Başbakanlık Resmi konutunda gbasına kapalı gerçekleşen toplantı sonrasında Lübnan Başbakanı Saad Hariri, özel uçak ile Türkiye'den ayrıldı. Başbakan Erdoğan, Hariri le görüşmesinin ardından AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısına katıldı. ''TÜM İLGİLİ TARAFLARIN ÇABALARINI ARTIRMALARI GEREKLİDİR'' Geçtiğimiz Kasım ayında Lübnan'a gerçekleştirdiği ziyaretin temel amacının da, Lübnan'a desteği teyit etmek, tüm Lübnan'lı siyasi gruplara birlik ve bütünlük mesajı vermek olduğunu kaydeden Erdoğan, orada taraflarla geniş görüşmeler yaptıklarını hatırlattı. Bulunulan noktada, bölge ülkelerinin ve uluslararası toplumun önde gelen aktörlerinin Lübnan'daki hükümet bunalımının süratle giderilmesi için ortak çaba ortaya koymaları gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
LÜBNAN'IN YARALARI TAM OLARAK SARILMIŞ DEĞİL
Son bir ayın, uluslararası temaslar noktasında son derece yoğun geçtiğini belirten Erdoğan, Kuveyt ve Katar'a geniş bir işadamı heyetiyle ziyaret gerçekleştirdiklerini söyledi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ziyaretler, bölge ülkeleriyle her alandaki işbirliğimizi güçlendirmek adına adeta bir dönüm noktası teşkil etti. Kuveyt'le vizeleri kaldırmak için mutabakata vardık. Katar’ın 2022 Dünya kupası için yapacağı yatırımlarda Türk müteahhitlerinin tecrübesinden istifade etmesi için tanıtımlarımızı yaptık.
Bunların ötesinde, her iki ülkede de her alanda mevcut ilişkilerin ve işbirliğinin yeterli düzeyde olmadığını, tarihleri ortak, kültürleri ortak ülkelerin çok daha fazla dayanışma ve işbirliği içinde olmaları gerektiğini vurguladık.
Tunus, Cezayir, Mısır, Sudan ve Lübnan'da gelişmeleri dikkatle izliyoruz. Lübnan Başbakanı, Kıymetli Kardeşim Saad Hariri, Lübnan'daki son gelişmeler hakkında tarafımıza bilgi vermek, eşgüdüm ve istişarelerde bulunmak üzere bugün ülkemize bir çalışma ziyareti yaptı.
Sabah saatlerinde kendisiyle ayrıntılı şekilde bir görüşmemiz oldu. Bildiğiniz gibi, Türkiye olarak Lübnan'ın huzur, istikrar ve refah içinde kalkınmasına büyük önem atfediyoruz. Bu tavrımız hem halklarımız arasında var olan dostluk ve kardeşlik bağlarından hem de Lübnan'ın bölgesel barış ve istikrar bakımdan taşıdığı hayati önemden kaynaklanıyor.
2006 yılında yaşanan savaş ve sonrası dönemde Lübnan'a tam destek verdik. Her zaman Lübnan Devletinin ve halkının yanında yer aldık. Lübnan'da bir ulusal uzlaşı hükümeti kurulması sürecinin başarıyla sonuçlanması için tüm ilgili taraflar nezdinde yoğun çaba harcadık.''
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''2009 parlamento seçimlerinden epey sonra, 2010 sonunda Lübnan'da nihayet bir Hükümet kurulmuştu. Ne var ki, Sayın Hariri'nin başbakanlığında kurulan Ulusal Uzlaşı Hükümeti içindeki 11 Bakanın istifa etmesi ile ortaya yeni bir bunalım çıktı.
Yakın tarihte büyük acılar ve yıkımlar yaşamış olan Lübnan halkının yaraları henüz tam olarak sarılmış değil. Hal böyleyken, ülkenin yeniden siyasi istikrarsızlığa sürüklenmesine müsaade edilemez. Bölgemizdeki diğer ihtilaflarda da kritik gelişmelerin vuku bulduğu bir sırada, Lübnan'da ortaya çıkacak bir istikrarsızlığın bölge üzerinde de olumsuz yansımaları olacaktır.
Bu çerçevede, Lübnan'daki Hükümet bunalımının diyalog ve istişareyi ön plana çıkaran demokratik ve katılımcı yöntemlerle çözümlenmesi için, tüm ilgili tarafların çabalarını artırmaları gereklidir. Tarafların tam bir sorumluluk bilinciyle hareket etmesine ve Lübnan'ın ortak çıkarlarını her türlü mülahazadan üstün tutmalarına ihtiyaç vardır.
Lübnan Özel Mahkemesi ile ilgili hususların, Lübnan içinde ve dışında ayrışma ve çatışmaya yol açmayacak, adil, siyasi mülahazalardan uzak bir yaklaşımla ele alınması zorunludur. Bu konuda hiç bir tarafta, hak ve hukukunun çiğnendiği yolunda mağduriyet hissi oluşturmayacak bir formül bulunmaya çalışılmalıdır. Bunun da yolu kamplaşma değil, diyalogdur.
Mahkemeyle ilgili zıtlaşmanın, Lübnan'ın iç huzurunun sağlanması ve komşularıyla ilişkilerinin normalleştirilmesi yönünde kaydedilen gelişmeleri geri çevirmesine izin verilmemelidir.''
''AKTiF ROL''
''Türkiye olarak, önümüzdeki dönemde üzerimize düşeni yapmayı ve gerekli tüm girişimler içinde aktif biçimde yer almayı sürdüreceğiz.
Lübnan'da tüm taraflarla diyalog kurabilen bir ülke olarak, biz, kardeşimiz Lübnan'ın huzur, istikrar ve emniyet ortamına kavuşmasını güçlü şekilde desteklemeye devam edeceğiz.
Görüşmeden sonra da inşallah gerek İran'la, gerek Suriye, gerekse Katar'la görüşmeler yapmak suretiyle bu sürecin barışla sonuçlanması noktasında gayretlerimizi devam ettireceğiz''