Bahçeli: Zirve Kararları Tatmin Edici Değil

23 Kasım 2010 Salı  14:18

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, NATO'nun Lizbon zirvesinden sonra ''Türkiye'nin tezlerinin belirleyici olduğu ve bu yönde sonuç bildirgesinin hazırlandığı) gibi yanlış ve aldatıcı bir bilgi verilmeye çalışıldığını'' savundu. 
 ''Türkiye, NATO içinde bugün itibarıyla en büyük tehdit kaynağının İran olduğu konusundaki değerlendirmelere katılmış, füze savunma sisteminin bu temelde geliştirilmesine onay vermiştir'' diyen Bahçeli, AK Parti'nin bundan sonra komşularıyla ''sıfır sorun'' politikasını nasıl yürüteceğini ve bu konuda ne kadar ''samimi olacağını'' merak ettiklerini söyledi. Bahçeli, şunları kaydetti:
''NATO Lizbon zirvesi öncesi Başbakan Erdoğan ve bu konuda da hükümetle rol paylaşımında üzerine düşeni yapan Cumhurbaşkanı Gül'ün herhangi bir ülke adının tehdit olarak belirtilmesine karşı oldukları söylemi, fiiliyatta hiçbir anlam ve değer taşımamaktadır.
Zımnen de olsa bugün, AKP hükümeti füze savunma sistemini gerektiren potansiyel tehdit kaynağının İran olduğunu kabul etmiş, ancak bu ismin kamuoyuna açıklanacak metinlerde açıkça zikredilmemesini isteyerek görüntüyü kurtarmaya çalışmıştır. Türk milletinin aklı ve idrakiyle alay edercesine 'hiçbir komşumuzu tehdit ve hedef tanımlaması içinde göremeyiz' diyen Başbakan Erdoğan'a buradan sormak isterim; siyasi hesaplarla kendinizin gitmeye cesaret edemediği Lizbon zirvesinde Cumhurbaşkanı tarafından onay verilen füze savunma sistemi İran'a karşı değilse, hangi potansiyel tehdit kaynağı ülkeye karşıdır? Bu sorunun cevabı açıktır. Başbakan'ın bu konuda tevil ve takiye yapması artık mümkün değildir.
Başbakan Erdoğan ve Lizbon senaryosunda rol paylaştığı Cumhurbaşkanı Gül zirve öncesi sanal ve sözde itirazlarını Türk kamuoyunda tartıştırarak, NATO içinde onay verdikleri kararları maskelemek, bu konudaki gerçek niyetlerini gizlemek yoluna gitmişlerdir. Gerçekler gün gibi ortadadır.''

''O AN GELDİĞİNDE BUTONA KİMİN BASACAĞININ ÖNEMİ YOK''
''Başbakan Erdoğan'ın 'füze savunma sistemine onay verilmesi için komuta-kontrol sisteminin Türkiye'de olması sözde önşartının' Lizbon kararlarıyla havada kaldığını, bunun sanal bir kamuoyu yönlendirme aracı olduğu'' öne süren Bahçeli, ''NATO savunma sistemlerinde komuta-kontrol sorumluluğunun münferit ülkelere değil NATO askeri karargahına ait olduğu bilinen bir gerçektir. Kaldı ki Allah korusun, böyle bir an geldiğinde butona kimin basacağının ve kimin kontrol edeceğinin bir önemi ve kıymeti harbiyesi çok fazla olmayacaktır'' dedi.
''Savunma sistem kontrolünün Recep Tayyip Erdoğan'da ya da bir başkasında olması hiçbir şeyi değiştirmeyecek ve milletimiz tüm vahşetin ve felaketin tam ortasında kalmaktan kurtulamayacaktır''ifadesini kullanan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Hal böyleyken Başbakan'ın düğmeye basacak ülkenin Türkiye olması yönündeki açıklamaları, pratikte hiçbir anlamı olmayan içi boş sözlerdir. Lizbon kararları bunu teyit etmiş, komuta-kontrol komutlarının ele alınmasını ileri bir tarihe bırakmıştır. Başbakan'ın bu sanal ön şartı da boşa çıkmıştır.
NATO Lizbon zirvesi kararları Türkiye için tatmin edici olmaktan çok uzaktır. Ve ortada ne bir başarı diye sunulacak gelişme ne de zafer diye yutturulacak diplomatik netice vardır. 'Biz olmasaydık NATO toplantısı on dakikada biterdi' sözlerinin de hiçbir anlamı ve değeri yoktur. Sürekli sahte diklenmelerle, hamasi sözlerle iç politikaya dönük mesaj veren AKP iktidarı, NATO toplantısında ağzına bir parmak bal sürülerek geri gönderilmiştir. 
Her konuda konuşan Başbakan Erdoğan'ın ise son bir haftadır konuyla ilgili hiçbir yorum yapmadan geri planda durması, kendisini unutturarak tartışmalarını merkezinden uzakta durmaya çalışması kendisine ve partisine hiçbir şey kazandırmayacaktır.
Lizbon Zirvesi öncesi ve sonrası AKP hükümetinin yönlendirdiği haber ve değerlendirmeler AKP'nin aldatma, yanıltma ve göz boyamaya dayanan dış politika anlayışının yeni tezahürlerinden başka bir anlam taşımamıştır.''

