DİSK tarafından yapılan açıklamada, TÜİK Hanehalkı Harcama Kalıbı, TÜİK Madde fiyat ortalamaları ve 4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde alması gereken kalori miktarı üzerinden hesaplanan beslenme kalıbı dikkate alınarak hazırlanan araştırmanın sonuçlarına yer verildi.
Araştırmanın sonuçlarına göre, sağlıklı beslenmek için yetişkin bir kadının yapması gereken günlük harcama tutarı 6,80 TL olurken, bu rakam yetişkin bir erkek için 7,90 TL, 15-19 Yaş erkek çocuk için 7,91 TL, 4-6 yaş bir kız çocuğu için 5,06 TL oldu. Buna göre 4 kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için yapması gereken günlük gıda harcaması 27,67 TL, aylık harcaması ise 830 TL olarak belirlendi.
4 kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmek ve insanca yaşayabilmek için ayda yapması gereken asgari harcamanın ise 3 bin 21 lira olduğu hesaplandı.
Ailenin gereksinimlerini karşılamasında gıda, içecek vb. için ayırması gereken aylık tutar 830, giyim ve ayakkabı için 189, kira, su, elektrik vb. için 854, mobilya, ev bakımı vb. için 173, sağlık için 67, ulaştırma için 295, haberleşme için 130, eğlence ve kültür hizmetleri için 66, eğitim için 59, lokanta, yemek, otel vb. için 125, çeşitli mal ve hizmetler için 107 TL olarak belirlendi.
Buna göre, geçen yılın aynı ayında 2 bin 555 lira olan yoksulluk sınırı, 466 lira arttı.
Açlık sınırı ise geçen yılın aynı dönemine göre 128 liralık artışla asgari ücretteki yıllık artışın 2 katından fazla bir yükseliş kaydetti.
''GIDADAKİ ENFLASYON GİZLİ YOKSULLAŞMA YARATIYOR''
Gıda harcamalarındaki artışların, dar gelirliyi vurduğu ifade edilen raporda, hesaplama sonuçlarına göre nüfusun en yoksul yüzde 5'lik diliminin enflasyonu yıllık olarak yüzde 10,8 oranında hissederken, en zengin yüzde 5'lik dilim için bu oranın yüzde 6,4'te kaldığı belirtildi.
Raporda yer alan değerlendirmede, bir yandan krizin yoksullaştırıcı etkisinin en ağır bir biçimde hissedildiği, diğer yandan da gıda fiyatlarında yaşanan astronomik artışların, emekçilerin alım gücünü hızla aşağıya çektiği kaydedildi.
Değerlendirmede şu görüşlere yer verildi:
''Genel enflasyon rakamları ile gıda enflasyonu arasındaki farkın neredeyse iki katına çıkması, enflasyon üzerinden belirlenen ücret artışları dikkate alındığında, gizli bir yoksullaşma yaratmaktadır.
Gıda harcamaları, yaşamsal harcamalardır. Gıda fiyatlarındaki artışların genel enflasyonun altında kalması halinde, ücret artışlarında gıda harcamalarındaki fiyat artışlarının esas alınması, gizli yoksullaşmanın önüne geçebilmek için bir yöntem olarak kabul edilmelidir.
Bir başka gerçek ise gıdadaki yüksek fiyat artışları ile birlikte, yoksul kesimin enflasyonunun, genel enflasyonun üzerine çıkmasıdır. Bu da gelir dağılımını olumsuz bir biçimde etkileyen bir başka unsur olmaktadır.''
''Çalışma sürelerinin uzaması, ücretli izin hakkının gasp edilmesi, esneklik ve güvencesiz çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılmaya çalışılması, bölgesel asgari ücret uygulamaları gündeme getirilerek reel ücretlerin düşürülmesi, kıdem tazminatının kaldırılması gibi emeğin haklarına yönelik saldırı planlarının gündemde olduğu'' görüşü savunulan raporda, ''Türkiye, gelir dağılımını düzletici değil, derinleştirici politikalarla uçurumun kenarına doğru sürüklenmektedir'' denildi.