İslam dünyasında ekonomik ve siyasi dayanışmanın önemine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, "Müşterek adım atma cesaretini gösterebilmeliyiz. İslam Konferansı Teşkilatı üyelerinin oluşturduğu zemin içerisinde ürettiğimiz ve üreteceklerimizle İslam dünyası kendisine yeter" diye konuştu ‘İslam dünyası kendine yeter’ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gayet başarılı geçen Kuveyt gezisini tamamlayıp dün bir başka Körfez ülkesi Katar’a geçti. Erdoğan uçakta, İslam ülkelerini kastederek, "Biz bize yeteriz" dedi ve ekledi: "İslam Konferansı Örgütü üyelerinin oluşturduğu zemin içerisinde ürettiğimiz ve üreteceklerimizle İslam dünyası kendisine yeter." Başbakan şunları söyledi: "İslam dünyasının ekonomideki ağırlığı yüzde 30’u buluyor. Olayın ağırlıklı boyutu ekonomik ama tabii ki siyasi boyutu da var dayanışma noktasında. Müşterek adım atma cesaretini gösterebilmeliyiz. İslam Konferansı Teşkilatı üyelerinin oluşturduğu zemin içerisinde ürettiğimiz ve üreteceklerimizle İslam dünyası kendisine yeter." "Türkiye olarak müteahhitlik alanında onlara aktaracağımız çok şey var. Onların da bize aktaracakları var. Örneğin petrol. Petrolde çok güçlüler. Teknolojide de Türkiye’nin güçlü yanları var. Biz de çok hızlı nükleer deneyim kazanıyoruz. Sağlıkta hem beyin gücü hem teknolojimiz var. Turizm artık sadece kum, güneş değil. Destinasyon noktasında çok şanslıyız. Eğitim, kültür, sağlık, termal, yayla, konferans... Türkiye’nin çok ciddi gücü var." "Otomotivde Türkiye rekor kırdı. Satışımız 2009’da 460 bindi, 2010’da 509 bin oldu. Otomotiv firmaları artık kendi markalarını üretmek istiyor. Biz de teşvik ediyoruz. Elimizden geleni yapacağız yüzde 100 yerli otomotiv için. Uçak sanayiinde de benzer. Türkiye 100. yıldönümünde uçak, helikopter, insansız hava aracı üretecek. Buralar (İslam dünyası) bizden bunları bekliyor. İşadamlarımızın bir görevi var. Burada tanıştıkları işadamlarıyla teması kesmeyecekler. Takipçisi olacaklar. Biz de 10-15 kişilik bir özel görev ekibi kuracağız. Arkalarında bakanlar olacak. Bütün engelleri tek tek kaldıracağız." Başbakan Erdoğan’a, "Yüzde 30’u Şii olan Kuveyt’in, İran’ın nükleer programından büyük rahatsızlık duyduğunu biliyoruz. Bu kaygılarını Kuveytliler sizinle paylaştılar mı?" diye sordum. Erdoğan, "Kuveytliler, İran’la ilgili tavrımızı takdirle karşılıyorlar" dedi. Başbakan’ın diğer sorulara verdiği yanıtlar şöyle: Avustralyalı bir Hıristiyan’ın 21 Ağustos 1969’da Mescid-i Aksa’yı kundaklama girişiminden sonra İslam ülkeleri başkanları İslam Konferansı Örgütü’nü (İKÖ) kurdu. 57 üyesi olan teşkilatın merkezi Suudi Arabistan’da. Şu anda Türk Profesör Ekmeleddin İhsanoğlu’nun başkanlık görevini sürdürdüğü İKÖ, üyelerden aldığı paralarla bütçesini sağlıyor.
KATAR
"TÜRKİYE’NİN GÜCÜ VAR"
OTOMOTİVDE REKOR
"HAREM-İ ŞERİF’İN HİZMETKÂRIYIZ"
-İşadamlarımızın İslam dünyasıyla ilişkilerinde bugüne kadar neden gelişme olmamış? Bir boşluk görüyorum. Özgüven eksikliği. Bizde de var, bunlarda da var. Yeni jenerasyonda farklı olacak, inanıyorum.
-Vizelerin kaldırılması (Şamgen) AB’ye alternatif mi? AB’ye alternatif görmüyorum. ECO gibi başladık ama daha büyüdü. Ve daha etkin çalışıyor. Başka ülkeler de katılabilir.
-Kuveytliler, Irak’ta yeni hükümetten memnunlar mı? Şeyh Nassır, Irak’a gidiyor.
-Mısır’ın geçmişte Arap dünyasında oynadığı gibi bir rol mü oynuyorsunuz? Hiç öyle bir derdim yok. Yavuz’un söylediği gibi: "Biz Harem-i Şerif’in efendisi değil, hizmetkârıyız." Zaten, oraya insanı millet getirir, ülke getirir öyle konuma insanları.
İSLAM KONFERANSI ÖRGÜTÜ