Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Libya'daki olaylara ilişkin niçin açıklama yapmadığını söyleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yanıt verdi. Kılıçdaroğlu'nun dış politikada en küçük vizyona sahip olmadığını ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun, olayların yaşandığı ülkelerin haritadaki yerini gösteremeyeceğini savundu. Erdoğan, "O ülkelerdeki toplumsal yapı nedir, Türkiye'n8in bu ülkelerle ilişkileri ne aşamadadır, ne kadar Türk vatandaşı yaşıyor diye sorsanız bunların çoğunu bilmez. Ne Türkiye'nin buradaki yatırımlarından, ne hassasiyetlerinden haberi var ne de bu ülkelerin iç yapıları hakkında hassasiyete sahip. Sırf AK Parti'yi eleştirmek adına Libya'daki Türk vatandaşlarının güvenliğini çiğneyebilecek kadar ileri gidebiliyor. Libya'da asgari 25 bin civarında vatandaşımız var. 200'ü aşkın yatırımcımız var" diye konuştu. "Bu konular, hariçten gazel okuyarak, desteksiz atarak, fantazi yaparak değerlendirilemez. Milletlerin kaderini, halkların geleceğini, insanların yaşamını ilgilendiren konularda büyük hassasiyet göstermek gerekir. Büyük devletlere yakışan nasıl kenarda oturup izlemek değilse laf üretmek de değildir." Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: Erdoğan, önceliklerinin Libya'daki Türk vatandaşlarının tahliyesi olduğunu belirtti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye hiç kimsenin keyfi için acele ile, duygusallıkla, özellikle ısmarlama beyanat veren, dış politikasını gündelik gelişmelere göre belirleyen bir ülke değildir. Türkiye geçmişte olduğu gibi birilerinin peşine takılıp giden, gelişmeleri tribünden izleyen, gündemi belirlenen bir ülke değil. Biz ne zaman, nerede, nasıl açıklama yapacağımızı gayet iyi biliyoruz. Bunun zamanlamasını, alacağımız talimatla değil, arkadaşlarımızla değerlendirmesini yapar, bu açıklamaları yaparız. Bu arada boş duran bir Türkiye Cumhuriyeti yok. Bu konuda hiçbir bir bilgiye sahip olmadan akıl verenlerin yönlendirmesine ihtiyaç yok. Tarihi mesuliyetimizin bilincinde olarak gerekli mesajı tüm dünyaya veririz. Eğer bugün Batılı ülkelerin ne söyleyeceği değil de Türkiye'nin ne söyleyeceği, takınacağı tavır olayların seyrini etkiliyorsa, bunu iyi anlamak gerekir."
FANTAZİYLE OLMAZ
ÖDÜL AÇIKLAMASI
Libya’da bana tevdi edilen ödül ne ödülü? Niçin verilmiştir? Filistin meselesine duyarlılığımız, o konuda çabalarımız, Filistin halkı için çırpınışımız için tevdi edilmiştir. Bu ödül bir yönetimin değil, Ortadoğu halklarının Türkiye sevdasının bir tezahürüdür. Bugün Ortadoğu'nun neresine giderseniz gidin kardeş halklar Türkiye'nin politikalarını gönülden desteklemekte, bağrına basmaktadır. Libya'dan şahsımız nezdinde Türkiye'ye verilen ödül, Filistin davasına yaptığımız katkılar sonucu halkların hakların sevgisinin bir sonucu olarak verildi.
Libya'da bu ödülü alırken ne dedim? Bunun değerlendirmesini yapmayıp, "Bu ödülü geri ver" diyenler, hangi maksada hizmet ettiklerini düşünüyor mu, böyle dertleri yok."
Ödül alırken yaptığı konuşmasını yineleyen Erdoğan, "Savaşlar, çatışmalar, afetler, zulümler gizli kalmadığı gibi, insan hakları, evrensel değerler, demokratik haklar da gizli kalmıyor demiştim. Yerele sıkışmayalım. Bize düşen tarihten aldığımız ilhamla evrensel insan haklarını herkesten önce bizim kendimizsin hayata geçirmemizdir. Özeleştiriyi hayati derecede önemli görüyorum. Bunları her platformda olduğu gibi Libya'da da samimi bir şekilde dile getirdim" dedi.
LİBYA'DA AKAN KAN
Demokratik taleplerini dile getirenlere karşı insaf dışı davranılması şiddet sarmalı yaratacağını ve şiddetin Libya'nın geneline yayılma tehlikesi olduğunu belirten Erdoğan, "Libya bizim için dost ülkenin yanında kardeş ülkedir. Libya'da akan kanı kendi vücudumuzda akan kan olarak gördük" dedi.
Halkın taleplerine kulak verilmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, halkın beklentilerine duyarsız kalan, kendi halkına düşman olan hiçbir yönetimin uzun süre ayakta kalmasının mümkün olmadığını söyledi.