AK Parti'den Gerçeker'e Cevap

7 Ocak 2011 Cuma  17:12

Bozdağ, "Hizbullah dosyasının Yargıtay'a gelişine ve duruşma gününün verildiği tarihe bakıldığında burada gerekli özenin gösterilmediği bu açıklamadan da çıkıyor" dedi.   
AK Parti Grup Başkanvekili Bozdağ, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in tutukluluk süreleri ve Yargıtay'ın iş yükü konusunda yaptığı açıklamalara cevap verdi. Meclis'te gazetecilerin konuyla ilgili sorularını cevaplayan Bozdağ, Yargıtay Başkanı'nın yaptığı açıklamalarda dosyaları neden erken görüşemediklerine dair bir takım savunmalarda bulunduğunu ve mazeretler ileri sürdüğünü söyledi.
 
Dün yaptığı açıklamaların bazı basın organların tarafından çarpıtıldığını belirten Bozdağ, "Yargıtay 1 günde veya 1 saatte bütün dosyaları görüşüp karara bağlayabilir diye bir açıklamam olmadı. Benim dediğim şu. Yargıtay'da dosyaları erken görüşmek veya sonra görüşmek için bütün belirleme yetkisi Yargıtay'ın ilgili dairelerine aittir. Hem Cihaner dosyasında, hem Ergenekon hakimleriyle ilgili dosyada, hem sayın Başbakan'la ilgili 2002'deki olayda Yargıtay'ın çok hızlı hareket ettiğini görüyoruz. Ben, 'Yargıtay'ın önceliklerini tayin hakkı kendine aittir. Dosyaları öne çekip ona göre değerlendirme yapabilir, isterse bunlarla ilgili dosyayı hemen gündemine alıp karara bağlayabilir, buna engel bir hal yok' dedim. Benim dediğim şey bu. Sayın Başkan da bugün benim dediklerimi yalanlamadı, aksine bunun yetkilerinde olduğunu doğruladı. Yargıtay'daki iş yüküyle ilgili büyüklüğün biz de farkındayız ama tutukluluk dosyalarıyla ilgili, bu dosyaların tasfiyesi için yaklaşık 6 yıllık süre verildi" diye konuştu.  
 
"GERÇEKER'İN AÇIKLAMALARI KENDİSİYLE ÇELİŞİYOR"  
 
Gerçeker'in Yargıtay'da yeni dairelere ihtiyaç olmadığı, bu dosyaların 2-3 yıl içinde temizlenebileceği açıklamasının, kendisiyle de çelişen bir açıklama olduğunu kaydeden Bozdağ, bir yandan 6 yıllık sürede bu dosyaları neden halledemediklerine dair mazeretleri ileri sürerken, öte yandan 'aman Yargıtay'da daire kurulmasın, ben bu dosyaları 2-3 yıl içinde eritebilirim' diye bir yaklaşım sergilendiğini ifade etti. Bozdağ, "Umarım bundan sonraki süreçte Yargıtay'ın ilgili ceza daireleri, bu dosyaları süratle gündeme alarak değerlendirirler" dedi.  
Gerçeker'in açıklamalarından, Hizbullah'la ilgil dosyaların ilk defa 2010 yılında Yargıtay'a geldiği gibi bir kanaat edindiğini dile getiren Bozdağ, bu dosya Yargıtay'a kaç defa geldi, kaç defa ilk derece mahkemelere gitti bunu bilmediklerini söyledi. Bozdağ şunları söyledi: "Yargıtay'a dosyanın gelişine baktığımızda, tutukluluk süresiyle ilgili yasanın yürürlüğe gireceği 31 Aralık 2010 tarihi dikkate alındığında ve duruşma gününün verildiği tarihe de bakıldığında burada gerekli özenin gösterilmediği bu açıklamadan da çıkıyor. Bir dosya var, bununla ilgili sanıklar var ve bu sanıkların tahliyesi, 31 Aralık'ta karar çıkmadığı takdirde mümkün hale geliyor. Ama Yargıtay'ın ilgili ceza dairesinin verdiği duruşma gününe baktığınızda bu sürenin aşımından sonraki bir zamana duruşma günü verdiğini görüyoruz. Bu noktada hassasiyet konusunda ihmal olduğunun da somut bir ifadesi olarak durmaktadır."  
Bozdağ, Yargıtay 6. ceza dairesinin tahliyesi mümkün olan tutuklulu davaların tümünü sonuçlandırdığının hatırlatılması üzerine Bozdağ, hassasiyet gösteren Yargıtay üyelerine, Yargıtay Başkanlarına ve dairelerine teşekkür ettiğini söyledi. Bozdağ, eleştirilerinin bu hassasiyeti göstermeyenler için olduğunu belirtti.  
"DOSYALARIN BİTMEMESİYLE İLGİLİ PEK ÇOK SORU ORTAYA ÇIKIYOR"  
 
