Toplantının gündemi ise; Yoklama,MYK Üyelerinin takdimi, Genel Başkan Prof. Dr. Numan KURTULMUŞ’UN AÇILIŞ KONUŞMASI, Genel Başkanların sunumları, İl Başkanlarının konuşmaları,Genel Başkan Yardımcılarının Birim Başkanları Toplantıları ve kapanışta ise KURTULMUŞ’un konuşmasıyla toplantı sona erdi.
Açılış konuşmasında yaklaşık 1 saat konuşma yapan KURTULMUŞ; “Gerçekten Türkiye’de bir ilk yaşanmıştır ve çok hızlı bir şekilde, çok güçlü bir şekilde Halkın Sesi Partisi Türkiye siyasetinde girmiştir, boy göstermiştir, 28 Kasım’da da yaptığı Genel Kuruluyla birlikte milletin huzuruna çıkmıştır. Ben bu süreç içerisinde hem Partinin kurulmasından önceki dönemde bizlere güç veren, hem Partinin kuruluşunda güç veren bütün arkadaşlarımıza, eski birlikte yol aldığımız Başkanlık Divanı üyesi arkadaşlarıma ve onlarla birlikte bütün değerli arkadaşlarıma teşekkürü bir borç biliyorum” dedi
Teşekkür konuşmasının ardından Merkez yürütme kurulunu takdim eden KURTULMUŞ’un Merkez Yürütme Kurulunda ise şu isimler yer alıyor;
Teşkilat Başkanımız; Hayrettin Dilekcan.
Seçim İşleri Başkanımız; Ahmet Sünnetçioğlu.
Tanıtma Başkanımız; Teoman Rıza Güneri.
Halkla İlişkiler ve Sivil Toplum Kuruluşları Başkanımız; Şeref Malkoç.
Eğitim Başkanı; Ahmet Demircan.
Dış İlişkiler Başkanı; Profesör Doktor Çağrı Erhan.
İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanı; Profesör Doktor Mehmet Bekaroğlu.
Yerel Yönetimler Başkanı; Musa Demirci.
Ekonomik İşler Başkanı; Musa Akbal.
Kadın ve Aile Politikaları Başkanı; Ebru Kurban Yıldız.
Çalışma Hayatı ve Sosyal Politikalar Başkanı; Profesör Doktor Zeki Kılıçaslan.
Parlamento İlişkileri Başkanı; Hüsamettin Korkutata.
Üyelerle İlişkiler Başkanı; Erol Erdoğan.
AR-GE Stratejik Planlama Başkanı; Hasan Basri Aktan.
Mali ve İdari İşler Başkanı; Akif Gündoğan.
Genel Sekreter; Ekrem Baki.
Kadın Kolları Başkanı; Ulya Sılay.
Gençlik Kolları Başkanı; Abdulkadir Özel.
Denetçi; Kazım Arslan.
Denetçi; Cafer Güneş.
“Namert vergilerle bütçe finanse edilemez”
Türkiye’de aslında parayı kazananlardan değil, sadece tüketenlerden vergi alındığını kaydeden KURTULMUŞ sözlerine şöyle devam etti;
“Türkiye’yi ilgilendiren meselelerin başında bütçe gelmektedir. Ne yazık ki bütçe bu sene de yeterince tartışılmadan, güçlü bir şekilde eleştirileri ve izahatı yapılmadan bütçe görüşmeleri devam ediyor. Çünkü bütçe artık bir yerde 3’te 1’inin faiz giderlerine gittiği, 4’te 1’inin personel giderlerine gittiği, 4’te 1’inin ise SSK açıklarının kapatılmasına gittiği bir bütçedir. Bu bütçenin içerisinde maalesef siyasi iradenin etki alanı fevkalade azdır ve bu bütçe bu anlamda da sürekli olarak kapatılarak, örtülerek tartışmaların dışına çıkartılmaktadır. Ancak müsaadenizle bugün sadece bütçenin birkaç tane temel noktasını birlikte değerlendirmek istiyorum. İnşallah önümüzdeki günlerde halkımızın içinde hep beraber bu bütçenin teferruatı hakkında tartışacağız ve bunu Türkiye kamuoyuyla paylaşacağız.” Dedi.
