Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmaların, cep telefonlarının yaydığı dalgaların arı popülasyonunu tüm dünyada ciddi oranda düşürdüğünü ortaya çıkardığını ileri süren Çelik, "Bu konuda yapılmış pek çok araştırma var. Özellikle Hindistan'da yapılmış araştırmalar var. Baz istasyonları yakınındaki kolonilerde arıların yönlerini bulmakta zorlandıkları ve sabah uçuşa çıkanların bir daha geri dönmedikleri gözlenmiş. Bu ileriye dönük arılar için çok ciddi bir risk oluşturuyor" diye konuştu.
TÜRKİYE, AVRUPA'NIN BAL DEPOSU OLABİLİR
Kemal Çelik, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin son yıllarda yürütülen arıcılık politikaları sayesinde arıcı ve koloni sayısını artırdığını, ancak bu artışın üretime dönüştürülemediğini söyledi.
Emeği ve yatırımıyla üretim sürecine katılan arıcıların yaşam standartlarının iyileştirilmesinin devletin ilgili birimlerinin temel politikası olması gerektiğini belirten Çelik, "Bu işsizliğin çözümü için, özellikle tarım sektörü içerisinde atılabilecek önemli adımlardan da birisidir. Türkiye, arıcılıkta var olan yapının rehabilite edilmesiyle Avrupa'nın bal deposu olabilecek bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyelin harekete geçirilmesiyle, sektörde ciddi istihdam olanaklarının yaratılabileceğini düşünüyorum" dedi.
Kemal Çelik, ilgiden uzak ve zorlayıcı uygulamaların günümüzde arı sektöründeki gıda güvenliğini de tehlikeye attığına ve üretim sıkıntılarına neden olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin arıcılık politikalarına yön veren kurumların, çok bilgili ve aktif olmaları gerekir. Günümüzde özellikle kıyı bölgelerimizde ve Doğu Anadolu'daki arıcılık işletmelerinde verimliliğin arttırılması ve yapısal sorunların çözümü için, devletin ilgili kurumlarının içtenlikle çözümün bir parçası olması gerekiyor. Çözümün önünde engel olmaları değil. Bu bağlamda teknik ve yapısal eğitime yönelik çalışmaların desteklenmesi, var olan arıcılık birliklerinin tüm hayvancılık birliklerinde olduğu gibi desteklerle motive edilmesi gerekir. Hiçbir şekilde siz bir şey vermeden, bir şey alamazsınız. Tarım sektöründe çok belirgin bir yaklaşımdır bu. Siz toprağınıza gerekli önemi vermezseniz, toprağınız size hiçbir şey vermez. Hayvanlarınıza gerektiği kadar bilimsel yaklaşmazsanız, hayvanlarınız size bir şey vermeyeceklerdir."
TÜRKİYE'DE KOLONİ ARTIŞI VAR, ÜRETİM ARTIŞI YOK
Türkiye'de çok sayıda tarım mühendisi, veteriner hekim ve büyük çoğunluğu eğitimli olan arı yetiştiricileri bulunduğuna işaret eden Çelik, Türkiye'nin son yıllarda mevcut koloni sayısının üzerine 1 milyon ek koloni ilave ettiğini, ancak üretimi artıramadığını söyledi.
Prof. Dr. Kemal Çelik, kovan başına elde edilen bal veriminin 14-16 kilogram olduğunu belirterek, "Donanımlı kolonilerde bu rakam 20 kilogram civarında kalmış. Bu sayısal değerlendirmeden çıkarabileceğimiz en önemli varsayım, 20 yıllık süreçte koloni sayımızı artırmamıza karşın, koloni başına olan verimi artıramadığımızdır" dedi.
Arıcılıkta devletin ciddi bir ıslah projesinin olması gerektiğini vurgulayarak, şunları ifade etti:
"Kafkas ırkı arı, dünyanın en iyi ırklarından bir tanesidir. Bu ırkın gen merkezi ise Doğu Anadolu'da Ardahan'ın Posof ve Çıldır ilçeleridir. Özellikle buradaki popülasyonların genetik olarak ıslahına yönelik Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın ciddi politika geliştirmesi lazım. Bu işi bilenlerin eline teslim etmesi lazım."