Bilgin, İstanbul Finans Zirvesinde yaptığı konuşmada, Türk bankacılık sisteminin geldiği noktanın altını çizerek, şu anda şeffaflık konusunda sisteme çok güvendiklerini ve bir musibetten, bin nasihattan daha fazla yararlandıklarını, musibeti 2001 Şubat ayında gördüklerini söyledi.
Kriz sonrasında artık bütün önemli oyuncuların, ülke otoritelerinin ve bankaların şapkalarını önüne koydukları, nerede yanlış yaptıkları sorusunu kendilerine sordukları bir dönemin yaşandığını belirten Bilgin, esasında bankacılık sisteminin kurallarının çok karmaşık olmadığını, bankacılığın başladığı Hammurabi veya eski Mezopotamya'dan bu yana fazla bir şey değişmediğini ifade etti. Bilgin, ''Ama öyle enstrümanlarla çeşitlendirebilirsiniz ki sonunda belki kendiniz de işin içinden çıkamazsınız'' dedi.
Bankacıların genelde hafıza problemi yaşadıklarını, geçmişte olan benzer hataların defalarca yapılabildiğini ve bankacıların genelde uzağı görmekte sorun yaşadıklarını ifade eden Bilgin, bir finansal kuruluşu denetleyen ve düzenleyen BDDK gibi otoriteler ile kurumların da genellikle işlemlere sonradan vakıf olduklarını belirtti.
BDDK Başkanı Bilgin, ''Ülkemizde diğer ülkelerden farklı olduğunu gördük. Diğer ülkelerde 2008 Eylül ayından beri izliyoruz, ama onlardan Türkiye'de çok farklı bir hava görmüştük geçmişte. 'Türkiye'de bankalar batarsa tek sorumlu BDDK'dır. Yöneticileri ve çalışanları soruşturmalardan bunalırlar. Ama bankacılık iyiyse asıl başarı diğer kurumların, BDDK da sadece görevini yapmıştır'' şeklinde konuştu.