BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nun kuruluş tarihi olan 16 Ekim’in, Dünya Gıda Günü olarak kutlanmakta olduğuna dikkat çekerek, her yıl FAO tarafından belirlenen bir tema çerçevesinde yapılan Gıda Günü etkinliklerinde gıda üretimi, tüketimi ve gıda güvencesine ilişkin konular gündeme taşınarak açlık ve açlıkla mücadeleye dikkat çekilmeye çalışılmakta olduğunu belirtti.
Yaşanan krizlerin açlık üzerindeki olumsuz etkilerini göz önünde bulunduran FAO’nun bu yıl Dünya Gıda Günü temasını “Açlığa Karşı Birleşelim!” olarak belirlediğine dikkat çeken Kaşif, “Gıda güvencesi, insanların sağlıklı ve aktif bir yaşam sürdürebilmeleri için beslenme ihtiyacını karşılayacak yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya her zaman ulaşabilmesidir” dedi.
Dünyadaki açlık sorununa dikkat çekmek için FAO’nun 11 Mayıs 2010 tarihinde küresel ölçekte açlıkla mücadele amacıyla “1 milyar aç insan” kampanyası başlattığını hatırlatan Kaşif, şöyle devam etti:
“Toplumları biyolojik bir organizma gibi değerlendirecek olursak, toplum da aynı canlı organizmalar gibi fonksiyonları, güçlü ve güçsüz yönleri itibarı ile aynı biyolojik yasalara tabidirler.
Bir toplumun fertleri aç ise toplum da açtır, bir toplumun fertleri sağlıksız ise toplum da sağlıksızdır. Dolayısıyla bu durum sağlıksız, yetersiz ve dengesiz beslenmenin yol açtığı ölüm, hastalıklar ve diğer kayıplar yanında bireyleri ve toplumları biyolojik geri kalmışlığa götüren zorunlu bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dünya nüfusuna 2009 yılında tahmini olarak 105 milyon kişinin daha eklenmesiyle, yeterli ve dengeli beslenemeyen insan sayısı 1 milyara yükselmiştir.
Bugün ise dünyamızda 1 milyardan fazla insan açlık sınırı altında yaşamakta, her 1 dakikada 18 kişi açlıktan ölmekte ve yeni doğan her 250 bebekten 113’ü açlık sınırı altında yaşamaya mahkûm olmaktadır.
Bu durum tüm dünya nüfusunun altıda birinin açlık sorunu ile yüz yüze olduğu anlamına gelmektedir. Açlık ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan ölümler dikkate alındığında rakamın AIDS, sıtma, tüberküloz ve diğer hastalıklardan daha fazla olduğu görülmektedir.
Yetersiz beslenme ve açlıkla ilgili hastalıklar sonucu gerçekleşen ölümlerin diğer sebeplerle kıyaslandığında yüzde 60 civarında olduğu belirtilmektedir.
Açlık, nesilden nesile de devam etmekte, her yıl milyonlarca çocuk sadece anneleri yetersiz beslendiği için normalden az kiloda doğmakta ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde 10.9 milyon çocuk 5 yaşına ulaşmadan hayatını kaybetmektedir.”
Dünya Sağlık Örgütü’ne ( WHO ) göre üçüncü dünya ülkelerinde görülen hastalıkların büyük bölümünü su kaynaklı hastalıkların oluşturduğunu da kaydeden Kaşif, yoksulluğun da açlığın en önemli nedeni olarak görülmekte olduğunu belirtti.
“Gıda güvencesi kapsamında gıdaya yeterli ve dengeli bir biçimde ulaşmak tek başına yeterli değildir. Tüketilecek olan gıdanın insan sağlığını olumsuz yönde etkileyecek her türlü etkenden uzak olması gerekmektedir” diyen Kaşif, bu kapsamda gıda güvencesi ve güvenliğinin sağlanmasında ilgili meslek çalışanlarına önemli görevler düştüğünü ifade etti.
Kaşif, mesajına “KKTC Sağlık Bakanlığı olarak gıda güvenliği sağlanmasında ve sürdürülmesinde üzerimize düşen görevleri, bünyemizde bulunan üç gıda mühendisi ve tüm bölgelerde aktif olarak görev alan sıhhiye müfettişlerimizin de yardımıyla en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Vatandaşların sağlıklı ve güvenilir gıda maddesi ile içme suyu tüketmesini sağlamak için sürekli denetim ve kontroller yapılmaktadır. Bu denetim ve kontrollerde insan sağlığına ve yürürlükteki mevzuata uygun olmayan ürünlerin ithalatına, üretilmesine ve satılmasına izin verilmemektedir. Ayrıca bu işyerlerinin de bakanlık tarafından kapatılmaktadır.” şeklinde devam etti.
Kaşif, günün koşullarına uygun “Gıda Yasası”nın hazırlandığını da ekledi.