Traktör süren, inek sağan, ev süpüren ve çay yaparak kendisini ziyarete gelen misafirlere ikram eden Yuko Kojima, evinde kaldığı Ayşe Taç'tan halı dokumayı ve oya işlemeciliğiyle ilgili incelikleri öğreniyor.
Yuko Kojima yaptığı açıklamada, tatil amacıyla iki kez geldiği Türkiye'de kadınların büyük bir sabırla ve titizlikle yaptıkları oya işlemelerinden etkilenerek öğrenmeye karar verdiğini anlattı.
Gittiği şehirlerde oya kullanan çok sayıda kadına rastlamasına karşın, bu el sanatını çocuklarına ve torunlarına bırakmak amacıyla sürdüren kişi sayısında büyük azalma gördüğünü ifade eden Yuko Kojima, şöyle konuştu:
''Türk kadınlarının kendi iç dünyalarını evlilik öncesinde yaptıkları oyalarla gelecek nesillere aktardıklarını çeşitli kaynaklardan öğrendim. Elimdeki bir çok kaynakta yüzlerce oya modeli gördüm ancak gezip gördüğüm şehirlerde, bu modellerden çok azına rastladım. Yaptığım inceleme sonunda artık oya sanatının yavaş yavaş bırakıldığını sadece birkaç şehirde bu işin turistik olarak yürütüldüğünü gördüm. Çok üzüldüm. Türklere ait bu geleneksel el sanatının gerçekten bitme noktasına gelmesi beni üzdü. Türkiye'ye oya işlemeleriyle ilgili araştırmalada bulunmak için geldim. Ancak yaşlıların dışında oya işlemesiyle ilgilenen çok fazla Türk'e rastlamadım.''
Türk yaşam şeklini birebir görmek amacıyla Antalya'nın Kovanlık köyünde bir ailenin yanına yerleşerek yaşamaya başladığını ifade eden Yuko Kojima, Türk ailesinin gündelik yaşamında neler yaptığını yakından görme fırsatı bulduğunu ve köy yaşamının detaylarını öğrendiğini söyledi.
Köylülerin de kendisine büyük ilgi gösterdiklerini anlatan Yuko Kojima, ''Türkler çok cana yakın insanlar. Benimle o kadar çok yakından ilgilendiler ki... Bu kadar ilgi beklemiyordum'' dedi.
Japon Yuko Kojima'yı evinde ağırlayan Ayşe Taç da, köyde geçimlerini halı dokuyarak ve tarım yaparak sağladıklarını belirtti. 10 yıl önce tanıştığı bir Japon sayesinde Türkiye'ye gelerek köy ortamında yaşamak isteyen kişileri evinde misafir ettiğini ifade eden Taç, şöyle konuştu:
''Hiçbir maddi beklentim olmadan onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Onlar bizim için tanrı misafiri. Türkiye'yi ve Türklerin yaşamlarını öğrenmek istiyorlar. Ben de onlara dilim döndüğünce yardımcı oluyorum. Bazen ne anlatmak istediklerini anlamıyorum ama el kol hareketleriyle bu sorunu da çözüyoruz.