirini ağırlıyor. Halkın umurunda değil. Bu yüzden ödül gecesi salon boş. Bu yüzden ödül gecesi yayın yapan kanal yok, olanda da reyting sıfır.. Neden?.
Çünkü temel değişikliği kimse yapamıyor..
Altın Portakal'da kimsenin görmediği, bilmediği filmler yarışıyor.. Sevgili dostlarım Menderes Türel'e de, bugünkü başkan Mustafa Akaydın Hocama da anlattım. Daha doğrusu anlatamadım..
"Altın Portakal'ı festival için yapılmış filmlerin yarıştığı bir mastürbasyon olayı olmaktan çıkarın. Halka mal edin. Bunun da tek yolu var.. Vizyona girmemiş, gösterilmemiş filmi yarıştırmayacaksınız. Yarışmanın ilk şartı filanca tarihe kadar gösterime girmiş olmak.. Oscar'ı Oskar yapan bu.. Seyirci yarışan filmi de, oyuncuları da biliyor. Kendi kafasında yarıştırıyor, taraf tutuyor, o zaman da zarfların açılmasını nefesini kesip bekliyor. Oyda bizde ödül alan filmin de adamın da adını ilk defa duyuyor, niye ilgilensin?.."
İşte yarışan filmler açıklandı. Gene yığınla oynamamış film.
Şimdi Sinan Çetin'in Kağıt diye bir filmini duyan var mı içinizde.. Kim oynamış, konusu ne?.
Diyelim bu film kazandı, ya da kaybetti, ne kadar ilginizi çeker?.
Oysa Avatar yarışırken, Türkiye'nin yarısı filmi izlemişti.
Farkı anladınız mı, Altın Portakal sorumluları.. Farkı anlayabildiniz mi?.