AK Parti temsilcilerinin değişik dönemlerde tahrik ve tezyif edici üsluplarının en başta TSK'yı yıprattığını ve hırpaladığını savunan Bahçeli, özellikle sonuna kadar gidilmesi gereken darbe iddialarının yargıya intikal eden kısımlarının hala netlik kazanmaması ve uzayan mahkeme safahatlarının herkesin bildiği gerçekler arasında bulunduğunu dile getirdi. Bahçeli, "Değişik vesilelerle ifade ettiğim gibi elbette TSK'nın darbecilerden ayıklanması zaruridir ve bu konuda hiçbir şekilde müsamaha gösterilmemelidir. Ancak her fırsatta darbeci diyerek Mehmetçiği sindirmeye çalışmak ve hareketsiz kalmasına neden olmak hiç kimseye fayda sağlamayacaktır. Millet ordusu olan TSK'nın siyasetten uzak kalması ve kışlasında yalnızca ülke güvenliğine odaklanması, tartışma götürmez bir mecburiyettir. Ancak siyasetin de elini askerden uzak tutması ve günlük polemiklerin içine çekmek için sinsi tertipler içinde bulunmaması vatanımızın selameti için elzemdir" şeklinde konuştu.
Herkesin üzerine titremesi gereken TSK'nın, siyasetin içine çekilmesi gayretlerini art niyetli girişimler olarak görmek gerektiğini dile getiren Bahçeli, AK Parti'nin asker üzerinden yürüttüğü istismar politikalarının yanı sıra ana muhalefet partisi CHP'nin de benzer bir tutum takındığını ve incitici, kışkırtıcı ve tahrik edici bir üslup benimsediğini söyledi. Bir tarafta TSK'yı hakir gören ve darbeci yaftasını vuran AK Parti zihniyeti varken, öbür tarafta demokratik sürece askeri dahil etmeye çalışan ve siyaseti yönlendirmesini arzulayan bir ana muhalefet anlayışının yer aldığını kaydeden Bahçeli şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türk siyaseti, bu iki seviye yoksunu ve istismarcı partiden yorulmuştur ve oynanan karşılıklı oyundan dolayı tahrip olmuştur. CHP'nin bir Genel Başkan Yardımcısının sözleri bu çerçevede son örneği teşkil etmiştir. Söz konusu CHP yöneticisinin 'Koca bir askeri yıktılar, meğer kağıttan kaplanmış, biz bunu asker zannetmişiz' sözleri talihsiz olduğu kadar şuurunu kaybeden bir siyasetçinin hezeyanlarından başka bir anlama gelmemektedir. Tavsiyemiz bu CHP'li yöneticinin, askerden ne beklediğini açıkça ortaya koyması, demokrasinin ve sandığın erdemine inanmıyorsa bundan sonra siyaset yapıp yapmama konusunda kendisini bir kez daha gözden geçirmesidir. Şu gerçeğin altını kalın olarak çizmekte yarar vardır. Türk Silahlı Kuvvetleri kağıttan kaplan değil, binlerce yıllık geçmişiyle Türk milletinin en güçlü kudretlerinden birisidir.
Bunu anlamayan ve seviyesi yerlerde sürünen siyasetlerine kaldıraç olarak askeri kullanmayı amaçlayanlar hedeflerine asla ulaşamayacaktır. İzledikleri çarpık siyasetleri için askerden medet uman, destek bekleyen ve demokratik siyasi yönetimlerin vesayet altında olmasını içten içe dileyen siyasi zihniyetler, her fırsatta demokrasinin yıldırımlarıyla çarpılacaklardır. Beklentimiz hem CHP'nin, hem de AK Parti'nin elini TSK'dan biran önce çekmeleri ve siyasetin içine sokmaktan vazgeçmeleridir. Bilinmelidir ki demokrasinin ve millet iradesinin karşısında olacak, tahrip edecek her türlü fikir ve eylemle sonuna kadar mücadele etmekten asla geri durmayacağız. Siyasete meşru zeminler dışından ayar vermek ve istikamet tayin etmek için fırsat kollayanlara, ellerini ovuşturanlara da hiçbir şart altında göz açtırmayacağız."