Kanserin erken teşhisinde çığır açan buluşta Türk imzası. Doğru hastaya, doğru ilaçla, boşa ameliyat ve biyopsi yok...
Harvard Üniversitesi araştırmacılarından Prof. Dr. Mehmet Toner ve ekibi, basit bir kan testiyle, milyarlarca kan hücresi arasından nadir görülen kanserli hücreleri tespit ederek tıp dünyasında çığır açtı. Test yakın gelecekte erken teşhisi mümkün kılacak ve kanseri kronik bir hastalığa dönüştürecek. Prof. Toner, Habertürk Gazetesi’ne verdiği özel röportajda devrim yaratan buluşu anlattı.
Araştırmacıların 6 yıldır üzerinde çalıştıkları “mikroçipli kan testi”, tıp dünyasında büyük heyecan yarattı. Gelişmenin bizi ilgilendiren bir başka yönü ise araştırmanın başında olan ve bu teknolojiyi kendi laboratuvarında geliştiren bilim adamının bir Türk olmasıydı. Harvard’a bağlı Massachusetts General Hospital’dan Prof. Dr. Mehmet Toner, kanda dolaşan ve çok ender rastlanan tümör hücrelerini bulan testin yeni bir döneme işaret ettiğini söyledi.
142 YILLIK SIRRI ÇÖZDÜ
Kanserin kandan yayıldığını gösteren ilk çalışma, 1869’da Avustralya’da yapılmasına rağmen, aradan geçen uzun süreçte hiç kimsenin kandaki kanserli hücreleri bulmada başarılı olamadığına dikkat çeken Toner, bunun nedenini, “O kadar nadir bir hücre ki, bulunması çok zordu. Bizim geliştirdiğimiz teknik bunu başardı” sözleriyle açıklıyor.
MİKROÇİP NE YAPIYOR?
Çalışmalarını “Biz kanserli hücreleri tanıyan bir mikroçip geliştirdik” diye anlatan Toner, “Bu yöntemde, hastanın verdiği bir tüp kan, mikroçipin içinden akıtılıyor ve çipin içine, kanserli hücreye yapışıp kan hücresine yapışmayan bir madde konuluyor. Testin sonunda kanserli hücreler çipin içinde kalırken, normal kan hücreleri çipin içinden diğer tarafa geçmeyi başarıyor” diyor.
Bir milyar kan hücresi içinde tek kanserli hücreyi yakalıyor
“TEKNOLOJİNİN hassasiyeti, bir milyar hücre içinde bir tane kanserli hücreyi bulacak kadar yüksek” diyen Prof. Dr. Toner, bir tüp kan alınan hastada 100 milyar kan hücresi bulunduğunu söyleyerek “Yaptığımız tek bir test ile 100 kanserli hücre tespit edebiliyoruz” diyor. Testin erken teşhis özelliğinin işlemeye başlamasının tüm kanserli hastalar için bir umut kaynağı olacağını belirten Toner, günümüz tedavilerinin, erken teşhiste uygulanmasının iyileşmeyi önemli oranda artıracağına dikkat çekiyor.
İğneli biyopsi tarih olacak mı?
GELİŞTİRDİKLERİ ve “likit biyopsi” olarak adlandırdıkları testin iğneli biyopsiye alternatif olacağını söyleyen Toner, böylece bu yöntemin daha az yerde ve daha doğru şekilde kullanılacağını belirtiyor. Bunu bir örnekle açıklayan Toner’e göre akciğerde iğneli biyopsi yapmak, zor hatta bazen imkânsız olabiliyor. Bu durumda göğüs kafesinin tamamen açılması ve akciğerden ciddi miktarda parça alınması gerekiyor. Toner, bu tip durumlarda testlerinin iğneli biyopsinin yerini alabileceğini belirtiyor ve bu yolla uygulamaların daha doğru şekilde yapılmasının mümkün hale geleceğini söylüyor. “Sıvı biyopsisinin en büyük avantajı, sıklıkla yapılması ve gerektiğinde tekrarlanmasıdır” diyen Prof. Dr. Toner, bunun hasta takibini çok kolaylastıracağını söylüyor.
Gereksiz ameliyata son
TESTİN uygulama sahalarının çoğunun, önümüzdeki yıllarda saptanacağını söyleyen Prof. Dr. Toner, bazı kanser türlerinde hastaların gereksiz ameliyat edildiklerini belirterek buna prostat kanserini örnek gösteriyor. “Lokalize olan prostat kanserini Amerika’da genelde prostatı alarak tedavi ederler” diyen Toner şöyle devam ediyor: “Biz kanda bulduğumuz hücrelerin bazı hastalarda çok daha hızlı büyüme potansiyeli olduğunu gösterdik. Şimdi ise, ‘Kanda kanser hücresi çoğalma potansiyeli olan hastaların hemen ameliyat edilmeleri gerekirken diğerlerinin ameliyat olmamaları daha mı iyi?’ sorusuna yanıt arıyoruz.”