KURTULMUŞ; “Aslında bütçenin özeti şu tablodan ibarettir: Bütçeler en önemli siyasi metinlerdir. Rakamlardan ibaret bir şey değildir. Bir bütçede devletin nereye ne kadar para ayıracağı, hangi hizmeti hangi kaynakla yapacağı ve iktisadi alandaki siyasi önceliklerinin ne olduğu açık bir şekilde ifade edilir. Şu özet, şu gördüğünüz tablo aslında Türkiye’deki AKP Hükümetinin ekonomi politikalarındaki siyasi tercihlerini de ortaya koymaktadır. Rakamsal olarak ifade etmek gerekirse, bu bütçe aslında üç temel gruba ciddi şekilde kayıplarını ortaya çıkartıyor. Bunlardan birisi; tarım kesimidir. Tarım kesiminde kişi başına tarım kesimiyle uğraşan 22 milyon yurttaşımız 700 TL kişi başına devlete vergi ödüyor, buna mukabil sadece 273 lira devletten katkı ya da transfer alıyor. Memurlar ve işçiler yaklaşık 13 milyona yakın büyük bir kitle 3.144 lira yıllık vergi ödüyor, vergi ve prim ödüyor, buna mukabil sadece 2.721 liralık kamu hizmeti alıyor. Şimdi de orta sınıf, esnaf, sanatkar, küçük üretici, sanayici, KOBİ’ler 23 milyon kişi. Bu 23 milyon yılda 4.486 liralık vergi ödüyor, buna mukabil 3.524 liralık kamu hizmeti alıyor. Bu 3 kurum, yani Türkiye’nin üreten kesimleri çiftçileri, alın teriyle geçinen işçileri, memurları, esnaf, sanatkarı, orta kesimi, sanayicisi, üreticisi Türkiye’nin ana gövdesini oluşturan bu kitle maalesef bütçeye katkı yapıyor, ama bütçeden yeterli katkıyı, yeterli karşılığı alamıyor. Buna mukabil Türkiye’deki bütçenin kaynaklarının önemli bir kısmı sayıları 500 bini geçmeyen tabloda en alt satırda yer alan rantiye kesimine aktarılıyor. Rantiye kesimi yılda 68.138 lira kişi başına devlete vergi ödüyor, ama buna mukabil 127.856 lira devletten geri alıyor. Bunların bir kısmı faiz ödemeleri şeklinde, bir kısmı muafiyet ve istisnalar şeklinde ve çeşitli yollarla alınan vergiler geriye ödeniyor.
Ancak bu bütçenin gelir kalemleri de fevkalade ilginçtir. Bu memlekette bütçenin gelirlerinin büyük bir kısmı yüzde 60’ı vergi gelirleridir. Vergi gelirleri de ne yazık ki Türkiye’de aslında parayı kazananlardan değil, sadece tüketenlerden alınıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde Türkiye’deki gibi bir garabet yoktur. Türkiye’de vergi gelirlerinin yüzde 70’i dolaylı vergilerdir, fakirden de, zenginden de alınan vergilerdir. Yani şu içtiğimiz sudaki KDV’yi fakir de veriyor, zengin de veriyor ve Türkiye’de bizim adına namert vergisi dediğimiz dolaylı vergilerle bütçe finanse edilmeye çalışılıyor” şeklinde konuştu.
“Bu anlamda iki tane gruba da, bir diğer grup da Türkiye’deki yoksullar, fukaralardır. Evet, bunlara sosyal yardımlar artıyor, fakirler 728 lira kişi başına vergi ödüyorlar, ama 1.103 liralık da iade ya da transfer alıyorlar. İyi de fakirden aldığı, fakire verdiği bu yardımları da hani derler ya Türkçede “kaşıkla alıp kepçeyle geri almak” diye, kaşıkla veriyorlar, 3 kuruş, 5 kuruş veriyorlar, kepçeyle geri alıyorlar. Kepçe de dolaylı vergilerdir, KDV’dir, ÖTV’dir, tüketimden alınan vergilerdir” dedi
CHP ve MHP neden suskun?
