Kılıçdaroğlu, "Milletvekilleri Toplantısı"nın yapıldığı Abant'ta, kaldığı otelin bahçesinde karda yürüyüş yaptı ve gazetecelerin sorularını yanıtladı. Toplantının çok verimli geçtiğini, milletvekillerinin söz alarak görüşlerini aktardıklarını belirten Kılıçdaroğlu, yapılan eleştiriler içinden özellike parti içi eğitimkonusundaki önerileri önemsediğini söyledi. Türkiye genelinde ortak ses çıkarılması için parti içi eğitime büyük önem verilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu yönde çalışacaklarını bildirdi. Kılıçdaroğlu, Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Hicabi Dursun'un şartlarının uygun olmadığı gerekçesiyle TBMM Başkanlığına seçimin iptali için yapacağı başvurunun hatırlatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine, "Bu bana iletildi ama onun araştırılmasını istedim, gerçekten yaşı tutmayan birisinin 'Anayasa Mahkemesi üyeliğine Sayıştay tarafından, arkasından parlamento tarafından seçilip seçilmediğini araştırın' dedim. Eğer gerçekten böyle bir durum varsa vahim bir şey. Yasaların, Anayasa'nın öngördüğü kurallara aykırı bir kişinin Anayasa Mahkemesine üye olarak parlamento tarafından seçilmesi dünyanın her tarafında skandaldır. Böyle bir şey varsa vahimdir. Arkadaşlar araştırıyor" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, "Ankara'da tek tip, bedelli askerliktartışması var, Başbakan bu konuda 'araştırma talimatı verdim' demiş, sizin bu konudaki görüşleriniz nedir" sorusunu yanıtlarken de askerlik konusunun teknik bir konu olduğunu ifade etti. Askerliğin Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre belirlendiğini, bu konudaki çalışmayı GenelkurmayBaşkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığının yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla politikacıların bu kadar teknik bir konuya şöyle olsun veya böyle olsun demesi doğru değil. Bana göre Sayın Başbakan doğrusunu yapmış, konunun araştırılmasını istemiş. Eğer araştırma sonunda ülkenin de ihtiyacına göre uygun bir model çıkarsa o model elbette parlamentoya gelir. Ona göre sonlandırılır" dedi. "CHP'nin 'Milletvekilleri Toplantısı'nda söz alan bazı milletvekillerinin türban konusunda eleştirileri olduğunun" ifade edilmesi üzerine de Kılıçdaroğlu, bunun doğal olduğunu söyledi. "Milletvekillerinin bu konuda belli endişeleri var, bu endişelerin giderilmesini istiyorlar" diyen Kılıçdaroğlu, üniversitelerde türbanlı öğrencilerin okumasına ilke olarak kimsenin karşı olmadığını ama sonuçta bunun bir mahalle baskısına dönüşerek başı açık kızların baskı altında kalmasını doğuracak bir sürecin endişesini taşıdıklarını anlattı. Milletvekillerinden, bu konuda da partinin görüşlerini açıklaması gerektiği yönünde taleplerin geldiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Bu konuda daha dikkatli bir tavır takınılmasını isteyen arkadaşlarımız var ve bu sadece milletvekili arkadaşlarımızda değil bu endişe, toplumun değişik kesimlerinde de dile getiriliyor. Oturalım konuşalım bu sorunu çözelim derken, özünde de bu yatıyor. Özgürlük tamam ama özgürlük herkes için olmalı. Özgürlük konusunda, başı açık bir kızla türban örten bir kız arasında bir ayrım yapmamalıyız. Birisinin diğerine baskı kurmaması gerekir. Bunun üzerinde duruldu, bu düşüncelerin hepsini saygıyla karşılayacağız. Bunlar olacak tabii" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, bir başka gazetecinin, "Türban konusunda CHP'nin geldiği son nokta, 'CHPüniversitede türbana karşı değil, ancak sınırlarının