AK PARTİ'NİN 8 YILI

18 Kasım itibariyle AK Parti iktidarının sekizinci yılının dolduğunu belirten Bahçeli, "AKP, demokrasinin imkanları sayesinde elde ettiği hükümet etme görevini layıkıyla yerine getirememiş, döneminde yozlaşma, yoksulluk ve yolsuzluk genel geçer bir kural haline gelmiştir" görüşünü dile getirdi.
AK Parti ile geçen yılların "milleti yorduğunu, hırpaladığı, bunalttığını ve umutsuzluğa sevk ettiğini" öne süren Bahçeli, şunları söyledi:
"Ekonomiden kültüre, spordan sanata, dış politikadan güvenliğe, milli kimlikten bin yıllık kardeşliğimize kadar tahrip olmamış ve zedelenmemiş hiçbir alan kalmamıştır. Türkiye'nin AKP ile birlikte deyim yerindeyse çivisi çıkmış, en adi suçlarda, cinayetlerde ve toplumsal huzursuzlukta endişe verici bir artış görülmüştür. Milletimiz mutsuz ve rahatsız, kurumlar kavgalı ve gerilimli, adalet sancılı ve taraflı, ekonomi tükenmiş ve krizlerle aciz bir hale gelmiştir. AKP ile birlikte demokrasi, özgürlük, millet iradesi gibi olumlu kavramlar asıl anlamlarından uzaklaştırılmış ve her fırsatta istismar edilmiştir.
Başbakan Erdoğan'ın yönetiminde milli ve vicdanı bütün ayar ve ölçüler bozulmuş, teslimiyetin başarı, krizin fırsat, tavizin zafer, bölücülüğün hak, kutuplaşmanın millet iradesi, çürümüşlüğün gelişme olarak sunulduğu karanlık bir dönem geride kalmıştır.
İddiaları ile yaptıkları arasında derin bir çelişki olan AKP zihniyeti, Türkiye'yi geri ve içinden çıkılması zor bir çıkmaza sürüklemiştir. Milli meselelere duyarsız ve vurdumduymaz yaklaşan iktidar partisinin, küresel destekçilerinin gözüne girebilmek maksadıyla girmeyeceği kılık, vermeyeceği zarar ve yıkmayacağı değer olmayacağı geçmiş yıllarda çok net olarak anlaşılmıştır."
HALİNDEN MEMNUN OLAN HİÇ KİMSEYE RASTLANILMADI
AK Parti iktidarları süresince "yeni ekonomik ufuklar belirlenemediğini, geleneksel kalıpların dışına çıkılamadığını, üreten ve istihdamı artıran bir ekonomi modelinin tesis edilemediğini" öne süren Bahçeli, "Vatandaşlarımızın hayat standartları AKP döneminde gerilemiş, borçlar yükselmiş, gelirler azalmış ve çiftçiden sanayiciye, esnaftan emekliye, işçiden memura kadar halinden ve durumundan dolayı memnuniyet içinde olan hiç kimseye rastlanılmamıştır" dedi.
Türkiye'nin dünyanın gelişmiş ilk 20 ekonomisi arasında yer almasıyla iftihar edildiğini aktaran Bahçeli, "Ancak İnsani Gelişme Raporu'nda 169 ülke arasında 83. sırada olması ve kişi başına gelir büyüklüğü bakımından da 191 ülke arasında 41. sırada bulunması nedense hiçbir AKP'li yöneticinin ve Başbakan'ın aklına ve gündemine gelmemiştir" diye konuştu.
Bahçeli, belirsizlik sarmalı, cepheleşme eğilimleri ve umutsuzluk dalgası, korku girdabı, kavga ortamı eğer bir gelişmeyse, Türkiye'nin bu konularda "fazlasıyla palazlandığını ve bendini aştığını" söyledi.
GÜÇ BİRLİĞİ
Türk milletini bölmeye kimsenin gücü ve nefesinin yetmeyeceğini belirten MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Türk bayrağını çekildiği gönderden indirmeye hiçbir kirli el cesaret edemeyecektir. Üniter milli devlet yapımızı yıkmaya çalışanlara asla müsaade edilmeyecektir. Şehit kanlarıyla sulanmış vatan topraklarını, aralarında taksim etmeye niyetlenenlere dünya durdukça fırsat verilmeyecektir" dedi.
Bahçeli, "Milliyetçi Hareket olarak, milli kaygıları olan AK Parti'ye oy vermiş kardeşlerimizi ve diğer partilere destek vermiş vatanseverleri de yanımıza alıp tam bir güç birliği yaparak ihanete asla geçit vermeyeceğiz" diye konuştu.
 



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/Bahceli-Zirve-Kararlari-Tatmin-Edici-Degil/348819