Sendikalar, “yapılan icraatların, hükümet ve Eroğlu’nun seçimlerde halktan aldıklarını iddia ettikleri siyasi iradenin ipotek altında olduğunun açık bir göstergesi olduğunu” ileri sürerek, halkın kabul etmediğini ve dayatma olduğunu iddia ettikleri icraatları yapanlara karşı mücadelelerini kararlılıkla sürdüreceklerini kaydetti. ELEŞTİRİ TÜM HÜKÜMETLERE 36 sendikanın imzasıyla ortak yayınlanan deklarasyonda, Kuzey Kıbrıs’taki gelmiş geçmiş hükümetlerin tümünün, “icraatlarıyla Türkiye hükümetlerinin buyruğu altında hareket eden hükümetler” oldukları iddia edildi. Şimdiki UBP hükümetinin de, Türkiye’deki AK Parti hükümetinin dayatmaları sonucu 2000 yılından beridir yürürlüğe konmaya çalışılan ekonomik paketi hayata geçirmeye başladığını öne süren sendikalar, dayatılan ekonomik paketin, Kıbrıslı Türklerin kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamaktan çok, toplumsal yok oluşa neden olacağı ve Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’ye bağımlılığını daha da artıracağını ileri sürdü. 36 sendika, bugüne kadar ortaya konan icraatlara bakıldığında, seçilen yetkililerin Kıbrıslı Türkleri temsil etmediğinin görülebileceğini savunarak, iddia edilen icraatlar şöyle sıraladı: “Kuzey Kıbrıs’a ekonominin kaldıramayacağı kadar ağır yük bir yana, eğitim, sağlık ve sosyal yaşamı altüst edecek kadar çok nüfus akışı; Eşel-mobil sisteminin tüm verilen vaatlere rağmen kaldırılması; vergi kaçağına göz yumarken emeklilerden, dul ve yetimlerden vergi alınması ve çalışanların vergi yükünün artırılması; özel sektörde çalışanların kayıt altına alınıp, haklarının korunmasına ve sendikalaşmasına izin verilmemesi; Kıbrıs sorununun içinde bulunduğu gerçekler ve Kıbrıslı Türklerin siyasal iradeleri dikkate alınmadan vatandaşlık dağıtılması; ekonominin kayıt altına alınmaması nedeni ile kumar, fuhuş ve kara para aklamanın olağan işler haline getirilerek ülkenin çetelerin ve mafyaların merkezi haline gelmesi; yaratılan ‘müşavirlik’ sistemi ile siyasi partilere halkın paraları ile militan yetiştirilmesi; Kıbrıs Türkünün varlığıyla özdeşleşmiş, KTHY, Saray Hotel gibi kurumların işlevsiz gibi gösterilerek sermayeye peşkeş çekilmesi; çalışanların açlıkla yüz yüze bırakılması; Telekomünikasyon Dairesi, Kıb-Tek, Tütün, Eti, havaalanları ve limanların peşkeş çekilmesi için çalışmaların sürdürülmesi ve çalışanların işsiz bırakılması; ekonomiye katkıları olmayacağını bile bile Türkiye’deki büyük sermaye çevrelerine kamusal alanların dağıtılarak peşkeş çekilmesi; göç yasasıyla maaşları üçte birine indirerek gençleri ülkeyi terk etmeye zorlayacak toplu sözleşme düzenini ortadan kaldıracak ve ülkeyi tamamen yaşanmaz kılınacak uygulamalara geçilmeye çalışılması; Türkiye’den gelen bürokrat ve bakanların Cumhurbaşkanı Eroğlu ve UBP hükümet yetkilileri önünde Kıbrıs Türküne hakaret etmelerine göz yumulması…” Ortak deklarasyona imza koyan sendikalar şöyle: “KTÖS, KTOEÖS, KTAMS, KAMU-SEN, GÜÇ-SEN, TIP-İŞ, KAMU-İŞ, HÜR-İŞ, ÇAĞ-SEN, DEV-İŞ, DEVRİMCİ GENEL İŞ, EMEK-İŞ, BES, TÜRK-SEN, EL-SEN, TEL-SEN, BANK-SEN, GIDA-SEN, SAĞLIK-SEN, VERGİ-SEN, MEC-SEN, KOOP-SEN, MAĞUSA TÜRK GENEL İŞ, DAÜ-SEN, DAÜ-BİR-SEN, DAÜ-PER-SEN, BASIN-SEN, PETROL-İŞ, K.T. HEMŞİRELER VE EBELER SENDİKASI, HAVA-SEN, BAY-SEN, BEL-SEN, MEMUR-SEN, BÜRO-İŞ, BASS, DİN GÖREVLİLERİ SENDİKASI.”