Kılıçdaroğlu : Kadıköy’de Yaşayan İnsanımız Değil mi?

2 Kasım 2010 Salı  14:35

İşte Kılıçdaroğlu’nun partisinin grup toplantısındaki konuşmasından satır başları:

Siyasal iktidarın görevi devleti sosyal kılmaktır. Yurttaş kendisinin ve çocuklarının sosyal devletin koruması altında olduğunu bilmelidir. Mutlu bir Türkiye’yi yaratan iktidar başarılı bir iktidardır. 29 Ekim’de tüm Türkiye’ye huzur, kardeşlik ve barış mesajları verdik.

Biz huzur, kardeşlik, barış mesajı veriyoruz birileri rahatsız oluyor. Neymiş ben Kadıköy’e gidip halkla buluşmuşuz. Cumhurla buluşmak bu değilmiş. Kadıköy'de yaşayan insanımız değil mi? Ben diyorum bunlar bölücü. Gizli gündemleri var. Biz bölünmeyelim diyoruz, onlar bölünelim diyorlar. Bunu ancak asıl amaçlarına ulaşmak için gizli gündemleri olan siyasal partiler yapar.

TAKSİM'DEKİ PATLAMA
Hepimizi üzen bir olay meydana geldi. İstanbul'daki terör saldırı yüreğimizde burukluk yarattı. Bereket versin ciddi sonuçlar doğurmadı. Bugüne kadar terörden çok çektik. Barıştan ve kardeşlikten yana olanlar birleştiler. Teröre karşı bir yürek oldular. Ayırmak istediler ayrılmadık, bölmek istediler bölünmedik. Bölünmeyeceğiz, ayrılmayacağız, teröre karşı birleşeceğiz. Terörün olmadığı bir ülke istiyoruz. Herkesin evine alın teri ile kazandığı aşı ve ekmeği götürmesi gereken bir ülke istiyoruz. Terör bir insanlık suçudur. Teröre karşı mücadele özgürlüğü ve barışı isteyen herkesin görevidir. Mutlu Türkiye istiyoruz... Herkesin karnının doyduğu bir ülke istiyoruz... İşi olmayanın aşı, aşık olmayanın da huzuru olmaz.

"BİZ YÜZDE YÜZÜ MERAK EDİYORUZ"
Başbakan yüzde 42’yi merak ediyoruz diyor. Biz halkın yüzde yüzünü merak ediyoruz. Biz 29 Ekim’de emeklilerin, işsizlerin olduğu yere Paşabahçe’ye gittik.

Orada işinden atıldığı için bedenini ölüme yatıran vatandaşımızı ziyaret ettik. Onu görmeyeceksin bu mudur sizin cumhur anlayışınız.

Bu işçi kardeşimiz 5 yıl çalışmış. Bir gün demiş ki ben hakkımı arayayım sendikaya üye olayım. Vay sen misin üye olan. Hemen ertesi günü kapı önüne konmuş.

"BAŞBAKAN’IN VİCDANIN SIZLIYOR MU?"
Başbakan bu duruma bir şey diyor mu. O kadıncağızın o durumuna acaba vicdanı sızlıyor mu? Sen kendi çocuklarına beş yıldızlı otellerde düğün yaparken sıkılmadın da o kadının haline sıkılmıyor musun.

Bir de anayasa değişikliği ile bir işçi birden fazla sendikaya üye olabilsin dediler. Kadıncağız bir sendikaya üye oldu diye işinden oldu. Ya iki sendikaya üye olsaydı. Çekip vuracaklardı herhalde. Bu hükümetin söylemiyle eylemi taban tabana zıt.

29 Ekim’de Paşabahçe’de hak arayan vatandaşın başına ne geldiğini gördük. Sonra bana diyorlar ki Köşk’e neden gitmedin. E sen 29 Ekim’de Çankaya Köşkü’ne gittin. Ne oldu boyun mu uzadı?

Ben halkın yanına gittim dertlerini dinledim. Sen mi iyi yaptın ben mi iyi yaptım.

"TÜM TAŞERON İŞÇİLERE SESLENİYORUM"
Tüm taşeron işçilere sesleniyorum, sizin eviniz CHP’dir. Sizin sesiniz CHP’dir. Çünkü biz ermekten, üretenden yanayız. Yiyicilerden yana değiliz.

Taşeron işçilerimiz Zonguldak’ı unutmasın. Orada ölenlerde taşeron işçilerdi. 2’sinin cesedi de bulunamadı. Başbakan çıkıyor “Kaderlerinde ölmek var” dedi. Bakanı çıktı “Güzel öldüler” dedi. Bütün taşeron işçilere söylüyorum. CHP iktidarında hiçbir işçi taşerona emanet edilmeyecek. Kadrolarını vereceğiz çalışacaklar.

Çünkü biz emekten yanayız. İki milyon işçi bize baksınlar. Ne söylüyoruz iyi baksınlar. Geçenlerde bir taşeron işçi kardeşimiz mektup yazmış yaşadığı zorlukları anlatıyor. Ama Başbakan altın çilek yiyor unuttu bunları. O bir despot artık o kral. O söylediğinin her yerde geçerli olduğunu sanan bir kişi.



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Kilicdaroglu-Kadikoy-de-Yasayan-Insanimiz-Degil-mi/348021