Gündelik yaşamda üretilen nefret söylemi, elbette hızla genişleyen sosyal ağlara da kullanıcılar tarafından taşınıyor. Üstelik çoğu zaman, kimliklerin gizli tutulabilmesinin verdiği özgüvenle, çok daha sert, tehditkar ve ayrımcı olabiliyor. Ntv'nin haberine göre, nefret söylemi yeni medya ortamının özelliklerinden dolayı çok daha kolay bir şekilde sıradanlaşıyor, doğallaşıyor, yaygınlaşıyor. Bu süreç elbette tehlikeli çünkü sonuçta ayrımcı ve dışlayıcı söylem ve davranışlar birey ve grupları etkileyebiliyor, kıskaçlarına alabiiyor. Biriken bu nefretin gelebileceği nokta da fiziksel nefret suçlarının yaygınlaşması ve zemin kazanması. İşte yeni medyada nefret söyleminin tehlikeleri konusudna düşünen ve yazan bir grup akademisyen bir araya gelerek bir eğitim programı hazırladı. Grup, düzenlenen eğitim ve uygulama atelyesini şöyle duyuruyor: "Nefret söyleminin egemen olduğu ve fikirlerin özgürce ifade edilemediği bir ortamda birlikte yaşamanın söz konusu olamayacağını düşündüğümüzden, ayrımcılığa karşı yurttaş eğitiminin bir parçası olarak gördüğümüz bir eğitim izleği geliştirdik. Bu söyleme karşı sizlerle birlikte düşünüp, mücadele stratejileri geliştirmeyi amaçlıyoruz. Yeni medya ortamını daha demokratik kılıp, aynı zamanda da nefret söyleminden nasıl arındırabiliriz sorularının yanıtlarını birlikte tartışmak istiyoruz. Bu amaçla Yeni Medyada Nefret Söylemi Çalışma Grubu olarak, İstanbul Şehir Üniversitesi ev sahipliğinde, öncelikle bu yönde farkındalık kazanmayı ve kazandırmayı hedefleyen çevrimiçi haber editörlerine yönelik bir eğitim ve uygulama atölyesinde siz duyarlı netdaşları aramızda görmekten memnuniyet duyarız. " İstanbul Şehir Üniversitesi Altunizade yerleşkesinde 4 Aralık 2010 cumartesi günü düzenlenecek olan eğitim programına katılmak ve katkı sağlamak isteyenler, ayrıntılı program ve bilgiyi bu adresten edinebilirler. Bilgi ve kayıt için son tarihin 27 Kasım 2010 olduğunu ekleyelim.