KKTC Asgari Ücret Saptama Komisyonu Başkanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müdürü Erman Yaylalı, DPÖ’nün verilerine de yansıyan büyük bir ekonomik sıkıntı olduğunu vurguladı ve Komisyon’un son yılların en zor toplantısını gerçekleştireceğini belirtti.
KKTC’ de Asgari ücret, 1 Ekim 2009 tarihinden itibaren saatlik 7, günlük 57, haftalık 286 ve aylık 1,237 TL olarak uygulanırken, hükümet, işveren ve işçi tarafının eşit sayıda temsilcisinden oluşan 15 üyeli Asgari Ücret Saptama Komisyonu, 22/1975 sayılı Asgari Ücretler Yasası’na göre yılda en az bir kez toplanmak zorunda.
YAYLALI
Hükümeti temsilen Asgari Ücret Saptama Komisyonu’na başkanlık eden KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müdürü Erman Yaylalı, bir yıl aradan sonra toplandıklarına dikkat çekerek, yasa gereği komisyonun en az bir, en çok üç kere toplanması gerektiğini hatırlattı.Son toplantının Ekim 2009 tarihinde yapıldığını ve o toplantıda belirlenen asgari ücretin hala yürürlükte olduğunu ifade eden Yaylalı, yasaya göre Ekim 2010 tarihinden itibaren uygulanacak yeni asgari ücretin de başlatılan toplantılarda belirleneceğini söyledi.
Komisyonun son yılların en zor toplantısını gerçekleştireceği görüşünde olduklarını kaydeden Erman Yaylalı, DPÖ’nün verilerine de yansıyan büyük bir ekonomik sıkıntı olduğunu ifade etti. 2008 yılı içerisinde ülkedeki reel büyüme hızının eksi 3.4 iken, DPÖ’nün 2009 yılında öngördüğü hızın eksi 6.3 olduğunu belirten Yaylalı, bugün yaklaşık 14 bin gencin işsiz olduğunu, bu rakamların ülkedeki ekonomik sıkıntıyı açıkça göstermekte olduğunu kaydetti.
Yaylalı, “Yürürlükteki 1237 TL’lik asgari ücretin bir işçi ve ailesinin insanca yaşayabilmesi için gereken barınma, beslenme, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında yetersiz olduğunu herkes kabul etmektedir” dedi. Asgari ücret tartışmalarının nedeninin, asgari ücretin KKTC’de reel ücret olarak algılanıp uygulanması olduğunu söyleyen Yaylalı, normalde asgari ücretin yeni işe giren, hiçbir kalifikasyonu olmayan düz işçilere verilen ücret olduğunu vurguladı. “Önümüzdeki dönemde bu konuda sosyal tarafların ve devletin çalışma yapması gerektiği kanaatindeyiz” diyen Yaylalı, “Bu olumsuzluklara rağmen komisyonumuz bugün başlayacağı toplantılarda sosyal tarafların görüş ve önerilerini dinleyip gerekli tartışmaları yaptıktan sonra hem işveren, hem de işçiler açısından ortaya konacak en olumlu sonucu almak için çalışacak” dedi.
SUNGUR
Komisyondaki işveren temsilcileri adına konuşan KKTC İşverenler Sendikası Başkanı Hasan Sungur da, “Bugün ülkede bu asgari ücretle insanlarımızın geçinemediği kesin. Ancak sosyal güvenlik kurumlarının kayıtlarının da incelenmesinde çok büyük miktarda işverenin bugünkü maaşları bile ödeyemediği, sosyal yatırımları da yapamadığı gerekçesi ile ciddi bir mahkemeleşme süreci başladığını göreceğiz” dedi.
“Bir ülkede asgari ücretle işçiler geçinemiyorsa, ama işveren de maaşları vermekten acizse bir şeyler ters gidiyor, ciddi bir değerlendirme gerekiyor demektir” ifadelerini kullanan Sungur, bugün ufak bir düzenlemeyle yapılacak bir artışın işçiyi mutlu etmeyeceğini ve işverenin de bunu ödeyemeyeceğini kaydetti.