Gerçeker'in, her dairenin elindeni iş yükünün farklı olduğu yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Bozdağ, Hizbullah sanıklarının tutuklanma tarihinin 30 Ocak 2000 olduğunu hatırlattı. 1996 yılında tutuklama kararı verilmiş sanıklar da bulunduğunu belirten Bozdağ, Hizbullah sanıklarıyla ilgili dosyanın 11 yıla tekabül ettiğini ifade etti. Bozdağ, "11 yıldır bir dava dosyası bitirilemez mi? 16 yıldır bitirilemez mi? Yargıtay Başkanı'nın bunu açıklaması lazım. Hizbullah dosyası kaç defa geldi gitti? Bunlara iyi bakmak lazım. Bu dosyaların bitmemesiyle ilgil pek çok soru ortaya çıkıyor. Ben o nedenle diyorum ki başka daireler bunları hızlandırır, sonlandırırken 6 yıllık süre zarfında bunların sonlandırılmaması konusunda elbette süreye kullanma durumunda olanların gerekli hassasiyeti göstermeleri kanun gereği kendilerinden beklenir" değerlendirmesini yaptı.  
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in 'Yanlış varsa hepimizin' şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Bozdağ, yasada bir hata olmadığını, onun altını çizmek gerektiğini ifade etti. Bir kişinin 15 yıl boyunca, suçlu ya da suçsuzluğu ortaya konulmadan içeride tutulmasının yanlış ve ayıp olduğunu dile getiren Bozdağ, dünyanın hiçbir yerinde 10-15 yıl yargılamaların devam ettiği bir hukuk devleti olmadığını vurguladı. Yargı sürecini hızlandırma noktasında herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini kaydeden Bozdağ, "Bu anlamda hepimizde bir kusur var. Ama maalesef konjonktürel yaklaşımlar nedeniyle süreci hızlandırıcı adımlar engellenmiştir. Örneğin Bölge Adliye Mahkemelerin kurulması geçmişte Yargıtay'a rakip yüksek mahkeme yaratma gibi algılanmış ve bazı çevrelerce eleştirilmiştir. Şimdi aynı çevreler Yargıtay'ın daire sayısının artırılmasına karşı çıkıyor. Bunların tamamı siyasi yaklaşımlardır. Hukuki yaklaşımlar değildir. 1 milyon 800 bin civarında dosyadan bahsediliyor. Bu hızla bu dosyaların kısa sürede bitme imkanı yoksa o zaman tedbir almak lazım. Tedbir alanlara da 'Aman şu tedbiri almayın' demek fevkalade yanlıştır. Süreci hızlandıracak tedbirler neyse onları almak Meclis'in görevidir" şeklinde konuştu.  
'Yargı Anayasa değişikliğinin intikamını almak istiyor, onun için tahliyelere göz yumdu' şeklinde değerlendirmeler yapıldığının hatırlatılması üzerine Bozdağ, o yorumlara girmek istemediğini söyledi. Bozdağ, "Ben bu tahliyelerde bir kasıt aramıyorum" dedi.  
 
"HSYK'DA GÖREV YAPAN HAKİM VE SAVCILAR, YARGITAY BAŞKANI'NIN TAŞIDIĞI NİTELİKLERE SAHİP"  
 
Yargıtay'ın, yeni seçilen HSYK'nın bu dairelere üye seçecek olması nedeniyle yeni daire kurulmasına karşı çıktığı yorumlarını da değerlendiren Bozdağ, "Bu görüş doğru mu, eğri mi onlara sormak lazım ama yeni seçilen HSYK'da görev yapan hakim ve savcılar, bugün Yargıtay Başkanı'nın taşıdığı sıfatlara, niteliklere sahip kişilerdir. Yetkinlik bakımından da aynı. Bundan sonra Yargıtay'a seçilecek kişiler de aynı yetkinlikte kişiler. Onlar da bu ülkenin hakimi. Bu ülkenin hakimleri ve savcıları arasında ayrımcılık yapmak bir hukuki yaklaşımdan ziyade siyasi ve ideolojik yaklaşımı ifade eder. Biz hakimlerin hepsine aynı gözle bakılmasından yanayız. Kararlarını eleştiririz ama Yargıtay'daki Başkan ve üyeleri ayırmam. Bu eleştirilerimiz bizim bakışımızı da değiştirmemeli" ifadelerini kullandı.  
'Yargıtay Başkanı'nın açıklamaları sizi tatmin etti mi?' sorusuna Bozdağ şu karşılığı verdi: "Yargıtay Başkanı'nın açıklamaları, ortaya çıkan durum karşısında Yargıtay'ın mazeretlerini sıralamaktan ibaret bir açıklama gibi geldi bana. Ben öyle algıladım. Örneğin 6. Ceza Dairesi elindeki dosyaları tasfiye ederken diğer daireler bunu neden yapmadı? Bu soruya cevap verilemedi. Yargıtay'da üyeler ve Başkanlar bütün dosyaların klasörlerini tek tek açık okumuyor. Bunları tetkik hakimleri yapıyor. Cumhuriyet Savcıları inceliyor, mütalaalarını hazırlıyor. Üyeler de kendi açılarından dosyalarda bakmak istedikleri yerleri inceliyorlar ve ona göre bir karar veriliyor. Bütün dosyaların her sayfasını tek tek inceleyecek olsalar ben sayın Başkan'a hak veririm ama böyle birşeyin olmadığını sayın Başkan benden daha iyi biliyor."
 



Sayfa Adresi: http://byturco.com/haber/AK-Parti-den-Gerceker-e-Cevap/350582