Dün oynanan maçın Türk Milli Takımı’nın yenilgisiyle sonuçlansa da, 2 dost ve müttefik ülke Başbakanları olarak, bugün yararlı bir çalışma kahvaltısında bir araya geldiklerini ifade eden Erdoğan, 2 ülke arasındaki birçok konuları ele alma fırsatı bulduklarını söyledi.
2 ülkeyi yakından ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konularla ilgili görüş alışverişi olduğunu söyleyen Erdoğan, “İkili ilişkilerin tüm alanlarda geliştiğini görmenin mutluluğu içerisindeyiz. Bu ilişkilerin daha da güçlenmesi için ortak kararlılığa sahip olduğumuzu gördük” dedi.
18 Ekim’de Almanya Cumhurbaşkanı Wulf’u ağırlayacak olmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, görüşmede Almanya’da yaşayan Türklerin Almanya toplumuna entegrasyonu konusunu değerlendirdiklerini dile getirdi.
Erdoğan, bu konuda Merkel ile yaklaşım tarzlarının aynı olduğunu da vurguladı. Erdoğan, “2011 Ekiminde Türkiye’den Almanya’ya gelişin 50’nci yılını kutlama noktasında bir dizi tören yapılması ve bu törenlerin etkinliklerle ve panellerle 50 yılın analizini yapıp, 50 yıldır neredeyiz, entegrasyonda eksiklerimiz neler? Bu sempozyumların hem bilimsel ayağını, hem siyasi ayağını çalıştıralım ve teori - pratik buluşmasını da sağlamış olalım dedik. Ve çalışmaları şahsım da katılmak üzere birlikte yönlendirmeyi düşünüyoruz” dedi.
Ekonomik ayağında Hannover CeBIT fuarına katılmayı hedeflediğini belirten Başbakan, “Bir başka adım, Almanya’da yaşayan Türklerin iyi eğitim alması noktasında. Bu konuda her 2 tarafa da sorumluluklar düşüyor. Türkiye’de bir Türk-Alman üniversitesini kuruyoruz ve Almanya’nın da Türk - Alman üniversitesi kurabilmesini ve hızla mesafe almasını arzuluyoruz” dedi.
Türklerin Almanya’nın geleceğine önemli katkıda bulunduğunu söyleyen Erdoğan, “Türklere ait firmaların sayısı 72 bine ulaştı. 350 bin kişiye istihdam sağlanıyor. 4 milyon Alman turist Türkiye’ye geliyor. Turizm potansiyeli içinde Alman dostlarımız 1’nci sırada. Almanların Türkiye’de mekân edinmelerinin de halkların kaynaşması bakımından önemli gelişmeler bu yüzden mutluyuz” diye konuştu.
Almanya’nın AB içerisindeki ağırlıklı konumu gereği Türkiye - AB ilişkilerinin de gündemde yer aldığını söyleyen Erdoğan “Üyelik müzakere sürecinde AB’nin verdiği tarihlere sadık kalmasını beklediğimizi Sayın Merkel’den rica ettik. Bu bağlamda AB’ye katılım sürecinde yavaşlamaya mahal vermeyelim. Bu süreci başarıyla tamamlamaya kararlı olduğumuzu belirttim” dedi.
Terörle mücadele konusunda, başta Almanya olmak üzere AB üyesi ülkelerin desteğini istediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, “PKK, AB’nin de terör örgütü ilan ettiği bir örgüt ama bazı AB ülkelerinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu konuda iç işleri bakanlarımıza gerekli talimatlar verildi” dedi.
Vize konusunda AB üyesi ülkelerle çalışmalar olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Almanya’yla da bu çalışmayı farklı noktaya taşıyalım arzusu var. Biz bilim adamları, öğrenciler, iş adamları noktasındaki dayanışmada vize konusunu kolaylaştırılmasını, AB sürecinde gümrük birliği üyesi Türkiye’nin bu durumunun gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ettik” dedi.
Erdoğan, 2 yıl önce Köln’de yaptığı “Asimilasyon insanlık suçudur” açıklamasıyla ilgili olarak “Bu konuyu matematik olarak görüyorum, 2 kere 2 dört eder. Asimilasyon tanımını masaya yatırırsak bir insanın değerlerinin değiştirilmesidir. Dinde, kültürde zorla değişime tabi tutulmasıdır ki insanoğlunu buna zorlamak bir insanlık suçudur. Bu düşüncemde herhangi bir değişiklik olması mümkün değil. Bunu ben değil bilim söylüyor” açıklamasını yaptı.
Erdoğan, “Entegrasyon noktasında da soydaşlarımızın Alman toplumuyla uyum içerisinde olmasının kendi mutluluk ve huzurları için önemli olduğuna inanıyorum. Alman toplumunun huzuru için de önemli olduğuna inanıyorum” dedi. Başbakan, “Almanya Cumhurbaşkanı Wulf tarafından böyle bir gerçeğin dile getirilmesi her takdirin üzerindedir. Dinler her toplumun gerçeğidir. Dinleri toplumdan soyutlamak mümkün değildir. Ülkemde ben “Hristiyanlık yoktur diyemem, “Bu ülkemin gerçeği değildir” diyemem.
Biz bunlara hoşgörü ile yaklaşmak durumundayız, o inanç mensuplarına özellikle siyasi iradelerin savaş ilan edenlere açık söylüyorum; onlar siyasetin acemisidir, siyaseti bilmiyorlar. Siz bir laik devlet anlayışı içerisinde tüm inanç gruplarına eşit mesafede olmak durumundasınız eğer duramıyorsanız o işi yürütmede yeriniz yok demektir” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Almanya’da yaşayan Türklerin, Türkçe’nin yanında Almancayı da iyi konuşmalarının, eğitim öğretim noktasında başarılarına katkısı olacağını ve entegrasyonu güçlü kılacağını da sözlerine ekledi.