Hastalıktaki başarı oranının erken teşhise göre arttığını ifade eden Şentürk, Türkiye'de kıl dönmesi rahatsızlığının çok sayıda görüldüğünü, fakat hastalık kuyruk sokumunda oluştuğu için çoğu vatandaşın utancından rahatsızlığını kimseyle paylaşmadığını kaydederek vatandaşları, doktora görünmeleri konusunda uyardı.
Şentürk, hastalık derecesi evre 1 ve 2 olan hastalarda başarı sağlayan tedavi yöntemini, evre 3 ve 4'e uygulamadıklarını ve bu hastaları ameliyata yönlendirdiklerini belirtti.
Bıçak altına kesinlikle yatmayacaklarını söyleyen evre 3 ve 4 hastalarına, durumları daha da kötüye gitmesin diye fenol uyguladığını ifade eden Şentürk, ''Çünkü bu yöntemin en ufak bir zararı yok. Aksine enfeksiyon açısından faydası var. Kılları temizliyorsunuz. Evre 3 ve 4'teki hastalarımdan tamamen iyileşenler de oldu'' dedi.
Kıl dönmesi rahatsızlığının, 20 ila 35 yaş arasındaki, hafif gürbüz, cilt altı dokusu yağlı kişiler ile daha çok oturarak iş yapanlarda görüldüğünü ifade eden Şentürk, kıl dönmesinin, enseden ve sırttan düşen kılların kalçanın orta bölgesindeki oluğa (kıl folikülü) girerek bu bölgede yuva oluşturmasıyla meydana geldiğini ve hastalığın daha çok erkeklerde görüldüğünü kaydetti.
Başhekim Şentürk, hastalıktan korunma yollarını şöyle anlattı:
''Oturarak iş yapanlar, kalça ortasındaki oluğun temizliğine dikkat etmeli. Özellikle o bölgedeki kıllar lazer epilasyonla ya da tüy dökücü kremlerle temizlenmeli. Her banyodan ve her berberden sonra, o bölgede kıl kalmamasına dikkat edilmeli. Uzun süre oturanlar kesinlikle kaykılarak oturmamalı, bunun yerine dik oturmalı. Spor yapılmalı. Çünkü günlerinin büyük bir bölümünü bilgisayar başında geçirenler hızla kilo alıyor ve cilt altı yağlanıyor. Oturdukça o bölgedeki kılların içeri girme ihtimali biraz daha artıyor.''