Bağırsağının büyük bölümünün alınmasının ardından damardan beslenmeye başladığını, bunun da beraberinde enfeksiyon ve yüksek ateş gibi rahatsızlıklar getirdiğini anlatan Öztürk, ''Damardan beslenme işlemini evde yapıyorduk. Evimiz küçük bir polikliniğe dönmüştü. Uzatma ameliyatını duyunca çok sevindik. Hemen kabul ettik'' dedi. Operasyonun ardından, bir ay içinde ağızdan beslenmeye başladığını, 3-4 ay sonra da çalışmaya başladığını kaydeden Öztürk, yeniden kilo aldığını ve normal hayatına döndüğünü söyledi.
Öztürk'ün ince bağırsağını besleyen ana atar damarın, kalbinden gelen bir pıhtıyla tıkanması sonucunda, ince bağırsağın ilk 50 santim dışında kalan kısmının çürüdüğünün tespit edildiğini belirten Erdoğan, operasyonla bağırsağın çürüyen kısmını aldıklarını anlattı.
Prof. Dr. Erdoğan, hastanın yaklaşık 6 ay boyunca 50 santimlik ince bağırsakla yaşamını sürdürmeye çalıştığını, ancak bu dönemde Öztürk'ün damardan beslenebildiğini ifade etti.
Bu tür hastaların, ince bağırsak nakli haricinde yaşama şansı bulunmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Okan Erdoğan, ''Teknik olarak bu çok zor bir iş. İnce bağırsak naklini Türkiye'de yapan cerrah sayısı az. O yüzden bu şansımız olmadı, ayrıca zamanımız da yoktu. Damardan beslenen hastaları, çok iyi koşullarda bile olsa ancak 6 ay hayatta tutabiliyorsunuz'' dedi.
''EVİMİZ KÜÇÜK BİR POLİKLİNİĞE DÖNÜŞMÜŞTÜ''
Gerçekleştirilen operasyonla hem hayata dönen hem de Türkiye'de, ince bağırsak uzatma operasyonunun gerçekleştirildiği ilk hasta olan Erol Öztürk, hayata dönmüş olmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.