2010 yılı Ocak–Kasım dönemi itibariyle diğer ülke gruplarına yönelik ihracatta, Afrika ülkelerine yönelik ihracatta bir düşüş gözlemlenirken, Asya ülkelerine ihracattaki artışın yüzde 23,2, Amerika ülkelerine ihracattaki artışın ise yüzde 26,3 seviyelerinde gerçekleştiğini kaydeden Çağlayan, özellikle Güney Amerika'ya dönük ihracatta yaşanan yüzde 90,9'luk artışın dikkat çekici olduğunu ifade etti.
Bakan Çağlayan, Ocak-Kasım döneminde dünyanın yükselen ekonomileri olarak tanımlanan BRIC ülkelerine ihracatta ciddi artışların meydana geldiğini belirterek, Çin'e ihracatın yüzde 51 oranında artarak 2 milyar dolar seviyesine ulaştığını söyledi.
Çağlayan, Hindistan'a ihracatın yüzde 41,2, Rusya;ya ihracatın yüzde 43,1 ve Brezilya'ya ihracatın da yüzde 63,9 oranında arttığını ifade ederek, şöyle devam etti:
''2009 yılı ihracatımızdaki daralmanın en büyük kaynağı AB;nin yaşadığı ekonomik daralmaydı. İhracatımızın bu bölgesel bağımlılık özelliği nedeniyle diğer ülkelere ihracatımızı ne kadar artırırsak artıralım rakamsal olarak istediğimiz sonuçlara ulaşamayız. Bu handikabı ortadan kaldırmak ürün ve pazar çeşitlendirmesi yapmak adına 2010 yılında yoğun çaba gösterdik ve sonuçlarını almaya başladık. 2010 yılı Ocak–Kasım döneminde 35 ülkeye, gümrük bölgesine ihracatımızda yüzde 100;ün üzerinde artış gerçekleşmiştir.''
İhracatımızda ürün ve pazar çeşitlendirilmesinde dönüşüm yaşandığını kaydeden Çağlayan, 2010 yılında; TÜİK kayıtlarına göre 224 ülke ve gümrük bölgesine ihracat gerçekleştirildiğini, bu 224 ülke ve gümrük bölgesine 17 farklı para birimi ile ihracat yapıldığını bildirdi.
İhracatın yüzde 48,2;sinin avro cinsinden, yüzde 45,2;si dolar cinsinden yapıldığını belirten Çağlayan, son 8 yılda ihracatın bölgesel olarak daha dengeli bir yapıya doğru ilerlediğini söyledi. Bakan Çağlayan, bugün ihracat yapmayan tek bir ilin bile kalmadığını belirterek, şöyle konuştu:
''Hatay'dan Sinop'a, Edirne'den Hakkâri'ye memleketimizin her yerinden ihracat gerçekleştiriyoruz. Bunun yanı sıra illerimizin ihracat potansiyelleri de yükselmiştir.
2002 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştiren illerimiz İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara ve Kocaeli olmak üzere 5 adetti. 2010 yılına geldiğimizde 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan illerimize Gaziantep, Manisa, Denizli, Sakarya, Hatay, Adana, Mersin, Kayseri ve Trabzon da eklendi ve il sayımız neredeyse üçe katlanarak 14;e çıktı.
Ayrıca, 100 milyon doların üzerinde ihracat yapan il sayımız da 21;den 44;e yükseldi. Öte yandan, 2010 yılında 53 ilimiz 2008 krizi öncesi rakamlarının üzerinde ihracat gerçekleştirmiştir.
İhracatımızın ürün ve Pazar çeşitlendirilmesinde yaşanan bu gelişmeler ihracatçı firma sayımızın da artmasına yol açmıştır. 2002 yılında ihracatçı firma sayımız 31.719 iken, 2010 yılında bu sayı 48.694'e çıkmıştır. 1.415 firmamız 1 milyon doların üzerinde ihracat yapmış, bunlardan 104'ü ihracatını 100 milyon doların üzerine çıkarmıştır.
Türkiye;nin ekonomik potansiyeli 300 beygir gücünde saatte 300 kilometre hız yapabilen bir otomobile benzemektedir.''
Bakan Çağlayan, artık hizmet ticaret rakamlarını da açıklayacaklarını belirterek, ''Türkiye hizmet ticaretinde net ihracatçı konumundadır. 2009 yılında Türkiye 32,8 milyar dolar hizmet ihracatı, 15,6 milyar dolar ise hizmet ithalatı gerçekleştirmiştir. Türkiye'nin hizmet ihracatında dünyadaki payı yaklaşık yüzde 1'dir'' diye konuştu.
Bakan Çağlayan, bir soru üzerine dış ticaretin önündeki engellerden olan ithalatta ara malı şikayetini bütün ihracatçıların yaptığını belirterek, ara malı ithalatının en önemli sebeplerinden birinin kur politikası ve TL'nin aşırı değerlenmesi olduğunu anlattı. Çağlayan, ihracatçıların daima özveriyle çalıştıklarını belirterek, ''İhracatçılar, bana göre hepsinin heykeli dikilecek arkadaşlar'' dedi.
Bir başka soru üzerine de Çağlayan, sanayicinin bir zihniyet devrimi yapması gereken bir dönem gerektiğini ifade ederek, bu çerçevede sanayicilerin mutlaka yüksek teknolojili, yüksek katma değerli bir ürün desenine geçmesi gerektiğini söyledi.
Bakan Çağlayan, Merkez Bankasının politikalarını eleştirmesine yönelik soru üzerine de Merkez Bankasının bağımsız olduğunu belirterek, bir suçlu arama çabasına girmediklerini Merkez Bankasının daha önce tedbir alması durumunda dış ticaret açığının bu kadar açılmayacağını söylediklerini kaydetti.