Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD ziyaretinde Türkevi'nde kameraların karşısına geçti. Eşi Hayrünnisa Gül ile birlikte Türkevi'nde tek tek vatandaşlarla sohbet eden Cumhurbaşkanı Gül, onlarla hatıra fotoğrafları çektirdi.
Türkevi'nde konuşan ve ABD'de yapacağı temasları anlatan Cumhurbaşkanı Gül, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez ile görüşüp görüşmeyeceğine yönelik bir soruyu "Doğrusu benim programım uymuyor zaten. Bu söylediğiniz şey basında da gördüm, Clinton Global Initiative'de bir davet var, birçok kişilere, bana da ona da dolayısıyla ben oraya gitmeyeceğim" şeklinde yanıtladı. "Görüşmemek için mi gitmeyeceksiniz?" sorusu üzerine Gül, "Programımız elvermiyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, BDP'nin gündeme getirdiği okullara boykot uygulamasını şu sözlerle değerlendirdi:
"Türkiye'nin bu konulardan uzaklaşması, kurtulması lazım, bizler için hayatidir bu. Terörden, vatandaşlarımız, hepimiz çok çekmekteyiz. Terör, hiçbir konuyu hiçbir yere götüremez, hiçbir konunun çözümünü kolaylaştırmaz, olacak işleri olmaz yapar. Hiçbir devlet 'terör beni mecbur etti de şunu yaptım' demez. Bunu herkesin önce bilmesi lazım. Ama herkesin şunu da bilmesi lazım; Türkiye zaten demokratik standartlarını yükseltme konusunda iradesi açık olan bir ülke. Türkiye'de uzun süredir çok köklü reformlar yapılıyor. 2 sene, 5 sene, 15 sene önce Türkiye'nin tabusu olan, dokunulmaz, konuşulamaz olan konular konuşuluyor, hallediliyor ve çok önemli mesafeler alınıyor. Bunlar hayatımızın konusu olmaktan çıkıyor. Eğer Türkiye'de terör olmasaydı, AB ile bütünleşmeyi bir devlet stratejisi yapmış olan bir ülke, bugün demokratik standartlar açısından çok daha ileride olurdu ve birçok şikayetler, birçok problemler, bölgemizle ilgili de bunlar zaten kendiliğinden çözülürdü, bu kadar kan akmasaydı ve bunlar olmasaydı. Önce bunun doğrusunun bilinmesini isterim. Siyasetçiler veya sivil toplum örgütleri, herkes bu anlayış içinde hareket etmeli. Bunun dışındaki konular, ajandalar, politikalar sadece yük getirir ve bir şeyi de halletmez. Onun için çocuklarımızı alet etmek, masum insanları, kadınları, bunların hiçbir kazancı yoktur. Bölgemizin daha çok yatırıma, altyapısının daha çok iyileştirilmesine tabii ki ihtiyacı vardır. Şimdi bu tip olayların yaşandığı, bu tip ajandaların olduğu bir yerde ne yatırım yapılır, ne iş adamı gider, ne fabrika açılır. Türk iş adamları Kuzey Irak'a gidip orada büyük şirketler kuruyorlar, oralarda çok büyük faaliyetler, ekonomik faaliyetlerde bulunuyorlar, istihdam, üretim yaratıyorlar. Ama kendi ülkesinde varsa böyle bir kargaşa, gitmez oraya. Kim sıkıntı çeker, o yörenin vatandaşları, yani Kürt vatandaşlarımız sıkıntı çeker. Halbuki İstanbul da herkesin, Diyarbakır da Hakkari de herkesin, Edirne de herkesin Türkiye'de. O açıdan ben bu vesileyle bütün vatandaşlarımızı, bölgedeki bütün vatandaşlarımızı da buradan onlara seslenmek isterim. 'Çocuklarının bu işlere alet olmasına fırsat vermesinler. Çocukların geleceğini parlak yapalım diye uğraşırken, onları bu tip şeylere eğer alet ederlerse, en büyük kötülüğü yaparlar..."