Wikileaks tartışmalarına da sert bir dille değinen KURTULMUŞ Şöyle devam etti;
“Bildiğiniz gibi Türkiye’de Wikileaks tartışmaları oldu, onun da üstü örtüldü. Füze kalkanıyla ilgili ne hatırlıyorsunuz? Hiçbir şey. Wikileaks’le ilgili ne hatırlıyorsunuz? Hiçbir şey. Hepsi dedikodu mahiyetinde geldi geçti. Biz Wikileaks’te üç tür belgenin olduğunu biliyoruz. Bunlardan birisi; dedikodu. Ahmet, Mehmet hakkında bunu dedi, bunları çöp tenekesine atarız, HAS Partinin dedikoduyla uğraşacak vakti yoktur
İkincisi; gözlem. Bir bürokrat, bir büyükelçi herhangi bir konu hakkında bir kanaat sahibi olmuş, bunu yazmış göndermiş Amerika’ya. Bu da resmi bir nitelik taşımadığı için bunu da çöp tenekesine atarız. Ancak üçüncü tür belgeler, bilgiler var ki bunları ciddiye almak zorundayız. Bunlara da tutanak derler. Yani Sayın Obama’yla Sayın Erdoğan görüşmüş, bu tutanak resmen Amerikan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri tarafından zapt altına alınmış. Sayın Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, 9 Mart 2010’da Robert Gates’le görüşmüş, bu görüşme tutanak altına alınmış. Biz milli menfaatler dolayısıyla, helikopter ihalesi, çok amaçlı helikopter ihalesine ilişkin Wikileaks’te gündeme gelen bilgileri uzun bir süre sustuk, gündeme getirmedik. Ancak 15 Aralık 2010 tarihinde Türkiye’deki Savunma İcra Komitesinde gerçekleştirilen ihale görüşmeleri tehir edilmiştir. Çünkü öyle görünüyor ki finale kalan iki firmadan birisi İtalyan firması, birisi Amerikan firması. İtalyan firması geri çekilmiş. Amerikan firması ise yine Şubat 2010’da Sayın Robert Gates’le Milli Savunma Bakanımız Vecdi Gönül’ün yaptığı görüşmede Wikileaks’ten alınmış bilgiler, belgeler bunlar, Amerikan Savunma Bakanı diyor ki Amerikalı firma, yani Skorsky bu konuda ciddi yetkin bir firmadır, bu konuda ihaleyi ona verin manasında sözler söylüyor. Sayın Vecdi Gönül de, Skorsky’nin kazanmak için iyi bir şansa sahip olduğuna inanıyorum diyor, resmi belgedeki cümlenin birebir tercümesi. Bu, şu demektir: Yani bir yerde bir ihsası reyde bulunulmuş, Amerikan firmasının kazanacağına ilişkin bir görüş beyan edilmiş. Biz bunu söyledik, 17 Aralık 2010’da basın toplantısıyla Türkiye kamuoyuyla paylaştık. Burada bir parantez açıyorum. Wikileaks tartışmaları Meclis’e geldiği zaman, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi bu ve benzer -dedikodulardan bahsetmiyorum, falancının şurada şu kadar hesabı var, falanca şurada şuna bunu dedi bunlardan bahsetmiyorum- resmi tutanaklarla ilgili niçin yeri göğü inletmediler, niçin bu ve benzeri birçok konuyu Türkiye’nin gündemine getirmediler?” dedi
Sayın Bakan neden inkâr etmiyor?
Milli savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün Wikileaks’teki belgelere dair inkâr edemediğini belirten KURTULMUŞ;
“Sayın Bakan Vecdi Gönül bir açıklama yaptılar. Özetle bu görüşmenin olduğunu kabul ediyorlar ve arkasından diyorlar ki, ben burada şirket yetkilileriyle değil, ABD'li meslektaşımla görüştüm. Biz de şirket yetkilileriyle görüştünüz demiyoruz. ABD'li meslektaşınızla görüştüğünüzün söylendiğini ifade ediyoruz. Biz o görüşmeye şahit olmadık. Wikileaks’teki bilgilerden, belgelerden diyoruz. Dolayısıyla Sayın Gönül, bu açıklamamızı reddetmek makamında yaptığı, babında yaptığı açıklamasıyla bizim söylediklerimizi teyit etmiştir, bunların doğru olduğunu ortaya koymuştur. Gerçekten bir kere daha ifade ediyorum, bu Türkiye için çok önemlidir. Sayın Bakan, bu sözleri söylemiş midir? Söylediyse hangi anlamda söylemiştir? Söylememişse açık yüreklilikle söylüyorum, kalksın desin ki ben böyle bir şey söylemedim, bu görüşmede de helikopter ihalesi konuşulmadı desin. Eğer Sayın Gönül bunu derse, biz de kalkar deriz ki biz yanlış biliyormuşuz, Sayın Gönül bunu söylememiş deriz. Ancak Wikileaks’in belgeleri ortadadır ve bu şekilde, ciddi şekilde bu sorun hala bir skandal olarak ortada durmaktadır. Ancak tekrar ifade etmek istediğim bir husus, herhangi bir meselede yeri göğü inleten CHP ve MHP’ye ne oluyor? Acaba taraf Amerika Birleşik Devletleri olunca, Amerika Birleşik Devletlerinin imkânları ve menfaatleri olunca bu suskunluğun sebebi bu mudur? Buna da hayret ettiğimi, şaştığımı ifade etmek isterim.” dedi.
Toplantı daha sonra basına kapalı bir şekilde devam etti. Birim Başkanlarının toplantısının ardından genel Başkan NUMAN KURTULMUŞ’un son konuşmasının ardından toplantı sona erdi.