Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında bir konuşma yaptı. AK Parti'nin kurulduğu günden bu yana muhafazakar demokrat bir parti olduğunun altını çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Erdoğan, Merkel'in Kıbrıs konusunda yaptığı açıklamaları eleştirerek şöyle konuştu:
"Sayın Merkel'in açıklamaları, Türk tarafını rencide ettiği kadar, tarih bilgisinden yoksun ve bizzat Sayın Merkel'in önceki ifadeleriyle aleni şekilde çelişen açıklamalardır. Almanya Başbakanı, Kıbrıs meselesine ne kadar Fransız kaldığını bu son açıklamalarla göstermiştir.
Bu tavır ve açıklamalar, uzak görüşlü, vizyon sahibi bir lider görüntüsü vermemektedir. Sayın Merkel'in tarih bilgisini gözden geçirmesini ve Ada'da uzlaşma için her türlü fedakarlığı gösteren Türk tarafından özür dilemesini beklediğimizi de burada ifade etmek istiyorum.Bizden eğer kalkıp da bu noktada anlaşmalar çerçevesinde olmayan şeyler istenecek olursa burada hiçbir zaman bunu bulamayacaksınız. Biz size Kuzey Kıbrıs'tan bu noktada bir gram alamazsınız, veremeyiz. Bunu bileceksiniz."
HERKESİN GİYİM KUŞAMINA SAYGILIYIZ
''Biz muhafazakarız. Aile bizim için önemlidir, mahremiyet bizim için önemlidir, tarih ve tarihi şahsiyetler, tarihi şahsiyetlerin manevi değerleri bizim için son derece önemlidir. Biz köksüz bir millet, köksüz bir devlet değiliz. Medeniyet inşa etmiş ve medeniyet tasavvuru olan bir milletiz. Biz muhafazakar olduğumuz kadar demokrat bir partiyiz... Evrensel değerleri benimsemiş, özgürlüklere saygı duyan, başkasının özgürlüğünü kısıtlamadığı sürece, başkasının kutsal değerlerine hakaret etmediği sürece her türlü fikrin serbestçe ifade edilmesini savunan bir partiyiz.''
Herkesin yaşam tarzına saygılı olduklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Kimsenin giyim kuşamına, yeme-içmesine, inancına, ibadetine kısıtlama getirmeyen, tam tersine bu noktada en geniş özgürlükleri savunan ve bunun gereklerini yerine getiren bir parti'' olduklarını söyledi.
8 yıldır bu noktadaki samimiyetlerinin test edildiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''8 yıldır, en küçük, en marjinal hadiseler büyütülerek adeta bir rejim meselesine dönüştürülüyor. Birileri, ısrarla ve inatla bize gizli niyetler, gizli hedefler, gizli ajandalar izafe ediyor. Soruyorum değerli arkadaşlarım, sevgili milletime sesleniyorum; 8 yıldır hangi özgürlüğü kısıtladık? Özgürlük alanlarını genişletmekten başka. 8 yıldır kimin yaşam tarzına müdahale ettik? Kimin yaşamına, giyimine kuşamına müdahale ettik? Herkes istediği gibi giyiniyor, istediği gibi eğleniyor, istediği gibi içiyor, hangisine dedik ki, sen ne kadar viski içiyorsun, şarap içiyorsun, ne kadar bira tüketiyorsun? Böyle bir derdimiz oldu mu? Iksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar... Affedersiniz, trafik polisleri, trafik kazalarında yakaladıkları kimler, bu kazalarda yakaladıkları kimler? Her tür var, onları da yakalamasınlar mı? Kazayı yaptıkları halde, bunlara karşı herhangi bir şey ödetmesinler mi? Bunların yaptıklarını ölümle mi, yaralanmayla mı ödeyeceğiz?''
''8 yıldır biz yaşam tarzlarına yönelik olarak neyi yasakladık'' diye soran Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''AK Parti iktidarı baskı uyguluyor, yasaklıyor, sindiriyor, diyorlar. Mahalle baskısı diyorlar... Allah aşkına, şu AK Parti iktidarına, hükümete, bakanlara, ailelerimize atılan iftiralar, hakaretler, ithamlar bugüne kadar hangi partiye, hangi siyasetçiye bu boyutta yapılmıştır? Sen, bu ülkenin hükümetine, bakanlarına, milletvekillerine, sokak ağzıyla en ağır hakareti yapan, bunu da köşesinde yazacak kadar ileri giden kişiye partinin rozetini takacaksın, ondan sonra da çıkıp, bu ülkede özgürlük yok diyeceksin. Ondan sonra nezaketten, edepten, terbiyeden bahsedeceksin... Yandaş medya diyeceksin, candaş medyanın bütün mensuplarını partine davet edeceksin, partinden şu anda aday yapmaya hazırlanacaksın. Sevsinler seni, bunu kimse yutmaz. Sen, kendisini yolsuzlukla itham ettiğin, yargılanması için imza attığın kişiyi İstanbul gibi bir ile il başkanı yapacaksın, ondan sonra çıkıp namuslu insanları yolsuzlukla itham etmeye devam edeceksin. Bu nasıl iştir?''
CHP Genel Başkanı'nın RTÜK Kanunu'nu diline doladığını, buradan kendilerine en ağır hakaretleri, en ağır ithamları savurduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle dedi:
''İnsan kimi neyle itham ettiğini önceden bir incelemez mi, bakmaz mı? İnsan neyi eleştirdiğinden bu denli habersiz olabilir mi, bu kadar mı bilgisiz olur? 1994 yılında RTÜK yasası, dikkatinizi çekiyorum, CHP'nin iktidar olduğu dönemde çıkarılmış. O yasanın 25. maddesine de gerektiğinde başbakan ve bakanlara yayınları durdurma yetkisi verilmiş. Yani başbakan ve bakanlara bu yetkiyi zaten bizzat CHP 1994'te sağlamış. Şimdiki CHP Genel Başkanı bunu bilmiyor, bundan haberi yok. Belli ki kimse de kendisini uyarmamış... Şimdi çıkıyor, kendilerinin çıkardığı yasadan bizi sorumlu tutuyor, bize hakaret ediyor. Yüzün kızarması edeptendir. Atalarımız güzel söylemiş, utanmak edeptendir... Maalesef yüzlerin kızarmadığı, edebin rafa kaldırıldığı bir muhalefetle karşı karşıyayız.''