Merkez direktörü Mine Yücel imzasıyla yapılan açıklamada, insan haklarının evrensel olduğu belirtilerek, insan haklarının KKTC’de iç açıcı bir durumda olmadığı iddia edildi.
“Maalesef bugün ülkemizde insan hakları denildiği zaman genellikle Kıbrıslı Türklerin hakları aklımıza geliyor. Memur olanlarımız memur olarak kendisinin sahip olduğu haklara odaklanıyor, ‘verilen hak geri alınmaz’ diyor, kadın hakları denilince Kıbrıs Türk kadınların hakları ön plana çıkıyor” denilen açıklamada, “Kıbrıslı Türkler olarak ülkede başka toplumlardan kadın ve erkeklere uygulanan sömürünün kimsenin aklına gelmediği” görüşü belirtildi.
Yazılı açıklamada, “Kıbrıs Türk halkının içinde varolan ancak ‘marjinal gruplar’ diye adlandırıp da ayrımcılık yapmaktan çekinilmeyen, normal olmayan herkesin haklarının ihlalinin de insanları ilgilendirmediğinin görüldüğü” savunuldu.
“Bu da aslında kapalı bir toplum olarak yaşayan bizlerin dünyadan kendimizi ne derece soyutladığımızı gözler önüne seriyor” ifadesi kullanılan açıklamada, “Aslında dünya bizi değil, biz dünyayı izole ediyoruz bu tavrımızla” denildi.
Açıklamada, yıllardır insan ticareti konusunda yapılan çalışmalarda gözlemlenen sorunun; özellikle bazı kadın örgütlerinin olaya “bizim kadınlarımızın bu kadar sorunu varken yabancı fahişelerin sorunlarını mı ele alalım” şeklinde olmasının kabul edilemez olduğu kaydedildi.
Böyle bir yaklaşımın “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” yaklaşımı olduğu ifade edilen açıklamada, bunun aslında, içinde bulunulun birçok sorunun temelini oluşturan, neredeyse genlere işlenmiş bir kimlik gibi Kıbrıs Türk insanının kurtulamadığı bir özellik olduğu savunuldu.
Yazılı açıklamada, coğrafyada yaşayan herkesin insan hakkının her gün düzenli olarak ihlal edildiği iddia edilerek, şöyle denildi:
“En önemli insan hakkı yaşam hakkıdır. Ne yazık ki sağlıklı bir çevrede, tatminkar bir sağlık sistemi içerisinde, psikolojik ve fiziki olarak sağlıklı bir ortamda yaşamıyoruz. Her gün ihmallerden, vurdumduymazlıktan, dikkatsizlik veya altyapı eksikliğinden kaynaklanan kazalar, yaşam hakkımızı elimizden almaya devam ediyor.”
Ülke genelinde çevre kirliliğinin her geçen gün artarak yaşamları tehdit ettiğine işaret edilen açıklamada, “Psikolojik sağlığımız çevremizdeki olumsuzluklardan dolayı tehdit altında iken, bizler düzenli olarak şikayet eden, toplum olarak kendine güveni kalmamış ve bundan dolayı da içinde olduğu bu kör kuyudan nasıl çıkacağına akıl erdiremeyen bir insan grubuna dönüşmüşüz” ifadesi kullanıldı.
“Bu ortamda, bugün birçok örgütümüz insan hakları günü dolayısıyla bildiriler yayınlayıp bu günün hakkını vermeye çalışacak” denilen açıklamada “Fakat kaçımız oturup da insan olmanın ne demek olduğuna kafa yoracak acaba” sorusu soruldu.