Adeta eski eşine kol kanat geren Zeynep Yavuz, çevresindekilerin eleştirilerine dahi kulak asmayarak, evini bile eşinin yaşadığı mahalleye taşıdı. 2 yıldır eski eşinin hastaneye götürülmesinden maddi taleplerine kadar bir çok ihtiyacına koşan fedakar kadın, kimi sağlık sorunlarının tedavisini bile eşinin bakımını aksatacağı yönündeki endişeleri nedeniyle her geçen gün erteliyor. Zeynep Yavuz, yaptığı açıklamada, yaklaşık 9 yıl boyunca hasta bakıcılığı yapması nedeniyle, hastalarla nasıl ilgileneceği konusunda donanımlı hale geldiğini söyledi.
Yaşar Ok ise ailesiyle birlikte yaşamaya başladı. Fakat 2007 yılında boğazında oluşan şişlikten şüphelenerek başvurduğu hastanede kanser olduğunu öğrenen Ok, 2008 yılında ilk kez ameliyat masasına yatarak, boğazındaki kitleyi aldırdı. Yaklaşık 1 yıl süreyle kanserden kurtulduğunu düşünmesine rağmen, yeniden kitlenin oluşması üzerine yattığı hastanede, gırtlağını aldırmak zorunda kaldı.
Geçirdiği rahatsızlıklarla başa çıkmaya çalışan Ok, bir yandan 2 yıl önce kendisini terk eden ve yardımlarını kesen ailesinin darbesiyle adeta çaresiz kaldı. Fakat yaşadığı sıkıntıyı öğrenen eski eşi Zeynep Yavuz, sıkça karşılaşılanın duyarsızlığın aksini yaparak, 13 yıl önceki eşinin yardımına koştu.
MERHAMETLİ BAŞBAKANIMA SESLENİYORUM
Eski eşinin rahatsızlığını öğrendiğinde de ''insan olmanın bir gereği olarak'' yardımcı olmaya karar verdiğini anlatan Yavuz, yaptığı yardımlar nedeniyle bazı kesimlerin eleştirilerine maruz kaldığını belirtti.
Yaptığının bir insanlık görevi olduğunu dile getiren Yavuz, şöyle konuştu:
''(Eski eşin, neden bakıyorsun?) gibi eleştiriler alıyorum. Ama bu hepimizin insanlık görevi. Sadece eski eşim olması gerekmiyor. Sokaktaki herhangi bir insan bile olsa ona yardımcı olmamız gerekiyor. Vicdanımızdan, merhametimizden vazgeçersek, o zaman bizim insanlığımız nerede kalacak? Bütün eleştirilere kulak tıkıyorum ve eski eşime Allah rızası için yardımcı olmaya çalışıyorum. Ama benim tek başına desteğim yetmiyor. Çünkü maddi imkansızlıklar peşimizi bırakmıyor. Gücümün yettiği kadar yanında olurum, fakat imkanlarım sınırlı.''
Yavuz, eski eşinin emeklilik yaşının geldiği ancak son yıllarda hastalığa bağlı olarak çalışamadığı için primlerinin ödenmediğini ifade etti.
SSK borcunu ödeyecek güçleri olmadığını bildiren Yavuz, şunları anlattı:
''Aslında yeşil kart verilmişti. Ancak yeşil kart kanser ilaçlarını karşılamadığı için bir türlü sağlıklı tedavi ettirilemiyor. Çok önceden beri sigorta primleri ödenmesine rağmen son yıllarda, hastalığına bağlı olarak çalışamadığı için primler ödenmedi. Son olarak hesaplattırdığımızda 13 bin 200 TL SSK borcunun olduğu belirlendi. Fakat Torba Yasa ile borcun 7 bin 500 TL'ye düştüğü bildirildi. Bunu bile ödeyecek gücümüz yok.
Aslında prim borçları ödendiğinde emekli olabilir ve sağlık ihtiyaçları düzenli olarak karşılanabilir. Öte yandan da geliri olmayan eşimin eline küçük de olsa bir miktar paranın geçmesi, onu en azından psikolojik olarak motive eder. Bende kiradayım, Yaşar bey de... Önceden ben çalışıyordum, ihtiyaçları karşılayabiliyorduk. Fakat şimdi Yaşar beyin bakımı aksar diye, işe de gidemiyorum. Yani çok zor durumdayız. Devlet büyüklerimiz lütfen sahip çıkın, ya emekli edilsin, ya da başka bir şekilde sahip çıkılsın. Merhametli Başbakanıma sesleniyorum; bu insana ne olur sahip çıkın. Bu adamı ne olur yalnız ve çaresiz bırakmayın.''
DÜŞENİN DOSTU OLMAZMIŞ
Yaşadıklarını anlatırken zaman zaman gözyaşlarını tutamayan Ok, şunları kaydetti:
''Hakikaten düşenin dostu olmazmış. Önceden sürekli evime misafir gelenler, artık kapımı bile çalmaz oldu. Önce arkadaşlarım sonra akrabalarım teker teker beni terk etti. Ama yinede Allah'ın sevgili kuluymuşum. Çünkü tüm yakınlarımın beni bırakmasına rağmen eski eşim benimle bebek gibi ilgileniyor. Bazen ona karşı da mahcup oluyorum. Fakat çaresizim. Özellikle son 1 yıldır bittim, tükendim. Tek kuruluşum ise emeklilik. Bunun için tüm devlet büyüklerinin yardımını istiyorum.''