Avatar, Hiç Görmediğiniz Sahneleri İle Yeniden Vizyona Giriyor

22 Eylül 2010 Çarşamba  17:34

Dünden bugüne Avatar
 
James Cameron, her anlamda 'ya batar ya çıkar' projelerin adamı. Vaktiyle "Terminatör 2", "Gerçek Yalanlar" (True Lise) veya "Titanic" için de söylenmiş bu sözler, heyecan içinde onun filmlerinin gişede iki seksen uzanmasını bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı.
 
Eğer aynı umudu "Avatar" için de besleyenler varsa, muhtemelen onları yine hüzün bekliyor! (Bu adamın bir 'batıktan' 2 milyar dolara yakın, dudak uçuklatacak bir gömü çıkardığını unutmayın.) Bir sinema fenomenine dönüşmesi için "Avatar"ın da önü hayli açık.

"Avatar"ın tarihçesini çıkarmak gerekirse, James Cameron'ın çocukluğuna kadar uzanmamız gerekir; çünkü aslen bu filmin temelleri daha küçükken Edgar Rice Burroughs'un bilimkurgu romanlarından ve Stanley Kubrick'in "2001: Uzay Macerası" filminden son derece etkilenen bir çocuğun zihninde daha o yıllarda filizlenmeye başlamıştı.
 
Cameron'ın hedefi 1997'de "Titanic" biter bitmez (ya da batar batmaz) "Avatar" için kolları sıvamaktı. Lakin sinema teknolojisindeki dijital imkânlar hâlâ istediği düzeyden uzaktaydı.

Eğer filmi o günkü koşullarda çekseydi, şu anki bütçesini neredeyse ikiye katlayacak ve tam 400 milyon dolara mal edebilecekti. Sinemadaki dijital efektlerin birim başı maliyetinin yıllar içerisinde düşme eğilimi gösterdiği bir süreçte, Cameron da daha sonra "Avatar"ı çekerken faydalanacağı başka meraklarının peşine düştü. 2005'e kadar bu, böyle devam edecekti.
 
James Cameron'ın başlıca merakının teknoloji olduğunu anlamak için filmografisinede şöyle bir göz gezdirmek yeterli. Hatta 2000 yılında Rusya'ya seyahat ederek Sovyet döneminin Soyuz uzay aracında uzay eğitimi görecek kadar gözükara bu konuda... Orada Uluslararası Uzay İstasyonu'nda 30 günlük bir 'uzay yürüyüşü' yapmak ve bu süreç boyunca deneyimlediği her şeyi 3 boyutlu kamerasıyla kaydetmekti niyeti.
 

Bir diğer merakı ise okyanus dipleri. Filmografisinin en nadide eserlerinden "The Abyss" neredeyse tümüyle deniz dibinde geçen, çarpıcı bir bilimkurguydu. İşte "Titanic" ile "Avatar" için kolları sıvayacağı 2005'e kadarki dönemde denizin altında geçen üç ayrı belgesel çekti Cameron. Bunlarda daha sonra "Avatar"da geliştireceği dijital, yüksek çözünürlüklü, 3 boyutlu çekim yapabilen bir kamera sistemini denedi ve tatminkâr bir neticeye ulaştı. Bu üç belgesel, Alman denizaltısı Bismarck'ın hikâyesini anlatan "Expedition: Bismarck", "Titanic"in hayaletini bir kez daha ziyaret ettiği "Ghosts of the Abyss" ve NASA'dan bilim adamları ve deniz biyologlarıyla okyanusun el değmemiş diplerine indiği "Aliens of the Deep" idi. Bunlardan 3 boyutlu IMAX formatında çektiği sonuncusu birçok açıdan "Avatar"a da damga vurmuş durumda; zira "Uzaydan sonra insanoğlunun keşfine en açık olan yerler okyanusların kimselerin henüz uzanamadığı binlerce metre derinlikleri" dediği bu yerlerde tanık olduğu kimi yaşam formlarından filmin bitki örtüsü ve hayvan türlerini yaratmakta faydalanacaktı. Bu, ister istemez, "Avatar"ı bir hayli 'çevreci' sulara da çekiyor çün

çünkü film Pandora gezegenine okyanus diplerini andıran bir aura kazandırarak öyküyü de çevreye duyarlı kılıyor.
 
Bu film için kamera yapıldı
 
Bu film için önemli bir kamera sistemi geliştirildi. 3 boyutlu dijital çekim yapabilen: "Fusion Camera System" ya da "Reality Camera System" denilen bir sistem bu. Hatta Cameron bu teknolojiyi görüntü yönetmeni Vince Pace'le birlikte geliştirdiği için Sony bu tip kameralarına model ismi olarak "Pace-Fusion" ve "Pace-Cameron" gibi isimler verdi.
 

















2005'ten itibaren ise Cameron adı geçen kamera sistemiyle çeşitli deneme çekimleri yapıp o sıralar gözüne kestirdiği iki projesinden birini öne çekmeye çalışıyordu. "Avatar" (o zamanlar adı henüz "Project 880"di) ve bir Japon mangasından uyarlanacak "Battle Angel"dı bunlar. Nihayet, yeni oyuncağı olan bu 3 boyutlu kameralarla çektiklerinin artık "Avatar"ı yaratacak kıvama geldiğine ikna oldu ve iki sene önce her şeyiyle filme girişti.
 

















Tüm bu emek ve sabrın karşılığını bulup bulmayacağını ise önümüzdeki günlerde göreceğiz. Yine de, bu film hiçbir şey yapmasa bile, önümüzdeki yıllarda film izleme deneyimini kökünden sarsacak kimi yenilikler içermesi bakımından geleceğe kalacaktır. Ki, inanın, bundan ötesini barındırıyor!




Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Avatar-Hic-Gormediginiz-Sahneleri-Ile-Yeniden-Vizyona-Giriyor/345884