Ortadoğu’da ve Afrika’da yaşanan gelişmelerin Kafkaslardaki aşırı grupları tetiklemesinden büyük endişe duyduklarını belirten Putin, dünya tarihinde yaşanan bazı gelişmelerin tesadüflerden oluşmadığına dikkat çekti. Putin, “Libya'da yaşanan şiddet doğru değil ancak bu tarz idarelere zamanında ses çıkarmayan Batılı ortaklarımız geçmişte benzer devrimlerde İran’a da destek verdiler ve Filistin’de demokratik seçimler için çağrıda bulundular. İyi de yaptılar ama Filistin’de seçimle iş başına Hamas geçince onları terörist ilan ettiler. Benim söylemek istediğim insanlar kendi kaderlerini özgürce seçebilmeli ve hayatlarını şekillendirebilmelidirler. Bir yerde yaşanan bir durumu kopyalayıp çoğaltamazsınız ve her yere aynı formülleri uygulayamazsınız. Dünyanın her yeri farklıdır ve bizler de her şeye müdahale etmeye çalışmamalıyız”
Barroso’nun da AB adına güçlü şekilde kınadığı Libya’daki şiddet uygulamalarıyla ilgili olarak Putin, hayatını kaybeden sivillerle ilgili olarak Rusya dışişlerinin endişelerini ve kınamasını dile getiren bir deklarasyonun yayınlandığını söyledi. Putin, “Politik açıdan söylenmesi gerekenleri söylüyoruz gördüğünüz gibi. Ekonomik işbirliği söz konusu olduğunda ise bu tip şeyler siyasi ve ideolojik görüşlerle bir arada işlenmemeli. Bugün anlıyoruz ki Rus ve İtalyanların birlikte Libya’da geliştirdikleri işbirliği bu tür durumlardan ayrı tutulabilmeli. Şimdi kim gidecek oraya artık? Vatandaşlarımızı bölgeden uçaklarla, gemilerle çıkarıyoruz. AB ve Rusya birlikte çıkarları için işbirliği coğrafyalarını geliştiriyorlar ve genişletiyorlar ve Libya da buna dahil. Libya, AB'nin ana enerji sağlayıcılarından biri ve biz de Rusya olarak orada Rus teknolojisini ve yatırımlarını kurmak istiyorduk. Ne var ki bu koşullar altında burada aynı şekilde devam etmemiz mümkün değil” dedi.
Enerji, vize, Rusya’nın Dünya Ticaret Örgütü üyeliği ve işbirliği çerçeve antlaşmalarının ele alındığı ikili görüşmede özellikle antlaşmalar konusunda henüz bir imza atılmamış olmasını "yasal zemin hazır ve fikirlerimiz düzenli bir süreç içerisinde birbirine yakınlaşıyor ve anlaşmalar sağlandığında işbirliğimiz çok daha güçlenecek" şeklinde özetleyen AB Komisyonu Başkanı Barroso da AB'nin ekonomik ve işlevsel devamlılığı için Rus enerjisinin kilit önemde olduğunu söyledi Rusya’nın en büyük enerji sağlayıcısı olmaya devam etmesini istediklerini ancak üretim ve dağıtım aşamasının AB'nin rekabet kuralları gereğince taraflarca ayrı ayrı gerçekleştirilmesi gerekliliğine olan inancın devam ettiğini söyleyen Barroso, “Sayın Putin, dağıtımcıların yani 3. tarafların araya girmesi ile enerji fiyatının daha da arttığına değinerek doğru bir noktaya işaret etse de sistemin sağlığı açısından üreticiler ile dağıtımcıların farklı olmasını talep ediyoruz ve bu durum Rusya'ya özel değil. İç ve dış tüm enerji ticaretinde aynı kıstasları uyguluyoruz. Rusya'ya AB'nin devamlılığını sağlayan ve evlerimizi ısıtan enerjisini için teşekkür ediyoruz ancak unutulmamalı ki bu enerjinin bedelini de ödüyoruz, üstelik oldukça iyi şekilde ödüyoruz” dedi.
Vize konusunda Putin liberizasyonun kendileri için son derece önem taşıdığına değinerek bu konunun ticaret ve ekonomi önünde büyük bir engel olduğuna işaret etti. Barroso ise konu üzerinde her iki tarafın da iyi niyetle ilerleme kaydedilebileceğine inandığını söyledi. Rusya'nın Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) girişi için de destek verdiklerini belirten Barroso, Rusya'nın hukukun üstünlüğü ve bilhassa insan hakları konularında ise daha hızlı ve geniş adımlar atması gerektiğini kaydetti.