Yoğun bir görüşme trafiği olan Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'ye karşı aşırı bir ilgi olduğunu ve Türkiye'nin ilgiyle takip edildiğini belirtti. Bir zamanlar "Avrupa'nın hasta adam" olarak bilinen Türkiye için şimdi liderlerin kendi yüzlerine "en sıhhatli adamı" benzetmesi yapıldığını dile getirdi.
"TÜRKİYE'YE BİR ÖZGÜVEN GELDİ"
Gül, bunun sebebinin ise ekonomik büyümenin yanı sıra çevresindeki problemlere yönelik gayretleri ve inisiyatif almasının dikkat çektiğini kaydetti. Bunun önemli olduğunu ve inisiyatif alırken yapıcı ve olumlu diplomasi güttüğünü, bunun da takdir gördüğünü ama bazen kıskanıldığını ifade etti. Bu yüzden bazen eleştirildiğini ve eksen kayması şeklinde değerlendirildiğini aktaran Gül, "Bütün bunlar Türkiye'yi çok görünür yapmış vaziyette. Hiçbir dönemde Türkiye bu kadar görünür olmamıştı." dedi.
Gül, Türkiye'nin öneminin yanı sıra yaptıkları hakkında konuşurken de "Türkiye'ye bir özgüven geldi, diplomatlarımıza da, işadamlarımıza da gazetecilerimize de bir özgüven geldi." yorumunda bulundu.
ZİRVEDE HER ÜLKE TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR ETTİ
Eskiden Türkiye'nin sadece kendini ilgilendiren konulara ilgi gösterdiğini, iklim değişikliği gibi küresel konulara ilişkin toplantıları izlemediğini aktaran Gül, "Şimdi Türkiye bütün bu konularla ilgilenen bir ülke oldu." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül, BM az gelişmiş ülkeler zirvesinde söz alan her ülkenin Türkiye'ye teşekkür ettiğini anlattı. Gül, "Türkiye yardım alan bir ülke olarak bilinirdi. Türkiye artık yardım yapan bir ülke." ifadelerini kullandı.
İRAN KONUSUNDA SAVAŞ İHTİMALİ ESKİDEN ÇOK YÜKSEKTİ; ŞİMDİ DİPLOMASİ ÇALIŞMAYA BAŞLADI
Kendisine İran'ın nükleer programına ilişkin bir soru yöneltilen gül, bu konunun dünyanın en önemli konularından biri olduğunu söyledi. Gül, geçen senelerde savaş ihtimalinin daha yüksek olduğunu; ancak bunun şimdi azaldığını belirtti. Gül, "Bunlar kalktı demiyorum ama diplomasi çalışmaya başladı" diye ekledi.
Türkiye'nin de arabulucu değil kolaylaştırıcı bir rol üslendiğini ve bunun tüm ülkeler tarafından takdir gördüğünü anlatan Gül, Türkiye'nin ayrıca bu kolaylaştırıcılığı yürüten bölgenin tek NATO üyesi ve Müslüman ülke olduğunu kaydetti. Gül, "Hangi lider İran'ın cumhurbaşkanı veya dini liderleriyle oturup görüşebilmiştir. Biz Türkiye olarak bunu yapabiliyoruz." dedi. Gül, bu konuda iki ay öncesine göre daha iyi bir durum olduğunu söyledi.
Referandumda Türkiye'de bir kutuplaşma yaşandığına ve Türkiye'nin bölündüğüne dair yorumlara katılmadığını belirten, geçmişteki seçimlerde de benzer şeylerin dile getirildiğini söyledi. Gül, çıkan sonuca tüm siyasi partilerin saygı gösterdiğini herkesin saygıyla karşıladığını hatırlattı.
"TERÖR KONUSUNDA HERŞEYİ DIŞARIYA ATMAK KOLAYCILIK OLUR"
Kendisine terör örgütü PKK'nın eylemsizlik kararı ve Başbakan Erdoğan'ın BDP ile görüşmesi de sorulan Gül, "Terör konusunda herşeyi dışarıya atmak kolaycılık olur" dedi. Devletin terörü ortadan kaldırmak için her türlü tedbiri alacağını belirten Gül, bu konuda da taviz vermeyeceğini kaydetti. Gül, Türkiye'nin üniter yapısından da bir tavizin söz konusu olamayacağını vurguladı. Ancak gül, Türkiye'de yerel yönetimler reformu yapılması gerektiğini bunun da meclisin gündeminde olduğunu aktardı.
"SİZ O ZAMAN GÖRÜN TÜRKİYE'Yİ"
Demokratik açılım ilk başladığında bunu "tarihi bir fırsat" olarak değerlendirdiği hatırlatılan gül, bu fırsatın hala sürdüğünü söyledi. Gül, "Türkiye'nin bu işten kurtulması, bunu halletmesi lazım. Siz o zaman görün Türkiye'yi, Türkiye'nin büyüklüğünü, etkisini." dedi.
İSRAİL'İ ANLAMIYORUM DOĞRUSU
Bir soru üzerine İsrail'in baskın düzenlediği gemide 36 farklı ülkeden insan bulunduğunu ve geminin bir insani yardım gemisi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, saldırının da eskiden olsa savaş sebebi olacağını, meselenin savaşla çözüleceğini söyledi. Ancak bugün uluslararası hukuk olduğunu ve çözümün de bu şekilde sağlanacağını kaydetti.
Gül, ardından şöyle devam etti: "Ama İsrail'i anlamıyorum doğrusu. Gerçekten İsrail'in iç politikası çok ayrıdır. İsrail'in iç politikası inanılmaz bir kargaşadır. Herşey iç politikaya dönüktür. Şimdi bu meseleye de tamamen böyle bakıyorlar ve çok büyük bir hata yapıyorlar. Gelecekleri, beka meselesi olan ülkelerin çok daha dikkatli olması gerekir. Türkiye İsrail'in varlığını tanıyor, varlığı ile bir sorunu yok. Her zaman diplomatik ilişki içerisinde bulunmuş. Bunu takdir etmeyen bir anlayış var orada."
Gül, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'le görüşme meselesinde ise bu konunun hiç gündeme gelmediğin, ne bir talep ne de bir arabuluculuk olduğunu dile getirdi. Abdullah Gül, Türkiye ile İsrail arasında bir düşmanlık yok; ama ortada bir sorun var." diye ekledi.