“Bir ülkede 800 bin kadar ekmek çıktığı ama ülke nüfusunun 270 bin olduğu ifade ediliyorsa demek ki yoğun olarak kaçak yaşayan topluluk var” diyen Sungur, öncelikle kaçak işçi sorunu, işverenlerin kredi sorunları, kalifiye eleman sıkıntısı gibi sorunların çözüm beklediğini anlattı. Sungur, “çarşıya kan veren memur maaşları kırpılırken asgari ücretin kaç olacağını tartışmanın tarafları sıkıntılı pozisyona soktuğunu” da vurguladı.
İşçi ve işveren kesimlerinin yine karşı karşıya getirildiğini savunan Sungur, “Ne rakam tespit edilirse edilsin, işverenin ödeyemeyeceği kesin. Ama ne rakam verilirse verilsin işçinin geçinemeyeceği de kesin. Bu nedenle Asgari Ücret Saptama Komisyonu öncelikle kendi varlığını ve kendi yapısını tartışmalı” dedi. Asgari ücretin birçok şeye şablon olduğunu belirten Sungur, bu nedenle masaya otururken mutlu olmadıklarını, çünkü maaşları ödeyemeyen bir sınıfı temsil ettiklerini söyledi. Sungur, devletin “işçi ve işvereni bir araya getirip dövüştürmek yerine, ciddi projelerle ve yasalarla ekonomiyi bezemesi” gerektiğini kaydetti.
LATİFOĞLU
Komisyon’da işçi tarafını temsil eden Hür-İş Genel Başkanı Yakup Latifoğlu ise, bir yıl önce asgari ücreti belirlerken resmi taraftan 2009 yılı tamamlanmadan Asgari Ücret Yasası’nın günün koşullarına göre düzenleneceği ve sonraki asgari ücretlerin buna göre yapılacağı taahhüdünü aldıklarını, ancak bunun gerçekleşmediğini anlattı.
Yürürlükteki Asgari Ücret Yasası’nın minimum 3 kişilik bir ailenin mutfak giderlerini, eğitimini, sağlığını, ulaşımını, sosyal yaşantısını düzenleyebileceği bir ücretin belirlenmesi kriterlerini ortaya koymak olduğuna dikkat çeken Latifoğlu, kriterlerin ise DPÖ ve Ticaret Bakanlığının belirleyeceği veriler, ülkedeki ekonomik şartlar olduğunu söyledi.
Ülkedeki şartlarda asgari ücretin bir ailenin insanca yaşamına yetmeyeceğinin herkes tarafından kabul görmekte olduğunu kaydeden Latifoğlu, bu durumda hükümetin önlem alması gerektiği görüşüne katılmakla birlikte önlem alınmasında sorumluluğun çalışanların olmadığını belirtti.
Latifoğlu, hükümetlerin yapmadığının sorumluluğunu çalışanlara yükleyip asgari ücretin artırılamayacağı noktasının doğru olmadığını söyledi Latifoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Biz İşçi tarafı olarak 2009 istatistik verileri dikkate alınarak bu kadar zamandır asgari ücretin belirlenmesinde esas alınan 4 kişilik aile büyüklüğünde 1.7 çalışan yerine 1.91’lik aile büyüklüğü ve ailede çalışan sayısı olarak açıklanan 1.03’ün dikkate alınmasını istiyoruz. Diğer taraftan 2000 yılında açıklanmış istatistik verilerde en düşük gelir gurubu için mutfağa ayrılması gereken payın 40.6 olması bugüne kadar kabul gördü.
Geçmiş yıla kadar bunun üzerinden asgari ücret belirlendi. Bu yıl açıklanan DPÖ verilerine göre rakam 31.2’ye geriledi. Aileler artık diğer ihtiyaçlarına daha fazla para harcamak zorundalar. Yüzde 24’ün akaryakıt ve ısınmaya ayrıldığı, ulaşım için ise yüzde 19’un ayrılmak zorunda olduğu veriler arasında. Bu noktada biz işçi tarafı olarak masada DPÖ’ünün bu yıl açıkladığı ve 10 gün önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığına gönderdiği asgari ücrette dikkate alınması gereken verilerin dikkate alınarak asgari ücretin belirlenmesini talep ediyoruz. Bu veriler ışığında asgari ücretin ulaşacağı rakama şimdiden evet diyoruz.”