Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:
"Gündelik hayatlarımızda yaşam hakkımızın ihlaline kadar her türlü ayrımcılığa maruz kalan biz lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel bireyler, nefret suçlarını ve faillerini ifşa ediyoruz, kurban olmayı reddediyoruz.
Eşcinsel, biseksüel, travesti ve transseksüellerin maruz kaldıkları şiddetten, bu şiddeti meşrulaştıran heteroseksist, erkek egemen sistemin ve bu sistemin devam etmesine katkıda bulunan herkesin sorumlu olduğunu tekrarlıyoruz. Nefret suçu tanımını hala ceza kanununa almayan, ayrıca bu şiddeti tekrar tekrar bilinçli bir şekilde üreten devleti sorumlu tutuyoruz.
Bu olayların sorumlusu "Eşcinsellik hastalıktır" diyerek nefret söylemi üreten Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'tır. Anayasa değişikliklerinde bizleri ve bize yapılan ayrımcılıkları görmezden gelen iktidarlardır. Bizleri "Ahlaksız" olarak tanımlayarak ahlak dersi vermeye soyunan Osman Sınav'dır.
Biz bugün Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Travesti, Transseksüel bireyler olarak yaşamın her alanındayız. Yok olmayı, görünmez olayı reddediyoruz. Bu cinayetlerin ve şiddetin sona ermesi için, sadece katillerin bulunmasını değil, nefreti üreten, meşrulaştıran ideolojinin de değiştirilmesi için gerekenin yapılmasını talep ediyoruz.
Katillere ceza indirimi veren bir hukuk düzeni degil, LGBTT bireylere yönelik baskı ve ayrımcılıkları engelleyen bir hukuk düzeni talep ediyoruz.
Sokaktaki var oluşumuzu kabahatler kanununu gerekçe göstererek sınırlandıran kolluk kuvvetleri değil, kimliğimizi tanıyan, bizi hasta olarak yaftalamayan ve can güvenliğimizi gözeten bir düzen talep ediyoruz."
Grup eylemin ardından olaysız bir şekilde dağıldı.