|
|
"Yıllardan beri Kıbrıslı Türkler olarak verdiğimiz özgürlük ve bağımsızlık mücadelemiz, bugünlerde yepyeni bir boyut kazanıyor.
Biliyorum. Uzun yıllardan beri belirsizlikler içinde yaşamaktan sıkıldınız, yoruldunuz. Çocukluğunuzdan yaşlılığınıza kadar tüm dünyanın hep “sorun” olarak tanımladığı bir vatanda, siz hayatınızı devam ettirdiniz. Bunun ne kadar zor olduğunu, ne kadar güçlü bir irade istediğini en iyi biz biliriz.
Nesiller boyu beklediniz. Adada bir çözüm olsun, biz görmesek de çocuklarımız görsün diye sabrettiniz, sabrettiniz. Her defasında, küçüçük bir ışık gördüğünüz her çözüm arayışında, umutlarınızı yeniden yeşerttiniz.
Biz nesiller boyunca özgürlüğümüz için, anavatanımızla birlikte, Türk milletinin desteğiyle omuz omuza büyük bir mücadele verdik. Bu uğurda çok çile çektik, gerektiğinde öldük, gerektiğinde aç kaldık, susuz kaldık. Gerekiyorsa aynı sarsılmaz inanç ve bağlılıkla, uğruna şehitler verdiğimiz değerlerimizi korumak için mücadele etmeye yine hazırız.
Bizim anavatana duyduğumuz saygıyı ve Türk halkına duyduğumuz sevgiyi azaltmaya kimsenin gücü yetmez. Bu gönül birliğini bozmaya çalışacak olanlarla bir Denktaş olarak, ilk önce ben mücadele ederim. Ve bugün vermekte olduğumuz mücadelenin temelinde yatan yaklaşımımız da yine budur.
Ama bugün gelinen noktada görüyoruz ki, bizler kendi evimizin efendisi olduğumuz bilincine varmadığımız, kendi geleceğimizin sorumluluğunu kendimiz almadığımız müddetçe, çocuklarımızın geleceğinden harcamaya, belirsizlik içinde yaşamaya mahkum olacağız.
Çözüm beklemek yerine, çözümü yaratmak bizim elimizde.
Bugün, ada iradesini ortaya koyma günüdür. Bugün kendimizle hesaplaşma günüdür. Sorunlarımızı, yanlışlarımızı kabul ederek, adamızı, hayatlarımızı, çocuklarımızın geleceğini ve en önemlisi devletimizi ve vatanımızı sahiplenme günüdür.
Ulu önder Atatürk’ün dediği gibi “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.”
Kuzey Kıbrıs’ın kaderi ve Kıbrıs Türk halkının geleceği, kayıtsız şartsız yine siz Kıbrıslı Türklerin insiyatifindedir. Ve Kıbrıs Türk Halkı kendi kaderini çizecek güce, birikime ve onura sahiptir. Bunun için anavatanın desteğine, gücüne ve işbirliğine elbette ihtiyaç duyacağız. Ama ben de, her Kıbrıslı Türk gibi, Ankara ile göz göze konuşabilen, Türkiye ile gönül gönüle yürüyebilen devletimi özlüyorum. Ve bizler, Türkiye’yle tam bir eşitlik ve dayanışma içinde, kendi geleceğimizi kendimizin yönlendireceği bir ülke olmayı, yanikendi evimizin efendisi olmayı hedeflemeliyiz.
Bu mesele artık bir parti meselesi, hükümet meselesi değildir. Bu mesele, bir ülkenin halkıyla bütünleşerek onurlu ve bağımsız bir gelecek kurma meselesidir. Hangi partiden olursanız olun, hangi partiyi desteklerseniz destekleyin, siz sevgili kardeşlerimin öncelikle farkına varması gereken gerçek budur.
Sevgili halkım,
Bugünlerde kendi geleceğinle ilgili kararını kendin vereceksin. Tarih boyunca kaderi dışarıdan belirlenmiş bir adanın halkı olarak, sana danışılmadan alınan kararları hep saygı duyarak karşıladın. Ama bugün bu kararlara, aynı saygıyı göstererek, karşı çıkma zamanı.
2 Mart’ta düzenlenecek Varoluş Mitinginde halkın sesini daha çok duyurmak için sana ihtiyacımız var. Demokratik hakkını kullan, tahriklere ve provakasyonlara kapılmadan, sesini çıkar, kendi geleceğini kendin yarat.
Kendi evimizin efendisi olma bilinciyle hareket ettiğimizde üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun olamaz. Bir Kıbrıslı Türk olarak buna yürekten inanıyorum.
Biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları olarak, aynı inanç etrafında kenetlendiğimiz takdirde, bu kararlılık karşısında, tüm dünya saygı ile ada iradesini kabullenmeye başlayacaktır.
Unutmayın,
Hedef Türkiye ile bağlarımızı zayıflatmak değil, Türkiye’ye maddi bağımlılığımızı ortadan kaldırarak tarihsel ve toplumsal bağlarımızı yeniden güçlendirmektir.
Bunu başarmak elimizde. Geçmişte başardık. Şimdi yine başarırız. Yeter ki el ele, hep birlikte tek bir güç olarak yürüyelim. Yeter ki isteyelim.
Bir kez daha başarmak ve geleceğimize dayanışma içinde emin adımlarla yürümek için, 2 Mart’ta İnönü Meydanı’nda buluşalım.
Ben Serdar Denktaş, 2 Mart’ta İnönü Meydanı’ndayım."