|
|
Gazimağusa Belediyesi açıklamasında, kentin makus talihini değiştirebilmek ve yıllardır süren susuzluğu bitirmek için, belediyenin denizden su arıtarak hemşerilerinin kullanımına veren ülkenin ilk belediyesi olduğu belirtilerek, “Bu girişimimizin karşılığı olarak, Güzelyurt’tan devletin kentimize sağladığı su miktarının her geçen gün daha da azalmasını tesisimizin devreye girdiği günden beridir yaşamaktayız” denildi.
Açıklamada, sadece Lefkoşa ve Gazimağusa’nın ihtiyacını karşılamak üzere inşa edilen Kumköy - Gazimağusa Su İletim Hattı’na, bugün, Alayköy, Gönyeli, Hamitköy, Yakın Doğu Üniversitesi ve daha pek çok yerleşim biriminin ortak olduğu savunuldu.
“Gazimağusa, tüm bu yerleşim birimlerinin ihtiyacı karşılandıktan sonra, artan suyla idare etmesi gereken ikinci sınıf yurttaşların yaşadığı bir kent değildir” denilen açıklamada, devletin tüm organlarına yönelik girişimlerin, sonuç vermediği, tonlarca suyun, oluşan patlaklardan Mesarya’nın derinliklerinde kaybolurken, halkın Gazimağusa’da susuzluktan perişan olduğu ancak devletin ilgisinin görülmediği öne sürüldü.
Açıklamada şöyle denildi:
“Son bir aydır devletin Dikmen tesislerinden Gazimağusa için ortalama saatte 200m³ su gönderildiği halde, kentimize ulaşan miktar ortalama 60m³ düzeyinde kalmaktadır.
Gazimağusa; giderek çölleşirken ne ilgili daire müdüründen, ne de bakandan anlamlı bir yanıt alamıyor, üstelik, ‘bayram geçsin de bir bakalım’ şeklinde umarsızlıkla hayretler içinde kalıyoruz. Bu tahammül edilir değildir ve Gazimağusalı bu duyarsızlığa layık değildir.
Devlet, ya belediyelerine ve dolayısıyla yurttaşlarına eşit davranma yükümlülüğünü yerine getirecek ve halkı adına devlet makamlarını işgal edenlerin, itibarını küçültmesine izin vermeyecek, ya da bugün Gazimağusa için olduğu gibi, yurttaşları ve beldeleri arasında derin ayrım yaparak saygınlığını yitirecektir.
Bizler, Gazimağusa Belediyesi olarak, hemşerilerimizin bugün yaşadığı susuzluğu hak etmediğini bir kez daha yinelemeyi görev sayarız...
Bizlere kendi başımızın çaresine bakmak zorunda olduğumuzu yeniden hatırlatan ve kendini sadece Lefkoşa’nın devleti sayan ilgililerin insafına baş eğmeyeceğimizi tüm KKTC kamuoyuna duyurmayı bir görev sayarız.”