DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, sembolik olarak gerçekleştirilen bugünkü 1 saatlik eylemin ardından pazartesi gününden itibaren daha büyük bir çadırla eylemin sürekli hale getirileceğini belirterek, eylemin amacının "Kıbrıs Türkünün verdiği mesajı ısrarla almak istemeyenlere ve kendilerinin de nefretini çeken bir pankartı bahane ederek muhtemelen bilmedikleri başka bir hedefe ulaşmak isteyenlere seslerini duyurmak" olduğunu açıkladı. Denktaş, "Türkiye Büyükelçiliği yeniden çalışır duruma getirilene ve görevi vekaleten yürütecek kişinin bu vekaletine son verilinceye kadar" pazartesiden itibaren eylemin süreceğini bildirdi.
Şehitler Abidesi önünde yaptığı basın açıklamasında Türkiye-KKTC ilişkilerinin tarihin en üzücü noktasında olduğunu dile getiren Denktaş, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Kaya Türkmen'in geriye çekilmesi ve yerine atama yapılmaksızın vekalet verilmesi olayının "görev değişikliği" açıklamasıyla atlatılacak basit bir olay olmadığını kaydetti. Denktaş, "Türkiye Cumhuriyeti, İsrail'den sonra şimdi de KKTC'deki elçisini geri çekmiştir ve bu kararın verdiği mesaj farzın ötesine geçmiştir. Bu eylem benim bireysel olarak başlattığım, ancak halkımızın da desteğini almamız halinde doğru mesajı doğru adreslere ulaştıracak bir eylem olarak dizayn edilmiştir" diye konuştu.
Eylemin bazı simgeler üzerine inşa edildiğini ifade eden Denktaş, Şehitler Anıtı'nın toprakları vatan kılmak için kol kola şehit düşen mücahit ve Mehmetçiği Türk Bayrağı'nın 1878'den 1974'e kadar süren varoluş mücadelesini, Anavatan ve Kıbrıslı Türklerin ulusal bayrağını, çadırın 1963-74 arası verilen onurlu mücadele dönemini ve 1974 sonrasında vatan haline getirilen topraklara Kuzey'den ve Güney'den gerçekleştirilen göç hareketini, KKTC bayrağının "devleti" ve yol üzerinde yüz yüze bakan iki binanın "TC devletini ve KKTC devletini ayrıca gönül gönüle yürümek isteyen Kıbrıs Türk ve Türkiye halklarını" temsil ettiğini kaydetti.
"KENDİ EVİMİZİ VE KENDİ GELECEĞİMİZİ YİNE KENDİMİZİN BELİRLEME TALEBİDİR"
Denktaş şöyle devam etti:
"(Talep) Kıbrıs Türk Halkı olarak kendi devletimize sahip çıkarak kendi geleceğimizi ve kendi evimizi yine kendimizin belirlemesi talebidir. Bu talep Türkiye'ye sırt dönmek için, karşı durmak için değil, yıllardan beridir çözüm olacak inancıyla kendi geleceğimizi garanti altına almak üzere Rum tarafının önüne koyduğumuz ve tüm dünyadan da kabul etmelerini beklediğimiz haklarımıza yine kendimiz için sahip çıkma kararlılığımızın bir göstergesidir. Talebimizin gerçekleşmesiyle birlikte hem iç hem dış
konularda çok daha saygın bir noktaya ulaşabileceğimize inanmaktayız. Türkiye, Kıbrıs sorunu nedeniyle üzerinde hissettiği baskılardan da bu şekilde kurtulacaktır. Hedefimiz birilerini üzmek değil, geleceğimizi kurtarmaktır. Kendi içimizde bölünmek değil, kenetlenmektir. Belirsizlik içinde oluşturulan ancak sürdürülebilir olmaktan çıkan mevcut durumu kendi karakterimize ve insanımıza uygun bir programı uygulamaya koyarak bu ülkeyi yaşanabilir, kendi kendini yöneten, rekabet düzeyi yüksek çağdaş bir ülke haline getirmektir."
Denktaş, vatandaşların bu düşünceye katkısının ve desteğinin görülmesi için fiili katılım yanında imza kampanyası da başlatılacağını açıklarken, Türkiye'ye "Anadolu insanını seviyoruz ve hiçbir yanlış uygulama bu sevgimizi eksiltmeyecektir. Tek talebimiz, kendi evimizin efendisi olmaktır" mesajını vermek istediklerini söyledi. Denktaş, okuduğu yazılı bildirinin ardından görüşlerini sözlü olarak da basınla paylaştı.
"VEKALET ALAN KİŞİ KIBRIS TÜRK HALKININ CEZALANDIRILMASINI İSTEYEN BİRİSİ"
Denktaş, DP'nin savunduğu söylemlerin yapılacak her eylemde akılda tutulmasını istediklerini belirterek, Türkiye halkı için de yaşanan üzüntüyle birlikte Kıbrıs Türk halkı için de yaşanan "çifte üzüntünün" son bulması dileğinde bulundu. Görev değişikliği nedeniyle görevinden ayrılacak olan Kaya Türkmen'in Türkiye'nin büyüklüğünü nezaketiyle ortaya koyduğunu söyleyen Denktaş, buna karşın yerine vekalet edecek kişinin "Kıbrıs Türkünün cezalandırılmasını isteyen ve bakanları aşağılayan birisi olduğu" görüşünü savundu.