Seçimin olduğu her yerde bir dinamizm, rekabet ve yarışma olduğunu ifade eden Arınç, ''Önemli olan bunların demokratik ölçüler içinde ve seviyeli olması, kazananın aynı zamanda böyle bir yarışa katıldığı için de kazanmış olmasıdır'' diye konuştu. Her seçimin önemli olduğunu belirten Arınç, şöyle devam etti: ''Bütün dünyada diktatörlüklerin en çok bir seçim kadar ömrü vardır. Seçim yapmazlar, yapmazlar, yapmazlar, mecbur kalıp yaparlar ve gümleyip giderler. Çünkü seçim halk iradesidir. Halk iradesinin üstünde de hiçbir güç, kuvvet yoktur. Bunu ne kadar basite indirgerseniz indirgeyin, demokrasilerde seçimin, sandığın elbette çok büyük önemi vardır. Geçici divanlarla da olsa, daha sonra oylarınızla seçilecek divan heyetiyle de olsa, bu rekabet ve yarışmacı sistemin demokrasinin ana unsuru olduğuna inanıyorum. Biz de yeni bir siyasi harekete başlarken ana temel olarak bunu koymuştuk, rekabetçi ve yarışmacı bir siyasal sistem.''
Bunun geçmişten bu yana hep sıkıntıları hissedilen ve arzu edilen birşey olduğunu ifade eden Arınç, ''Diktatörlükten, oligarşiden, ondan, bundan şikayet edenlerin hepsinin her sahada, her alanda, herkesin kabiliyeti, başarısı nispetinde önünün açık olması ve herkesin en alt noktadan en üst noktaya kadar çalışarak, başararak, seçilerek çıkabilmiş olması demokrasilerin özüdür. Çoğulculuk ve katılımcılık dediğimiz şeyin içinde de bu vardır'' dedi.
Medyanın demokrasiler için son derece önemli olduğunu vurgulayan Arınç, ''Yerel medya ulusal medyaya göre daha hayati bir öneme sahip, çünkü toplumun gerçek sorunlarını paylaşan, özlemlerini, beklentilerini yansıtan kurumlardır yerel medya. Demokrasinin gerçek anlamda hayata geçirilmesi de siz yerel medya mensuplarının mesleklerini layıkıyla yerine getirmesiyle mümkündür'' diye konuştu.
Arınç, medyada tekelleşmenin ve siyaset-medya ilişkilerinin tartışıldığı yaygın medyayla ilgili eleştirilerin yoğunlaştığı dönemlerde demokrasinin, çok sesliliğin korunması ve demokrasinin tabana yayılmasında yerel medya kuruluşlarının rolünün daha da ön plana çıktığını belirtti.
Hükümetin ve Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün yerel medyaya yönelik çalışmalarına da değinen Arınç, 2004 yılında çıkardıkları Basın Kanunu'nun ve TBMM Genel Kurulu'nda görüşmelerinin büyük bölümü tamamlanan yeni RTÜK Kanunu ile yerel medya kuruluşlarını daha etkin bir yapıya kavuşturmayı hedeflediklerini kaydetti.
Arınç, ''Birileri tarafından kasıtlı bir biçimde ortaya atılan, 'yerel basın için kamu ilan gelirlerinde kısıntıya gidilecek' söylentilerinin aksine bu gelirlerde kısıntıya gidilmedi. Yerel medyanın daha fazla ilan geliri elde etmesinin önünü açacak çalışmalar yapıyoruz'' dedi.