Amaç kanseri kronik bir hastalığa dönüştürmek
MİKROÇİPLİ kan testiyle, doğru ilacın doğru hastaya, doğru miktarda ve doğru zamanda verilmesi mümkün hale gelecek. Böylece tedavilerin etkinliği önemli oranda artacak. En büyük amaçlarının kanseri erken teşhis etmek, sonrakinin ise tedavi sürecinde yakın takip olduğunu belirten Toner, böylece kanserin kronik bir hastalığa dönüşeceğini söylüyor.
Ünlü merkezlerde test edilecek
Mikroçipli kan testinin çalışmalarını ortağı Prof. Dr. Daniel Haber’le birlikte yürüten Prof. Dr. Toner, sonuçları bu yıl kendi hastaneleri dışında Amerika’nın en ünlü kanser merkezleri MGH, DanaFarber , Memorial SloanKettering ve MD Anderson kanser merkezlerinde test edeceklerini söylüyor.
TESTİN 4 PRATİK UYGULAMASI VAR
Bu test ile hastanın kanındaki kanserli hücrenin artış ve azalışları takip edilerek yanlış tedaviyi önlemek mümkün hale geliyor. Böylece gerekmesi halinde tedavi değişikliğine gidilebiliyor.
Testin ikinci uygulama alanı, “hedeflendirilmiş tedavi”. “Sıvı biyopsisi” olarak adlandırılan uygulamayla, hastanın kanserinin genetik yapısı, kandaki kanserli hücreden tespit ediliyor ve hastalığın takibi kolaylaşıyor.
Testin üçüncü ve en önemli uygulama alanı erken teşhis. Kanseri kan testiyle erken teşhis etmenin çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Toner, uygulamanın büyük klinik çalışmalar gerektirdiğini ve bunun 7-10 yıllık bir süreç anlamına geldiğini söylüyor.
Testte kullanılan teknoloji, kanserin yayılmasına neden olan hücrelerin biyoloji ve genetiğini çok detaylı inceleyeceği için, sadece kanserin bilinmezlerinin çözülmesiyle kalınmıyor, yeni ilaçlar geliştirilmesi de mümkün oluyor.
Uygulama 2-4 yıl içinde
Mikroçipli kan testi, metastazı olan hastaların takibi ile bazı genetik mutasyonlu kanserlerde 2-4 yıl içinde; diğer kanser türlerinde ise bunu izleyen yıllarda uygulanacak. Testin en önemli özelliği olan erken teşhisin ise 7-10 yıl içinde gerçekleşeceği belirtiliyor.
Hangi kanser türlerinde etkili?
Akciğer kanserlerinin bazı türleri:
Göğüs kanseri
Prostat kanseri
Genetik mutasyonu bulunan kanserler
En heyecanlandığım an
PROF. Dr. Toner, araştırma sürecinde en heyecan duyduğu anı şöyle anlatıyor: “Kandaki kanserli hücreleri ilk defa mikroçipin üzerinde görüntülediğimizde müthiş bir sevinç ve heyecan duydum. O an fikrimin doğruluğunu anladım. En gururlandığım şey ise üzerinde çok uzun zamandır uğraşılan ama kimsenin çözemediği bir konunun sır olmaktan çıkmış olmasıydı.”
Çalışmamızla dünyanın önündeyiz
2 hafta önce büyük bir ilaç firmasıyla önemli bir anlaşma imzaladıklarını söyleyen Prof. Dr. Mehmet Toner, “Bundan önce temel bilim çalışmalarımızı devlet destekliyordu. Fakat ürünü piyasaya koyma tecrübesi olan ve erken teşhis için yatırım yapacak farklı bir desteğe ihtiyacımız vardı. Yaptığımız anlaşma bize bunu sağlayacak” diyor. Bunun, 5 yıllık bir teknoloji geliştirme planı olduğunu söyleyen Toner, anlaşma yaptıkları ilaç firmasının, dünyada aynı konularla uğraşan tüm araştırmacıların çalışmalarına baktıktan sonra fikirlerinin çok ileride olduğunu görerek kendilerini destekleme kararı aldığını söylüyor. Bu anlaşmayla çalışmalarının teknolojik boyut ve erken teşhis duyarlılığına sahip bir yaklaşım kazandığını belirten Toner, artık çalışmalarının daha hızlı ve umut dolu süreceğini söylüyor.