"Biz kendi adımıza öz eleştirisini yapıyoruz. Aynı öz eleştirinin üniversitelerimiz tarafından da yapılması gerektiğine inanıyoruz. Siyasi iktidarın tüm sorunları tek başına aşması mümkün değildir. Biz istiyoruz ki artık üniversitelerimiz Türkiye'nin kronik sorunlarına yoğunlaşsınlar. Yasakları yasaklasınlar, statüko bekçiliği yapmasınlar. Özgürlüğü desteklesinler. Her alanda üniversiteler Türkiye'ye ışık tutsunlar istiyoruz. Özellikle Güneydoğu ve Doğu bölgesindeki üniversitelerimiz daha fazla inisiyatif yüklensin, topluma önderlik etsin istiyoruz. Terör sorunlarının artmasında, eğitimde fırsat eşitsizliği önemli rol oynadı. O bölgeye okul yapılmadı, eğitim kalitesini yükseltmek için gayret gösterilmedi. Her giden öğretmen, geri dönmenin yollarını aradı. Biz şimdi onlara her türlü imkanı sağlıyoruz. Her giden öğretmen, emniyet içinde görevlerini yapsın istiyoruz.
"Kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz üniversitelerin eleştirildiğini görüyoruz. Henüz ideale ulaşmadıklarını biliyoruz, ama uzun vadede bulundukları şekilleri her yönde değiştireceğine de inanıyoruz. Akademisyen yetiştirmek Tayyip Erdoğan'ın görevi değil; ama hizmetkar olmak Tayyip Erdoğan'ın görevi. Akademisyenleri siz hocalarımız yetiştirecek. Akademisyen olmak çok zordu bu ülkede, ciddi engellerle karşılaştılar. Bunu aşmanın zamanıdır şimdi. İdeolojiden arındırılmış bir anlayışla bu işin önünü açmak lazım. Üniversite -adı üstünde- evrenseli yansıtır, bunu görmemiz lazım. Demokratik değerleri özümsemiş bir kurum olmak zorundadır. Türkiye'nin demokratikleşme mücadelesinde üniversiteleri en ön safta görmek istiyoruz.
"Yurtdışında eğitim görüp gelmiş akademisyenlerimizden dil belgesi istiyoruz. Sizlerin bizlerden beklentilerini de kapalı oturumda büyük bir zevkle dinleyecek ve görüşlerinizden istifade edeceğiz."