Rus bilim insanları tarafından geliştirilen ve ABD, Kanada ile birçok Avrupa ülkesinde tarama amaçlı kullanılan ''MEİK'' isimli cihaz ile meme kanseri 30 saniyede iğnesiz ve radyasyon yaymadan teşhis edilebiliyor. Şirket Genel Müdürü Demet Kara, yaptığı açıklamada, tüm kanser türlerinde olduğu gibi meme kanserinde de erken teşhisin hayati olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Barış Diren de meme dokusunun MR yöntemi ile hiç radyasyona maruziyet olmadan hassas bir şekilde taranabildiğini ve buradaki kötü huylu olabilecek lezyonların ortaya çıkarılabildiğini belirtti.
Türkiye'de şu anda birçok hastanede alandaki uzman hekimler tarafından incelenen cihazın, hiçbir teknoloji ile saptanamayacak kadar küçük
Meme kanseri teşhisinde kullanılan ve radyasyon ışınları yayması nedeniyle zararları tartışılan, aynı zamanda en önemli tanı yöntemi olan ''mamografiye'' alternatif olup olmayacağı tartışılıyor.
Cihaz, meme kanseri teşhisinde mevcut yöntemlere göre oldukça pratik kullanımı ile kanserin erken teşhisinde önemli bir avantaj sağlıyor.
DEM-KAR Medikal Şirketi tarafından Türkiye'ye getirilen MEİK adlı cihaz, radyasyon ışınları yaymadığından dolayı hamilelerde de güvenli bir şekilde kullanılabiliyor. Cihaz, memelerde sıkıştırma yapmıyor ve kanserli hücreyi net olarak görüntüleyebiliyor.
''ERKEN TEŞHİS İMKANI VERİYOR''
Yıllardır meme kanseri taraması için tek çarenin mamografi, ultrasonografi ve MR olduğunu ifade eden Kara, söz konusu cihazın bu yöntemlere bir alternatif olduğunu ve tarama programlarında kullanılarak erken teşhis imkanı sağlanabildiğini söyledi.
Kara, cihazın ''hiçbir teknoloji ile saptanamayacak kadar küçük
YÖNTEM, UZMAN HEKİMLER TARAFINDAN DENENİYOR
Rutinde ultarasonografi yöntemi ile inceleme yapılabildiğini ifade eden Diren, mamografinin ise kötü huylu lezyonların tespitinde çok önemli bir yöntem olduğunu vurguladı.
Diren, bunların dışında çeşitli merkezde farklı metotların da uygulandığını anlatarak, ''Özellikle son yıllarda Elektro İmpedance Mamografi (MEİK) adıyla tanıştığımız bir tetkik yöntemi de meme dokusundaki kötü huylu lezyonların elektriksel akım iletim hızlarındaki değişkenlikleri görüntüleyerek, buralara dikkat çekebiliyor'' dedi.
Bu teknik yönteminin, önümüzdeki süreçlerde daha geniş kullanım ve klinik alanda yararlanılabileceği görüşünde olduğunu ifade eden Diren, ''Dolayısıyla çocuk yaş grubundan başlayarak risk grubundaki hastaların bu tür tarama testleriyle izlenebileceğine inanmaktayız'' diye konuştu.
Yöntem, şu anda Türkiye'de birçok hastanede uzman hekimler tarafından deneniyor.