belirlenmesini istiyor' şeklinde ifade edilebilir mi" sorusu üzerine, şunları söyledi: "Elbette, zaten görüşmenin, tartışmanın nedenini de bu oluşturuyor. Sayın Başbakan'ın bu konudaki düşüncelerini daha açık kamuoyuna aktarmasını isteriz. Biz 12 Eylül yasalarının getirdiği kısıtlamaların değiştirilmesini isterken aslında eğitim özgürlüğünün de, diğer özgürlüklerin de kısıtlanmaması gerektiğini söylüyoruz. İktidara yakın olanların yaptıkları bir eylemde hiçbir şey olmaz ama parasız eğitim isteyenler coplanır, ağızları kapatılırsa bu doğru olmaz. Çifte standarda siyasilerin karşı çıkması lazım. Bizim istediğimiz bu. Bunu ister türbanbağlamında ister başka bir bağlamda ele alın, özgürlükse özgürlük, haklarsa haklar. Oturalım konuşalım, biz uygar insanlarız, uygar insanların şu veya bu şekilde tartışmaktan, görüşmekten, masaya oturmaktan korkmamaları, çekinmemeleri gerekiyor ama benim algıladığım şu, iktidar kanadı sadece kendi karşılaştığı sorunları masaya getiriyor, getirilmesini istiyor, diğer siyasi partilerin görüşleri varsa 'hayır bunları getirmeye gerek yok, erteleyelim, uzlaşmaysa buyurun gelin benim istediğim şekilde uzlaşalım...' diyor. Bu uzlaşma değil, dayatma mantığıdır. Demokrasilerde dayatma olmaz. Uzlaşma kültürünü kendi ülkemizde yerleştirebilirsek çok şey kazanmış oluruz." "Angola'da da böyle..." "Sizin türban kırmızı çizgileriniz sadece üniversiteyle sınırlı değil, kamuda hizmet verenler veya ilk ve orta öğretim düzeyinde de türbana kesinlikle karşısınız diyebilir miyiz" sözleri üzerine de Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Öyle şey olmaz zaten. Bir hukuk devletinde zorunlu alanlar bellidir. O zorunlu alanlarda nelerin olduğu bellidir. İlköğretim, ortaöğretimde türban diye bir şey olmaz zaten, orada devletin koyduğu kurallar vardır. O kurallara herkes uymak zorundadır, oralarda zorunlueğitim var biliyorsunuz. Kamuda da öyle konan kurallar vardır. Bir milletvekili TBMM Genel Kurul Salonuna kravatsız girebiliyor mu? Hayır. Kuralı kim koydu, devlet dediğimiz kurumun kendisi koyuyor bu kuralları. Bu kurallara herkes uyacak. Sadece bizim ülkemizde mi bu böyle; gidin Papua Yeni Gine'de de böyledir, Angola'da da böyledir, İngiltere'de de böyledir. Devlet dediğiniz, bir kurumlar ve kurallar rejimidir, herkes uyacaktır. Buna uyulduğu zaman devlet dediğimiz kurum güçlü olur, saygınlık kazanır." Kılıçdaroğlu, özgürlüğün bir kişinin "ben istediğim her şeyi yaparım" demesi anlamına gelmediğini vurgulayarak, özgürlüğün, devletin koyduğu kurallar, yasalar çerçevesinde insanlara tanınan hak ve yetkilerin kullanılması olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, bir başka soru üzerine de "Milletvekilleri Toplantısı"nın geleneksel hale gelmesini istediklerini, bundan sonra toplantıları eşli olarak yapmayı düşündüklerini de anlattı. "Toplantıların yine Abant'ta mı yapılacağı" yönündeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, yer konusunda ısrarcı olmadıklarını, ancak fiyatları da "İktidar yürüyüşüne çıkıyoruz" dediği hatırlatılarak, "Şu anda kar yağıyor, 'Karda zordur yürümek' diye bir şarkı da var" denilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, önemli olanın zoru başarmak olduğunu ve zoru başaracaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, açıklamalarının ardından, toplantının ikinci gün oturumlarına katıldı. Toplantılar basına kapalı yapılıyor.
değerlendirmek zorunda olduklarını belirterek, "Ayağımızı yorganımıza göre uzatmak zorundayız" dedi.