Libya'daki bir inşaat firmasında çalışan ve yaşanan olayların korkusu yüzüne yansıyan Bahadır Reisoğlu, "Ortam ilk başka gergin değildi ama daha sonrasında Kaddafi karşıtı guruplar protestolarını artırdı. Daha sonra Trablus bombalamalar oldu. Şunu söylemek istiyorum. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından sonra oradaki can güvenliğimiz daha da tehlikeye girdi. Çünkü kendisi Libya'da ki olayları desteklediğini açıkladı. Ondan sonra Kaddafi'nin Türklere bakış açısı biraz daha değişti. Ama sağ olsun şirketimiz bir uçak kaldırdı ve buraya kadar güvenli bir şekilde gelebildik" dedi.
Panik içinde olan herkesin ülkeden kaçmaya çalıştığını anlatan Reisoğlu, "Bombalama sırasında Havaalanına yakındık ve güvende sayılırdık. Havaalanında 15 bine yakın insan vardı. Herkes bir şekilde uçağa binmeye çalışıyordu. Mısırlı, İtalyan, Fransız, İngiliz ve Türk vatandaşlar bir şekilde ülkeden çıkmaya çalışıyor. Biz sadece 2 bin kişilik bir gruptuk. 25 bin kişiden bahsediliyor. İlk başta zaten tahliye uçaklarına izin verilmiyor. Normal tarifeli uçaklar var onlara bine bilenler gidebiliyor. Ama bize özel uçak ayarlandı ancak o şekilde gelebildik" diye konuştu.
Libya'da çalışan Mehmet Erensayın ise ülkeden çıkmalarının biraz daha gecikmesi halinde durumlarının daha kötü olacağını ifade ederek, "Biraz daha kalsaydık olaylar bizi de yakından etkileyecekti. Havalimanı gerçekten çok kötüydü. Oradaki insanlar bir şekilde uçaklarla ülkeden kaçmaya çalışıyor. Gece zaten ulaşım kapalı. Uçaklar gece inemiyor sadece gündüz uçaklarıyla çıkışlar olabiliyor. Orası gerçekten anlatılamaz bir durumda. O kadar acil geldik ki bütün özel eşyalarımızı bırakarak geldik. Her şeyimizi orada bırakarak geldik" dedi.
Mustafa Çobanyıldız ise bomba seslerini duyduklarını havaalanında da izdiham yaşandığını ifade ederek şirketleri tarafından yapılan girişimlerle ülkeden çıkabildiklerini söyledi.
Bahadır Reisoğlu'nun babası Samet Reisoğlu büyük bir endişeyle beklerken iyi haber aldıklarını ifade ederek, "Olaylar ilk başladığında Libya'ya da sıçrayacağını düşünüyorduk. Daha sonra başlayınca haber alamadık oğlumdan. Üzüntü ve merak başladı. Daha sonra ara ara haber alınca sevindik. Sürekli haberleri takip ederek durumu öğrenmeye çalıştık. Dönüşü de firmanın sayesinde oldu. İlk olarak Tunus'a gittiler oradan da İstanbul'a ve şimdide Gaziantep'e geldi" diye konuştu.