AHMET TÜRK'TEN RANDEVU TALEBİ GELİRSE...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kapatılan DTP'nin eski genel başkanı Ahmet Türk'ten randevu talebi gelip gelmediği ve gelirse kendisiyle görüşüp görüşmeyeceği sorusu üzerine de şöyle konuştu:
"Bunları ben hep gazetede okuyorum. Ben biliyorsunuz prensip olarak hiçbir zaman bir dışlama, hiçbir zaman görmeme durumunda olmadım. Söylediğiniz şahıslar, siyasi partilerin temsilcileri veya sivil toplumun önemli kişileri, bölgeden de bunlarla ben her zaman görüştüm, konuştum. Ama biraz garibime giden şey de basın yoluyla böyle sanki randevu falan...Daha 10-15 gün önce başladı, sordum arkadaşlara, 'Böyle bir şey söz konusu değil' dediler. Bunu da anlamış değilim yani. Ama kimse güvenilirliğini kaybetmemeli. Bu çok önemli. Tekrar söylüyorum, ben hiçbir grubu, hiç kimseyi hiçbir zaman dışlamadım. Onun için bu işe böyle bakmak lazım."
PKK BM'DE BİRİNCİ GÜNDEM
Cumhurbaşkanı Gül, BM Genel Kurulu görüşmelerinde terör örgütü PKK konusunun dile getirilip getirilmeyeceğine dair soru üzerine de şu görüşleri aktardı:
"BM Güvenlik Konseyi Genel Kurulunda tabii terörü birinci olarak konuşacağız. Ayrıca başkanlığımız sırasında terörle ilgili özel bir panel düzenledik. Bunun başkanlığını da Dışişleri Bakanımız yapacak. Bu, Türkiye'nin önceliklerine önem verdiğini gösteren bir şeydir. Şüphesiz ki terörle mücadelede uluslararası dayanışma çok önemlidir. Bu dayanışma ne kadar samimi olursa, terörle mücadele o kadar başarılı olur. 'Ama benim teröristim daha önemli, senin teröristin daha az önemli' zihniyeti hakim olduğu süre içerisinde terör daima fırsat bulur ve dünyanın en büyük tehdidi olarak devam eder. Bu açıdan Türkiye'nin bugün uğraştığı ve sonuna kadar da uğraşma kararında olduğu terör örgütünü, her ortamda, bu açık, kapalı toplantılarda, her ortamda dünyanın dikkatine getiriyoruz".
İSRAİL'İN ÖZÜR DİLEMESİ YETMEZ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e dış politika soruları da yöneltildi. İsrail'in Mavi Marmara baskını nedeniyle özür dilemesinin yeterli olup olmayacağı sorusuna Gül, "İsrail'in özür dilemesi, 'tamam biz unuttuk bitti, ölen öldü, kalan sağlar bizimdir' diye, böyle bir anlayış da söz konusu değil. Türkiye'nin böyle davranmayacağını da herkes bilir" sözleriyle yanıt verdi.
"Türkiye-İsrail ilişkileri şu anda donduğu için, Ortadoğu sorununun çözümünün geciktiğine inanıyor musunuz?" sorusu üzerine de Gül, "Ortadoğu, İsrail-Filistin meselesi sadece bölgeyle sınırlı bir mesele değildir. Bu mesele dünyanın birçok köşesindeki problemlerin adeta kaynağıdır. Afganistan'dan tutun, dünyanın başka bölgelerindeki birçok ülke içindeki birçok olayla da çok direkt ilgilidir. Onun için dünyayı tehdit eden en büyük konudur" dedi.
TWITTER MESAJLARINI OKUYORUM
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Twitter mesajlarını kendisinin okuyup okumadığını soran gazetecilere, "Okuyorum tabii. Siz de takdir edersiniz ki devamlı zamanımı ona bakarak değil. Bazen ben bakıyorum, bazen danışmanlarım yardımcı oluyor" diye yanıt verdi.